Haberler

Mersin’de her medeniyetten izler bir arada

Tarih: 6 Mart 2009 Kaynak: Türkiye Yazan: Behçet Fakihoğlu, İrfan Özfatura


Adımbaşı birçok medeniyete ait örenyeri, kale ve su kemeri bulunan Mersin'de görülmeye değer yerlerin başında Cennet ve Cehennem oyukları ile korsanlara karşı yapılan Kız Kalesi gelir.

Mersin'i anlatmak kolay değil. 33 yıl önce lise talebesi olarak burada bulundum. İnsanın başını döndürecek güzellikte, şirin bir şehirdi. Evlerin bahçelerinde portakal, limon ağaçları vardı. Şehrin yanıbaşında başlayan devasa portakal bahçelerini, kıyıların güzelliğini nasıl anlatabilirim ki... Şimdi, dallarından portakal kopardığımız bahçelerin yerini, zevksiz devasa beton bloklar işgal etmiş. Deniz kabuğu topladığımız, denize girdiğimiz sahiller de doldurulmuş, çevre yolu yapılmış. Bir şehir bu kadar mı değiştirilir? Zihnimde eski Mersin'in kalmasını, yenisini görmemeyi dilerdim. Gazetemizin Mersin Temsilcisi Yusuf Güler'le birlikte Silifke istikametine doğru yola çıkıyoruz. Mezitli'den az ileride, 20 katlı apartmanlar arasında; bir ören yeri ile karşılaşıyoruz. Viranşehir'de, Pompeipolis Antik Kentinin kalıntıları ve sütunları hâlâ dimdik ayakta, beton bloklarla etkileyici bir rekabeti sergiliyor.

Yağmacılık Artış Gözterince
Erdemli'ye doğru devam ediyoruz. Sahil tarafı tamamen yazlık konutlarla işgal edilmiş. Pansiyon ve otellere de rastlanıyor. Yolun sağında ise, insanın içini ferahlatan limon bahçeleri ve seralar. Hemen kuzeyde de, zirveleri karla kaplı Toroslar'ın manzarası, adımbaşı da örenyeri, kale, su kemeri ve diğer tarihî eserler... Mersin'den 70 kilometre uzaklaşıyoruz, Kız Kalesi'nin güzelliğine kapılıyor, sahile iniyoruz. Bu sahilde, Roma dönemi boyunca önemini korumuş olan Korykos Antik Kenti bulunuyor. O zenginliğe göz diken korsanlar ve yağmacılara karşı korunmak için de iki kale yapılmış. Bir tanesi karada, diğeri de kıyıdan 200 metre açıktaki kayalık üzerinde yapılmış.

Cennet ve Cehennem Vadileri
Biraz daha ilerleyip, 2 kilometre kadar kuzeye, Cennet ve Cehennem oyuklarına gidiyoruz. Önce Cehennem oyuğunun başına geçiyoruz. Etrafı sarp kayalarla çevrili derin bir çukur. Her bakımdan ürkütücü. Bu defa Cennet oyuğuna yöneliyoruz. Çukurun dibindeki mağaraya inmek için 450 basamaklı taş merdivene yöneliyoruz. Mağara karanlık ve derin. Mağaranın dibinde bir yeraltı ırmağının aktığı ve Narlıkuyu koyunda denize karıştığı söyleniyor. Bu koyda suyun daha serin ve tatlı olması da buna bağlanıyor. 450 merdivenlik yolu tırmanışa geçiyoruz. Bu defa etrafı daha dikkatli inceliyoruz. Sarp kayalar, çukurdaki bitki örtüsü, ağaçlar... Hepsi muhteşem.

Astıma İyi Gelen Mağara
Cennet oyuğunun 300 metre güneybatısında bulunan Astım Mağarası'na yöneliyoruz. 20 metre derinliği bulunan bu mağaraya döner merdivenle iniyoruz. Koridorlar 200 metre ve birbirleriyle bağlantılı. İçi aydınlatılmış mağaradaki sarkıt ve dikitler harika güzellikte. Astım hastalarına iyi geldiğine inanılan bu mağaranın da çok sayıda ziyaretçisi bulunuyor. Mağaralara inip çıkmak, bizi bitkin hale getirdi. Bu yorgunluğu "Yörük Sıkmasının" gidereceğini söyleyen Yusuf Güler'e katılıyor ve bir "Yörük Çadırında" bağdaş kuruyor, sıkmalarımızı istiyoruz. Nefis Yörük Sıkması ve ayranı geliyor. Fatma Ünlü'den bu lezzetin sırrını öğreniyoruz: Tulum peyniri rendelenir, pul biber ve nane katılır, normal hamura konur ve Yörük usulü saçta pişirilir... Patatesli ve çökelekli sıkmalar da yapılıyor...

