Haberler

Mimarlık Endüstrisinin Nabzı Ölçüldü

Tarih: 3 Şubat 2009 Kaynak: Archinect Derleyen: Burcu Karabaş
Medyanın, dünya piyasalarının bir bilinmeyene doğru yol aldığını bize düzenli olarak hatırlattığı şu günlerde, mimarlık endüstrisi de ekonomik kriz ve kredi kısıtlamalarını ciddi bir şekilde hissediyor. Anlaşmalar iptal ediliyor, yetenekli mimarların işine son veriliyor, henüz bir işi olmayan mimarlar ise iş bulmanın imkansız olduğuna neredeyse inanmış durumda. Geçtiğimiz yıllar, mimarlık ve inşaat sektörlerinde benzeri görülmemiş bir büyümeye sahne olmasına rağmen, 2009'da mimarlık fakültelerinden mezun olmaya hazırlanan öğrencilerin sayısının, 1990'ın beş katına ulaşması endişe verici. Geleceğin, durağan bir ekonomiye ihtiyaç duyan bu sektör için neler getireceği ve hevesli yeni profesyoneller için ne gibi imkanlar sunacağı merak konusu.


Kaynak: Archinect

Archinect, mevcut durumu değerlendirmek ve geleceğe ilişkin öngörüleri analiz etmek amacıyla mimarlık endüstrisinin aktif üyeleri için bir anket hazırladı. Kasım 2008 başında açılan anket, şirket ortakları / sahipleri / iş bulma kurumları; az, orta ve çok tecrübeli mimarlar; stajyerler, işsiz mimarlar, mimarlık öğrencileri ve pazarlama departmanı çalışanları olmak üzere 8 farklı kategori için özel sorular içeriyordu. Mimarlık endüstrisinin nabzını ölçmeyi amaçlayan anketin sonuçları, geçtiğimiz günlerde açıklandı.

Kötü haberler vermekten ve duymaktan kimsenin hoşlanmaması, ne yazık ki gerçeği değiştirmiyor. Anket analizi, katılımcılardan birinin oldukça anlamlı ve özetleyici bulunan cümlesi ile başlıyor: "Parayla evli ve mutlu olanlar dışında herkes için bu süreç acı verici olacak." Tüm dünyayı etkisi altına alan ekonomik krizden etkilenmeyenin olmadığı, bir kez daha karşımıza çıkıyor. Çöküşe geçen bir ekonominin en hızlı ve yoğun etkilediği sektörlerden biri olan mimarlık endüstrisinin durumu, Boston Mimarlar Derneği Başkanı Diane Georgopulis'in sözleriyle belirginleşiyor: "Mimarlar, bazı açılardan maden ocaklarındaki kanaryalara benziyor. Bir gelişmenin durduğunu veya ekonominin kötüye gitmeye başladığını ilk farkedenlerin başında, mimarlar oluyor." Işsizlik oranı gittikçe yükseliyor ve herkesin mutlaka birkaç tanıdığı iş arıyor. Ocak ayı başında gazetelerde yayınlanan haberlere göre, Amerika'daki işsizlik oranı, son 16 yılın rekorunu kırarak Aralık 2008'de %7,2'ye yükseldi.

Ankete katılan Archinect takipçilerinin büyük çoğunluğu oldukça kötümser bir yaklaşıma sahip. Küçük bir bölümünün gelecekten umutlu olduğu katılımcılardan bazıları, ekonomik krize oldukça yaratıcı çözümler de getirmiş. Durum böyleyken, kötümser çoğunluktan gerçekleri, olumlu görüşe sahip olanlardan ise süreçten olabildiğince az etkilenerek kurtulabilmek için ilham ve tavsiye almak, yapılabilecek en mantıklı iş gibi görünüyor.

Çalışan Mimarlar
Şu anda çalışmakta olan mimarlar, kendilerini diğerlerine göre daha şanslı sayabilirler. En köklü şirketlerin bile bazı çalışanlarının işine son verdiği ve maaş ödemelerini dondurduğu bir sır değil elbette. İşlerinin "sabit" olduğunu söyleyen firmalar dahi, önlerini göremedikleri için geleceğe kemer sıkarak hazırlanıyor. Ankete katılan bir yönetici, küçük, büyük, yeni veya köklü, her şirketin krizden etkilendiğini, uzmanlık alanının da bu durumu değiştirmediğini belirtiyor ve ekliyor: "Birkaç haftadır, email kutularımıza işine son verilen deneyimli tasarımcıların özgeçmişleri akın ediyor. Durum her yerde gerçekten kötü."

