Haberler

‘Temiz deniz için biz tetikçilik yapıyoruz, kamu el koymalı'

Tarih: 9 Şubat 2009 Kaynak: Radikal Yazan: Funda Özkan
DenizTemiz Derneği Turmepa, 15 yıl önce Rahmi Koç‘un önderliğinde kurulmuştu. Sekiz yıl Rahmi Koç başkanlığını yaptı, 7 yıl da Eşref Cerrahoğlu. Temiz deniz bilinci yaratmak, denizlerin kirlenmesini engellemek, kirliliği de temizlemek amacıyla faaliyet gösteren dernek, kurucusu, yönetimi, üyeleri itibarıyla yatı olan zenginlerin örgütü olarak kamuoyu nezdinde biliniyor.

Yeni başkan Tezcan Yaramancı, "Yatım da yok, zengin de, TÜSİAD üyesi de değilim" diyor ve 3-4 yıllık hedefi, TEMA gibi çok yaygın kitlelerce bilinirliliği olan, geniş kesimlerce bütünleşmiş bir örgüt olarak koyuyor. Önceki sabah, DenizTemiz'in yeni başkanı Tezcan Yaramancı, Başkan Yardımcısı İbrahim Yazıcı, Genel Sekreteri Levent Ballar ve yardımcısı Jülide Ergin bizlerle bir araya geldi. Tezcan Yaramancı baştan vurguladı: "Bu bir basın toplantısı değil, önerilerinizle bize katkıda bulunun."

Tezcan Yaramancı sık sık dile getirdi:

"Bizim kuşak temiz deniz konusunda bilinçli değildi. Denizin hiç kirlenmeyeceğini düşünürdük."

İstanbul'da denize dökülen atık su miktarı günde 430 bin metreküp. Her gün 500 kamyon dolusu katı atık denize atılıyor. Vatan gazetesi yazarı Can Ataklı önerisini söylüyor:

"Derneğinizin üyeleri armatörler, sanayiciler. Hepsi TÜSİAD, TOBB üyesi. Önce işalemini, işletmelerinin denizi kirletmemesi için bilinçlendirmelisiniz." Tezcan Yaramancı bu öneriye kenarından dolaşarak yanıt veriyor: "Balıkçılarla toplantı yapacağız. Onların ekmeği denizde, denizleri kurtarma bilincini aşılayabilmemiz, onlarla bütünleşmemiz lazım."

DenizTemiz en çok kirleteni afişe edemez mi? Geçen yıllarda bu öneri gündeme gelmişti, sonra hayata geçirilmedi. Deniz-kum-güneş turizminden para kazanan turizm tesislerinin yüzde 81'inde atık arıtma tesisi yok. İnsan kendi ekmek teknesini pisler mi? Türkiye'de pisler.

Yakın zamanda DenizTemiz, Milli Eğitim Bakanlığı ile işbirliği yapıp, 16 milyon öğrencinin katılımıyla ‘Temiz Sular Türkiye Kampanyası' yapmıştı. Aslında kampanyanın çıkış noktası, kıyı yerleşimlerinde ilköğretim çocuklarıyla sahilde çöp toplayarak, onlara temiz deniz bilincini aşılamaktı.

Milli Eğitim Bakanlığı ‘işi abartınca', veliler ayaklandı, "Kene mevsiminde çocuklarımızı çöpçü yaptılar" diye tepki gösterdiler. Milli Eğitim Bakanlığı'nın bilinçsiz hareketiyle kaş yapayım derken göz çıkarıldı. Ben de önce kamunun bilinçlendirilmesi gerektiğini söylüyordum ki, Tezcan Yaramancı şunları ifade etti:

"Denizin kirlenmesini engellemek için en az 100 milyar dolarlık yatırım gerekiyor. Biz temiz deniz için tetikçilik yapıyoruz. Kamu, otoritesini koymazsa hiçbir sonuç alınamaz."

