Yaşanan küresel ekonomik kriz, tüm sektörlerde olduğu gibi yapı sektöründe de etkilerini gösteriyor. Türkiye Alçı Üreticileri Derneği (ALÇIDER) yapı sektörünün özellikle bu dönemde, ülkemizdeki kaynakları kullanarak nitelikli ve elverişli iç mekânlar yaratılması için alçıya daha fazla ihtiyaç duyduğuna dikkat çekiyor.

Küresel ekonomik krizin yapı sektöründe de etkilerini hissettirmeye başladığı şu dönemde, Türkiye Alçı Üreticileri Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Tunaman, alternatif yapı malzemelerine göre daha ekonomik çözümler sunan alçıyı geniş kitlelere anlatmayı, ülke ekonomisine katkı sağlayacak bir görev olarak gördüklerini belirtti. Gelişmiş ülkelerce çok iyi tanınan ve geniş bir kullanım alanına sahip olan alçının ülkemizde yeterince tanınmamasını büyük bir kayıp olarak değerlendiren Tunaman, ALÇIDER'in bu açığı kapatmak amacıyla yazılı-görsel tüm mecraları kapsayan bir reklâm kampanyası, kurumsal dergi çalışması, tanıtım filmi, alçı sektör zirvesi ve alçı uygulamalarını içeren bir tasarım yarışmasından oluşan büyük bir iletişim programına başladığını kaydetti.

1995 yılında Türkiye'nin önde gelen alçı üreticileri tarafından kurulan ALÇIDER'in Avrupa Alçı Üreticileri Derneği Eurogypsum'un asli üyesi olduğuna dikkat çeken Tunaman, amaçlarının alçıyı tanıtarak ülkemizdeki alçı kullanımını Avrupa'daki seviyelere çıkarmak olduğunu vurguladı.

Alçının Ekonomiye Katkıları
Alçının yararlarının başında ekonomik oluşunun geldiğini söyleyen ALÇIDER Genel Sekreteri Turgan Vargı, buna bağlı avantajlarını ise şöyle sıraladı: "Alçı ürünler, alternatif malzemelere oranla çok daha az enerji kullanılarak üretiliyor. Tuğla üretiminde kullanılan enerjinin yarısı, çimento üretiminde kullanılan enerjinin ise 5'te 1'i, alçı ürünlerin imalatı için yeterli oluyor! Hafif oluşu binaya eklenen yükü azaltıyor; hafifleyen sistem kolon ve kiriş gibi taşıyıcı eleman kesitlerinin küçülmesine katkıda bulunuyor; bu da inşaat maliyetinin daha başlangıçta azalmasını ve yapı kullanım alanlarının metrekare bazında artmasını sağlıyor.

Alçının kolay işlenilebilir ve uygulanabilir olması ve alternatif malzemelere kıyasla çok daha çabuk kuruması, inşaat süresini kısaltıyor. Elde edilişi, uygulanması ve bakımı kolay ve ucuz olan alçı, bitmiş olarak yapıya uygulandığı için ekstra emek ve masraf gerektirmiyor. Alçı, taşıma maliyetleri açısından da avantajlar sunuyor. Üretim yerinden şantiyeye rahatlıkla taşınabilmesi, işçilik masrafı ve maliyetini azaltıyor."

"Alçı, milli bir üründür"
Türkiye Alçı Üreticileri Derneği Genel Sekreteri Turgan Vargı, tüm bu avantajlarının yanı sıra doğal hammadde kaynaklarından elde edilen milli bir ürün olan alçının önemli bir ihraç maddesi olarak da ülke ekonomisine katkıda bulunduğunu kaydetti. Türkiye'de, özellikle Orta Anadolu bölgesinde yüksek saflıkta zengin, doğal alçı rezervleri bulunuyor. Milyarlarca ton olarak kabul edilen alçı rezervlerinin ülke ekonomisine kazandırılmasının krizden etkilenen yapı sektörünün canlanmasına da katkıda bulunacağı bekleniyor.