Firmalar
Mimarlık ofisleri, harcamalarını kısmakla meşgul. Ekibe ısmarlanan atıştırmalıklar artık yok, fazladan bir ataşa ihtiyacınız varsa da artık bulamama olasılığınız yüksek. Ofisler küçülüyor, genel giderlerini azaltıyor, çalışma saatleri ve maaşlar düşürülüyor, ofis genişletme hayalleri ve ekipman alımları durduruluyor. Birçok firma, normal koşullarda geri çevireceği teklifleri kabul ediyor. Birçok ofis yöneticisi, iş almak için çaresizce çabaladığını itiraf ediyor: "Çok küçük veya önemsiz diye niteleyeceğim projelerin peşinden koşuyorum, kendi çizimlerimi kendim yapıyorum. Müşterimden para alabilmek için, ona para gelmesini sabırla bekliyorum, bunun oldukça uzun süreceğini bilsem bile. Zamanımı, yarışma projelerine harcıyorum." Mimarlık ofisleri, uluslararası projelere ve 3 - 4 yıllık ayrılmış bütçesi olan devlet projelerine odaklanıyor. Nispeten daha iyi durumdakiler de, araştırma yapmaya ve yarışmalara katılmaya zaman ayırıyor.

Hizmetlerini de çeşitlendiren ofisler, tasarımın farklı alanlarına yönelerek sektörün umut veren kollarıyla ortaklıklar kurmaya çalışıyor. İşte görüşlerden bazıları:

"Ortadan yok olan mimari proje tekliflerini, web ve grafik tasarım işleri alarak dengelemeye çalışıyorum."

"Müşteriler, başlangıç aşamasındaki projeleri gerçekleştirmek konusunda kararsız. Projelere ‘bekle ve gör' düşüncesiyle yaklaşıyorlar, bu da ekibimizin normalde kabul edeceğinden daha fazla proje almasına neden oldu. Uygulama aşamasında geçildiğinde uzun vadede kazançlı olacak ve bazen durdurulabilecek projeleri sürekli tasarım aşamasında tutuyoruz. Ofisimiz, sürekli bir tasarım üretme ve böylece müşterinin heyecanını koruyarak projeden vazgeçmesini engelleme telaşında."

En önemlisinin, eldeki müşterileri mümkün olduğunca korumak olduğu söyleniyor. Bütçeleri yoksa bile, en azından arkadaşlık etmek önemli. Çünkü, bu, doğrulduklarında ilk olarak sizin kapınıza gelmelerini sağlayacak. Bir işverenin söylediği gibi, "Tüm işimiz, söylenen sözlerden ibaret. Müşterilerimin bizim hakkımızda sadece iyi şeyler söylemesini sağlamalıyım."