Kolibasili bile yaşamıyor
Tezcan Yaramancı geçmiş zaman, Tuzla'yı örnek olarak anlatıyor: "Tuzla'da kolibasili analizi yapılıyordu, zamanla dediler ki oran düştü. Biz emin olamadık, farklı analizler yaptırdık ortaya çıktı ki, sudaki ağır metal yani arsenik, kurşun, çinko o kadar yüksek ki kolibasili yaşayamıyor."

DenizTemiz Genel Sekreteri Levent Ballar, geçen yaz İstanbul'da denize girilebileceğini savunan Büyükşehir Belediyesi'ne tepki göstermişti, bu sütunlarda da yer almıştı.

"Deniz kirliliğinden halkın anladığı kolibasili oranı. Ağır metal, kimyevi madde analizi yapılmıyor. Yapılsa da duyurulmuyor."

Biz Türk milleti gördüğümüze inanırız. Hürriyet'ten Gila Benmayor hoş bir öneride bulundu:
"Hava raporu gibi deniz kirliliği raporu verilemez mi? Balıklardaki kirliliği ölçümlemek ve bunu kamuoyuna duyurmak mümkün olamaz mı ki o zaman bilinç yükselir?"

Mesela bendeniz, Marmara midyesini yemeyeli çok oldu, daha diplerde gezinen kırmızı renkli balıkları da mümkün olduğunca tercih etmiyorum. Denizanası yok diye yüzenlere de hayretle bakıyorum.

Türkiye'den kaç halk kahramanı çıkar?
Julia Roberts'ın canlandırdığı ve kendisine Oscar getiren Erin Brockovich kanlı canlı karşımızda, "Hayatta zaman zaman yıkılabilirsiniz, önemli olan orada kalmayıp, yeniden ayağa kalkmak" diyor. Nedense bu konuşma benim çok da yüreğime işlemiyor. Aksine kendimi Hollywood filmlerindeki ‘bağımlıların merhaba ben filanca dediği, diğer grup üyelerinin de robotik ifadeyle merhaba diye karşılık verdiği' sahnede gibi hissediyorum. Oysa hikâye malum. Üç çocuk annesi, gencecik bir kadın geçirdiği trafik kazasından sonra hukuki mücadele veriyor. Hukuk eğitimi olmadığı halde, işe başladığı hukuk firmasında dosyalama memuru olarak çalışırken, ABD'nin enerji devlerinden Pasifik Gaz ve Elektrik şirketinin yaptığı çevre katliamını ortaya çıkarıyor. Şirketin yeraltı sularına zehirli atık sızdırdığını belgeliyor ve zehirli atıktan etkilenen 600 mağdurun 330 milyon dolar tazminat almasını sağlıyor.

Şu cümlesi beni etkiliyor: "Mücadele etmezsek bir daha asla temiz, yeşil dünyamız olmayacak."

Bir de şu cümleleri: "Bir kişi bir şeyi değiştiremez. Ama kalabalıklaşırsanız, önünüzde kimse duramaz. Elbirliği, güçbirliği yaparsanız, tüm sorunların üstesinden gelirsiniz." Erin Brockovich bir halk kahramanı. Aklıma rahmetli Nusret Çakıroğlu düşüyor. Yakın zamanda kaybettiğimiz Nusret Çakıroğlu, 60 yıl mücadele vermişti. Her aradığında: "Bak şimdi nasıl da canlarına okuyacağım" derdi. ‘Halkın avukatı' unvanını çok severdi, bir de haftalık dergilerden biri onun kafasını ‘Süpermen'in vücuduna oturtmuştu da ne kadar mutlu olmuştu. O, tek başına savaşçıydı.

Takvim
<<Haziran 2011>>
Pzt Sal Çar Per Cum Cmt Paz
    1 2 3 4 5
6 7 8 9 10 11 12
13 14 15 16 17 18 19
20 21 22 23 24 25 26
27 28 29 30      
Haber Bölümleri
Haber Kategorileri
Yayınlanan haberlere günlük olarak yukarıdaki takvimden, haberlerin kategorilerine ise aşağıdaki listeden ulaşabilirsiniz.