Eshab-ı Kehf'in yeri ayrı
Tarsus tamamen bir açıkhava müzesi. Herkesin duyduğu, ziyaretçileri hiç eksilmeyen Eshab-ı Kehf Hazretlerinden (7 uyurlar) söz etmeden olmaz. Eshab-ı Kehf, mağara arkadaşları anlamına gelmektedir. Tarsus eşrafından 7 imanlı genç ve bir köpeğin birlikte sığındığı bu mağara, devrin putperest kralının zulmüne karşı direnişin timsali olmuştur. Yemliha, Debernuş, Kefeştatayyuş, Mekselina, Mernuş, Mislina, Şazenuş ve köpekleri Kıtmir bu mağarada 309 yıl uyumuşlardır. Uyandıkları vakit, Yemliha'nın, ihtiyaçlarını karşılamak maksadıyla Tarsus'a gönderilmesi üzerine hadise ortaya çıkmıştır. Eshab-ı Kehf kıssası, Kur'an-ı Kerim'de, Kehf Süresinde geçmektedir. Hazreti Danyal Aleyhisselam'ın merkadinin de bulunduğu Makamı Şerif Camii gibi kutsal mekanların da olması, Tarsus'u inanç turizmi açısından önemli kılmaktadır.

Silifke'nin yoğurdu yok!
Silifke'ye kilitlendik, yıllardır methini duyduğumuz "Silifke'nin yoğurdu"na... Marketlerde yoğurt arıyorum, ama "Silifke Yoğurdu" bir türlü gözüme çarpmıyor. Merakımı yenemeyip soruyorum, aldığım cevapla irkiliyorum: "Yok öyle bir yoğurt!" Evet; adı var, kendi yok! İşin doğrusunu anlamak için caminin bahçesinde oturmuş yaşlı Silifkelilere soruyoruz: "Eskiden koyun, keçi sütünden evlerde yapılan yoğurtlar, 1.5 kiloluk, saplı bakır çingillerle getirilir, eski postane civarında yan yana dizilir ve satılırmış. Lezzeti ve görünüşü bir başka imiş. Şimdi de köylerde var, ama eskisi gibi değil" diyorlar...

Farklı bir dürüm değişik bir tatlı!
Zengin bir mutfağı bulunan Mersin'de tantuni ve cezerye öne çıkıyor. Biz de tantuniyi öğrenmek için Özkan Tantuni'nin sahibi Hacı Özkan'a gidiyoruz. Hacı Özkan'ın başka görevleri de var; Mersin Lokantacılar, Kebapçılar, Pastacılar ve Tatlıcı Esnaf ve Sanatkarlar Odası'nın Başkanı. AK Parti'den Akdeniz İlçe Belediye Başkanlığı'na da aday. Tantuni 80'li yıllara kadar seyyar olarak yapılıyormuş, seyyar satıcılık yasaklanınca merdiven altı dükkanlar açılmış, sonra da düzenli lokantalar. Tosun etinden but ve biftek kısmı alınır, sinirleri ayıklanır, kuşbaşının dörttebiri şeklinde bıçakla doğranır, sonra tencerede haşlanır. Haşlandıktan sonra tepsilere dökülür, yağ, baharat katılarak, dürüm şeklinde servis edilir. Cezerye de Arapça bir kelime ve havuç demek. Hasan Yozgat'ın verdiği bilgiye göre; havuç haşlanarak marmelat şekline getirilir, ana hammadde oluşturulur. Bir müddet dinlendirilir, yeniden pişirilir, tarçın ve limon tozu ile demlendirildikten sonra, güçlendirilmiş baharat karışımı ilave edilir. Çerezi ilave edilerek 20-25 dakika daha pişirilir. Sonra da soğutma ve dinlendirme işlemi gerçekleştirilir. Yağ, un ve katkı maddesi ihtiva etmez. 20 ülkeye ihracatı yapılan cezerye, Türkiye'de de 700 satış noktasında pazarlanıyor.

Hasan Yozgat, Dünya Gıda Maddeleri Yarışması'nda altın madalya kazandıklarını söyledi.

Takvim
<<Haziran 2011>>
Pzt Sal Çar Per Cum Cmt Paz
    1 2 3 4 5
6 7 8 9 10 11 12
13 14 15 16 17 18 19
20 21 22 23 24 25 26
27 28 29 30      
Haber Bölümleri
Haber Kategorileri
Yayınlanan haberlere günlük olarak yukarıdaki takvimden, haberlerin kategorilerine ise aşağıdaki listeden ulaşabilirsiniz.