Bireysel Çalışanlar / Serbest Mimarlar
Serbest mimarlar hakkındaki genel kanı, işlerinin güvende olduğundan endişe duydukları yönünde. Katılımcılardan biri, "Önceleri ben, ‘Şu anda çalıştığım ofisi, kendi büromu açana kadar kullanıyorum' yaklaşımına sahiptim. Ama şu anda yardımcı mimar olmaya gayet hevesliyim, dev ve zevksiz sağlık kompleksi projelerinden, pazarlama sunumlarına kadar, gerekli olan her şeyi hazırlıyorum. Yeter ki beni meşgul etsin," diyor. Şartlar, mimarları korkutuyor. Birçok katılımcı da, şu anda çalıştıkları ofisten ve pozisyonlarından memnun olmamalarına rağmen, yeni iş bulamayacakları için kalmaktan başka çare göremediklerini belirtiyor. Kendi işlerini kurma planlarının askıya alındığını, riske girmektense faturalarını ödeyebilmek için "fena olmayan" bir işte çalışmayı tercih ettiklerini söylüyorlar. Uluslararası projeler yapan, sağlık yapılarında uzmanlaşan veya devletin ödenek sağladığı projelerde yer alan firmalarda çalışanlar, kendilerini güvende hissettiğini belirtiyor.
Ankete katılan bazı mimarlar ise, bunun değişmek, daha fazla deneyim kazanmak, yaratıcı ve esnek olmak için uygun bir zaman olduğunu düşünüyor. Eğitim ve deneyim süreçleri boyunca kazanılan yeteneklerin hepsini değilse de, bazılarını kullanmanın avantaj sağlayabileceğini söylüyorlar. Birçoğu, akademik alanda bir yer edinmek için çalışmalarını başlatmış, çünkü mimarlar iş bulamadığında okula geri dönmek istediklerinden, akademik iş olanaklarının da buna bağlı olarak artacağını düşünüyorlar. Bazıları da, serbest çalışmaya başlamak istiyor, faturalarını ve kredilerini ödeyebilmek için ise ikinci bir iş daha yapmayı planlıyor. Mimarların, mevcut ekonomik durum ve sektöre etkileri hakkındaki görüşlerini dile getirirken, genellikle "korkmak" sözcüğünü kullandıkları dikkat çekiyor. Bir katılımcı ise, görüşlerini şu şekilde ifade ediyor: "Her zaman o kadar çok iş vardı ki, bunun bir gün sona ereceğini düşünecek vaktim hiç olmadı. Bankalar kredi vermeyi kestiği anda, her şey bir gecede durdu. Sürekli aynı şeyi vurgulamak yerine, durup kariyerimin ne durumda olduğunu düşünmeyi ve denemek isteyebileceğim başka fırsatları araştırmayı tercih ediyorum. Değişim iyi olabilir. Pozitif olmaya devam edin."

Öneriler
Makalede mimarlara verilen tavsiyeler ise, sahip oldukları pozisyonu çantada keklik olarak görmemek ve bulundukları durumu korumaya çalışmak yönünde. Çıkarılanlar grubuna dahil olmamak için işleri zamanında yetiştirmek, daha fazla sorumluluk almak ve "meşgul görünmek" öneriliyor. İncelemede, çalışma saatleri azaltılmışsa, mimarların boş zamanlarını portfolyolarını ve özgeçmişlerini gözden geçirerek ve gerekli eğitimleri alarak geçirmelerinin de yararlı olacağı yer alıyor. Kriz, ekonomik koşullar düzeldiğinde, işverene çok daha nitelikli bir eleman olduğunu göstermek isteyen mimarlar için eğitimlerini tamamlayıp gerekli kredileri toplamaları için ideal bir zaman olarak nitelendiriliyor. Ekonomik kriz, kullanmayı bilmediğiniz bir yazılımla tanışmak ve profesyonel ilişkileri canlandırmak için de fırsat sunuyor.



İşsiz Mimarlar
"Ekonomik düşüşten etkilenmeyeceğini düşündüğüm bir firmada çalışıyordum. Bu sabah 13'ümüz birden işten çıkarıldık."

İşverenler, Archinect kariyer sayfasına bir kişilik bir pozisyon için verilen bir ilana, kalifiye ve oldukça tecrübeli mimarlardan yüzlerce başvuru geldiğini belirtiyor. İş arayanlardan biri, "Fakülteden onur derecesiyle mezun oldum ancak başvurduğum ofislerden geri aramıyorlar bile. Korkuyorum," derken, bir diğeri ise "Hala okuldan sonra ayaklarımın üstünde durabilme mücadelesi veriyorum. Şimdi de birinci sınıftan bu yana çalıştığım firma kapandı. Üstelik bu hikayeyi birçok kişiden duydum." diyor.

