Mimar Eren Yorulmazer'in Gökkafes'in 30. katındaki evinde verdiği partiler herkesin dilinde...
Tabii dillere düşen aslında partiler değil ünlü mimarın muhteşem evi. Evinin tarzını "Görkemli emperyal romantik" diye tanımlayan Eren Yorulmazer görenleri kendine hayran bıraktıran 700 metrekarelik evi konusunda o kadar mütevazı ki "Evdeki eşyalar sandığınız kadar pahalı şeyler değil. Ben de evcimen değilim. Rahatlıkla otelde yaşayabilirim" diyor.
Evden içeri girer girmez dört bir yanı yere kadar cam olan salondan neredeyse bütün Boğaz'ı görüyorsunuz. Sağınızda tarihi İstanbul Yarımadası, solunuzda Ortaköy, Boğaz Köprüsü, Dolmabahçe... Daha müthiş bir şey yok herhalde... Bu karizmatik, bu yetenekli, bu mütevazı adama birkaç soru sordum, daha iyi tanıyabilmek için..
Eviniz sizin için ne anlama geliyor?
Hani herkes evi için, "Benim inim", "Benim sığınağım" falan der ya; benim için ev katiyen öyle şeyler ifade etmez. Çok evcimen değilimdir, çok rahat otelde yaşayabilirim.
Evinizi dekore ederken neye önem verdiniz? Nasıl bir ev hayal ettiniz, nasıl oldu?
Şimdiye kadar olan bütün tecrübelerimden, topladığım bütün parçalardan yararlandım. Birçok dönemin birçok tarzın karışımı bir evim var.
Heykeller çok enterasan, nereden buldunuz?
Bir arkadaşımla Fransa'ya gitmiştik. Ben dolap bakıyordum. Arkadaşım "Bırak dolabı da şu iki heykeli al" dedi. Her biri nerdeyse bir ton. Eve taşımak biraz zor oldu ama değdi doğrusu.
Evinize çok alışveriş yapar mısınız? Alışverişiniz hep pahalı şeylerden mi oluşur?
Her gittiğim yerden mutlaka bir şey alırım. Ama sandığınız gibi hep pahalı şeyler almam tabii ki. Zaten burada gördüğünüz şeyler de sandığınız gibi pahalı filan da değil.
7 ayda tamamladı
Gökkafes olarak adlandırılan; Süzer Plaza'nın en üst katı olan 30. katta 7 özel Penthouse daire bulunuyor. Bunlardan biri Eren Yorulmazer'in dillere destan dairesi. Daire İstanbul'a 130 metre yükseklikten bakıyor. Sosyeteden birçok ismin yanı sıra son olarak Arap Emirlikleri'nde de evleri dekore etmeye başlayan Yorulmazer kendi evinin dekorasyonunu 7 ayda bitirmiş. Gökkafes'te sosyetik pek çok isim yaşıyor.
Sadece "Tom Ford" giyerim, arabam Ferrari
Kıyafetlerinizde de bir tarzınız olduğunu görüyorum. En çok nelere önem veriyorsunuz?
Bir dostum "En büyük şıklık fit olmaktır" demişti. Çok doğru; herhangi bir şeyi doğru taşıyabilmek için her şeyden önce fit olmalısınız. Kıyafete gelince tek bir marka giyiyorum: Tom Ford. Tom Ford, modaya ara verdiğinde hiç alışveriş yapmadım. Onun her şeyi bana iyi oturuyor.
Bir de araba merakınız var değil mi? Ne kullanıyorsunuz?
Evet spor arabalara meraklıyım. Şu anda Ferrari kullanıyorum. Hızlı, dinamik arabaları seviyorum. Ayrıca şehir dışında işlerim olduğu için mesela Bursa'da araba kullanma imkanım da oluyor.
Canı sıkılan hanımlar arasında ev yapmak moda oldu
Gelelim meslek hayatınıza; sizi diğer mimarlardan ayıran şey nedir? Diğer meslektaşlarınızı eleştirir misiniz?
Bence işini iyi yapabilmek için iyi bir eğitim almanız gerekiyor. Teknik donanımınız tam olmalı. Maalesef bizde canı sıkılan hanımlar arasında, son zamanlarda, ev yapmak pek bir moda oldu. Ama eğitimleri, donanımları eksik olduğu için ortaya dehşet sonuçlar çıkıyor. Ben İTÜ Mimarlık mezunuyum. Bunun yanında Reşit Soley'le mimarlık hayatına başladım. Kendisi müthiştir. Türkiye'de Reşit Soley gibi gerçekten çok değerli isimler, hocalarımız var. Beni diğer mimarlardan ayıran şey tarzım. Sevin ya da sevmeyin, beğenin ya da beğenmeyin, benim bir tarzım var. Bir mekana girince "Burayı Eren Yorulmazer yapmış" diyebilirsiniz.
Peki sizin bu konuda Türkiye'de eksik bulduğunuz nedir? Ne yanlış yapılıyor?
Yatırımcılar, gerekli yatırımı yapmıyorlar. Türkiye'deki birçok mimar; inanılsa, gerekli yatırım yapılsa, dünya çapında olurdu. Mesela ben bazen gittiğim alışveriş merkezlerindeki ucuz yer döşemelerini, ucuz basit ışıklandırmaları görünce sinirleniyorum. Ufak hesaplarla projeleri öldürüyorlar.
Yeni projeleriniz var mı?
Artık sadece Türkiye ile çalışmıyorum. Arap Emirlikleri'nde otel, ev projeleri teslim ettim. Hâlâ devam eden projelerim var. Orta Avrupa, Kuzey Amerika ile bir şeyler düşünüyorum. Türkiye'de de devam eden projelerim var.
Evinizde sık sık parti veriyor musunuz?
Türkiye'de olduğum her akşam evimde mutlaka birileri olur. Bunun yanında tabii ki büyük partiler de verdim.
Evinizin en sevdiğiniz köşesi hangisi?
Böyle bir şey yok. Evimin her yerinde keyif alıyorum. Boğaz'a bakarak spor yaparken, uzanıp kitap okurken ya da birçok kişi bir arada olabildiğimiz için yemek odamdan ayrı ayrı keyif alıyorum.