İşsiz mimarlar, ankete katılanlar arasında en yorgun ve kızgın olanlar. Kendilerini rencide olmuş hissediyorlar ve inançlarını kaybetmişler. 60'tan fazla ofise özgeçmişini gönderdiğini belirten bir mimar, sadece birinden geri arandığını ve işe kabul edilmediğini ekliyor. Söz konusu mimarların çoğu yüksek lisans derecesine ve yeterince tecrübeye sahip olmasına rağmen, yaşamlarını sürdürmeye yetecek bir iş bulamıyor. Sekiz yılını mimarlık araştırmalarına verdiğini söyleyen bir katılımcı, portfolyosunun ona tek bir iş görüşmesi sağlamadığını yazmış. Mimarlık endüstrisinde tecrübe ve yer edinmek isteyenler için oldukça hayal kırıklığı yaratan bir dönem yaşandığı çok açık. Bu kategori altındaki soruları cevaplayan katılımcıların çoğu, ya henüz işten çıkarılmış ya da henüz mezun olmuş. Neredeyse tümü, bulacakları iş gerektirdiği takdirde taşınmaya hazır. Çalışma hayatına atılmış olanların deneyimi nedeniyle baştan elenmiş görünen işsiz mimarlar, ailelerinin yanına dönüyor, öğrencilik burslarını ödemeyi geciktiriyor ve asgari koşullarda yaşamaya çalışıyor. Her ne kadar bu durum çok moral bozucu da olsa, aralarından bazılarının dik durabilmesi, yaptıkları kariyer seçiminde kararlı olması ve umudunu kaybetmemesi umut verici olarak yorumlanabilir. Işsiz mimarların çoğu, ekonomi düzene girdiğinde kendilerini hazır hissetmek amacıyla, dönemi çalışmak ve gerekli lisanslarını tamamlamak için kullanıyor. Yarışmalara girmek ve yeni tasarımlar yapmak da yine önerilenler arasında. Daha fazla ücret ve pozisyon imkanı, bazı mimarları da inşaat sektörüne yönlendiriyor. Mühendislik şirketlerinde ve mimari yayınlarda görev alan yeni mimarlar da var.

Öneriler
İşsiz mimarlara, sıradışı bir portfolyoları ve özgeçmişleri olması öneriliyor. Kent alanında, devlet dairelerinde veya tasarımla ilişkili herhangi bir alanda çalışmak için istekli ve esnek olmak gerekiyor. Akademik hayata sıcak bakmak ve öğretim görevlisi olmak da bir seçenek. Kriz, bilgiyi arttırmak, yeni yazılımlar öğrenmek, eğitim kredisi toplamak, iletişim ağını canlandırmak ve serbest çalışmak için bir fırsat olarak değerlendirilebilir. Büyük şehirlerdense, henüz gelişmekte olan kırsal bölgeler, iş olanakları barındırıyor olabilir. İkincil ilgi alanlarına yönelmek ve koşullar normale döndüğünde mimarlığı yeniden ele almak da mümkün. Bunların hiçbiri işe yaramadığında, ankete katılan birçok mimarın yaptığı gibi sadece günü kurtarmak için geçici işlerde de çalışılabilir.

Mimarlık Öğrencileri
"Bir mimar olarak geleceğimden endişe ediyorum ama öğrendiklerimi ve temas kurduğum insanları seviyorum. Bu nedenle üniversiteyi bitireceğim ve elimden gelenin en iyisini yapacağım."

Görüşünü bu şekilde belirten öğrencilerden biri gibi henüz eğitim sürecinde olan mimar adayları için okul, krizi atlatmak için güvenli bir yer gibi görünüyor. Çünkü ekonomi dibe vurduğunda, fakülte başvuruları artıyor. Ankete katılan birçok öğrenci yanlış kariyer hedefi belirlediğinden endişe duyuyor, buna karşın bir diğer grup ilgili bir diğer alanda çift anadal eğitimi alarak kendini güvende hissediyor. Öğrencilere göre, Şehir ve Bölge Planlama, İnşaat Mühendisliği, hatta "gerektiğinde İşletme" bu alanlardan bazıları. Ayrıca öğrencilerin bazıları, öğretim görevlilerinin mimarlık piyasasına ilişkin yeterli bilgiye sahip olmadığından yakınıyor. Birçok mimar adayı, ekonomik kriz ve onun mimarlık endüstrisine etkileri konusunda kendini yetersiz hissediyor. Ankete katılan öğrencilerin %90'ı, okullarının müfredatını değişen ekonomik koşullara göre güncellemediğini belirtmiş. Bu, ele alınması gereken bir probleme benziyor. Kendilerini düşüşteki ekonomide var olmak için donanımsız hisseden mimar adaylarına eğitim veren ekibin çoğunluğunu, aktif olarak piyasada yer almamış mimarların oluşturduğu düşünüldüğünde, durumun rahatsız ediciliği ciddi boyutlara ulaşıyor.

Sadece tek bir öğrencinin pozitif görüşü, umut verici özellik taşıyor: "Önümüzdeki yılların zor geçeceği şüphesiz, ama ben yaptığım işi seviyorum ve pes etmeyeceğim. Birbirimize destek olmalı ve bu dönemi atlatmalıyız."

Öneriler
Öğrencilere, okulda kalmaları, çalışmalarını genişletmeleri, ek eğitimler almaları ve bu yolla kariyer potansiyellerini yükseltmeleri öneriliyor.

Kariyer Krizi
Mimarların içinde bulunduğu dönem, şüphesiz zor, ancak pişmanlık ve umutsuzluk içinde dönüp durmaktansa, zamanı meslektaşların fikirlerine kulak vererek "Neden mimarlık?" sorusuna yeni bir yanıt arayarak heyecanı tazelemek için kullanmak daha mantıklı bir seçim olabilir.

Profesyonel ve özel yaşamı tekrar canlandırmak için birkaç pozitif yaklaşıma göz atmadan önce, yakınmalara ortak olalım:

"Bush, kariyerimi mahvetti. Cornell'den mezunum ve altı yılda üç kez, çalıştığım orta büyüklükteki iş yerlerinden çıkarıldım. Her yeni iş, öğrenilmesi gereken yeni yazılımlar, iş kuralları ve bu öğrenme süreciyle eş zamanlı olarak beklentilerin üstüne çıkma çabaları demek. Işletme eğitimini yeni tamamlayanlar, neden ilk işlerinde benim 15 yıllık deneyimimle ulaşmaya çalıştığım maaşın iki katını alıyor? Öğrenci kredilerimi geri ödemeyi ancak geçen yıl bitirebildim! Şimdi de, Bush hazineyi soyduğu için maaşımın %20'sinden feragat etmek zorundayım. Bir birikimim veya mal varlığım yok. Altı yıl sonra 50 yaşında olacağım. Gerçekten çok yazık. Butikler için fazla tecrübeliyim, büyük şirketler içinse hasarlı mal anlamına geliyorum. Duyduğum kadarıyla, her kentte işten çıkarmalar oluyor, öyleyse taşınmak da kısıtlı imkanlarım düşünüldüğünde büyük bir müsriflik olur. Mutsuzum."

"Bir dişçi veya tesisatçı olmayı dilerdim."

"Bir bilgisayarın arkasında oturup gün ışığını görememekten yoruldum. Kariyerimi, fiziksel aktivite ve güneş ışığının bir araya geldiği bir mesleğe doğru yönlendirmeyi düşünüyorum."

"Mimarlık, yaşamınızı sürdürmeyi sağlayabilecek bir meslek değil."

"2002'de işten çıkarıldım, tekrar okula döndüm, 1,5 yıldır da yoğun bakım hemşiresi olarak çalışıyorum. Bu işe başladığımda, mimarken aldığım maaşın 2,5 katını alıyordum. Haftada 32 saat çalışıyorum ve bu kararı aldığıma hiç pişman olmadım."

"Fazla bir eğitime ve yetersiz bir tecrübeye sahibim. Ekonomi berbat, işverenler ürkek. Mücadele ediyorum, ancak muhtemelen mimarlığı sonsuza dek bırakacağım."

"Mükemmel bir okulda 4, çalışma hayatında ise 5 yılımı, saati 24 Dolar'a bir başkasının ofisini yöneterek geçirdim. Mimarlık sektörünün ücret standartlarından nefret ediyorum ve gelecekte tam zamanlı olarak bu endüstride yer almazsam çok mutlu olacağım. Ofis sahibi olmayan ücretli mimarlar, çok az maaş alıyor ve çok çalıştırılıyor. Mimarların durumu daha iyi olsa, dünyanın durumu da daha iyi olurdu. Daha fazla saygıya ihtiyacımız var. Ne yazık ki, yaşam kalitemi yeniden kazanmak için sektörden ayrılmam gerekti. Yeni mesleğimde, insanlara yardım ediyorum ve emeğimin karşılığını alıyor olmaktan memnunum.

Kötü, Çirkin ve En Sonunda... İyi
Motivasyonu Yükseltmek


Empire State Binası (1931)
ABD'nin en önemli mimarlık
örnekleri, Büyük Bunalım sırasında
ortaya çıktı.
Anket sorularına gelen binlerce cevabı inceleyen yetkililer, krizin mücadele eden mimarlar ve mimar adayları üzerinde aslında motivasyon yükseltici bir etki yaptığını görmüş. Birçok katılımcı, ekonomik durumun onları daha iyi ve verimli birer eleman olmaya ittiğini ve sabit maaş ödeyen firmalarına bağlanmalarını sağladığını söylüyor. Portfolyo ve özgeçmiş güncelleme çabalarının artması, LEED sertifikası almak için girişilen çalışmalar, kısacası çok meşgul oldukları veya üşendikleri için yıllar boyunca ertelenen işler, kriz sayesinde yapılabilir hale geldi. Durgunluk, aslında bireylerin bir sonraki aşamaya atlamaları için bir fırsat. İşsiz birçok mimar, rehavetten kurtulup yurtdışındaki iş olanaklarını araştırmaya başladı. Birçok mimar da, iş azlığının onları gerçek potansiyellerini değerlendirmeye ve farklı alanlarda şanslarını denemeye yönelttiğini söylüyor. "Bir düşüş, onu takip edecek çıkış için kendinizi hazırlama fırsatıdır" paylaşılan düşünceler arasında.

Firmaların çoğu ise, yenileniyor ve odaklarını genişletiyor. Önceden çok da ilgi göstermedikleri uluslararası ve kamusal projelerle rahatlama yoluna gidiyor, yeni stratejiler geliştiriyor. Firma yetkilileri, ekonomik durgunluğun sürdürülebilirliğe olan ilgilerini de arttırdığını söylüyor.

Ve Olumlu Görüşler... Ekonomik Durgunluk Mimarlığı Yenileyecek mi?
"İnişler ve çıkışlar vardır, hep de var olacak. Bu durgunluktan, yeni bir mimarlık doğacak. Sözlerimi dikkate alın, yenilik galip gelecek.'"

"Ekonominin şu anki durumunda, hiç kimse konut patlaması sırasındaki gibi rahatça inşaat kararı alamayacak. Akıllı tasarımcıların, hem ekonomik hem de çevresel anlamda iyi tasarımın önemini anladığını düşünüyorum. Ekonomiyi kalkındırmak için kaliteli ve uzun ömürlü tasarımlara yatırım yapmalı, müşterileri de bu yönde eğitmeliyiz."

"Durgunlukların, işleri yeniden düzenlemek için fırsat olduğuna inanıyorum. Mimarlığı yenilemek için gerçekten bir fırsatımız var."

"Tasarım ve inşaatta, yeni bir teori oluşacak. Mimarlar, artık zenginler için değil, herkes için tasarım yapacak. ‘En büyük ve gösterişli ev kimin' yarışındaki müşterileri eğitmek de, bunun önemli bir parçası. Kamuya yatırım yapmanın getirileri, gelecekte gözler önüne serilecek ve küçük şeylerin değeri bilinecek. Hayaller, 72'' LCD ekran televizyon almanın ötesine geçecek. Ayrıca, tasarımcılar hep övdükleri şeyleri tasarlamaya başlayabilecek: Tasarruflu otomobiller, daha kompakt yaşam alanları... Stajyerlerin eğitimine verilen önem artacak, daha az kalem kullanılacak. Elimizdekilerle mutlu olmayı öğreneceğiz."
YorumlarYorum Sayısı: Henüz hiç yorum yapılmamışBütün yorumları forumda okuyun!
Bütün yorumları forumda okuyun!
Takvim
<<Haziran 2011>>
Pzt Sal Çar Per Cum Cmt Paz
    1 2 3 4 5
6 7 8 9 10 11 12
13 14 15 16 17 18 19
20 21 22 23 24 25 26
27 28 29 30      
Haber Bölümleri
Haber Kategorileri
Yayınlanan haberlere günlük olarak yukarıdaki takvimden, haberlerin kategorilerine ise aşağıdaki listeden ulaşabilirsiniz.