40 yıllık geçmişiyle her yıl milyonlarca insanın ziyaret ettiği Dubai yeni paganizmin beşiğiydi. Tüketmenin ihtirasıyla azgınlaşan insanlık, dünyanın bütün noktalarından Dubai'ye taşınıyordu. Mabedimsi alışveriş merkezlerine methiyeler her geçen gün yerkürede yayılıyordu. Dünyanın en yüksek binaları orada inşa ediliyor, en kitch otelleri orada açılıyordu. Seçme mimari örneklerin kötü kopyalarından oluşan kompozisyonu, tarihsizliğin temsiliydi. Altın malzemelerin kullanıldığı 1.500 odalı Atlantis Oteli uzaydan bile görülebilen bir şovla açıldı. Uzaydan izlenebilme arzusu artık dünyevi olanı aşmak ve kainata doğru açılmak, bir hadsizlik değil miydi? İlahi bir göşterişe kalkışmaya cüret eder gibiydi. Zenginliğini dünyaya görgüsüzce gösterme telaşıyla doluydu.
İnsan yapımı palmiye adalar, teknolojik kar, türlü türlü doğa simülasyonları, büyülenemeyen insanı geçici esrimeye davetti. Bir çeşit göz bağcılığın adresi oldu Dubai.
Dünyanın en tüketici halkı olan Türkler için de önemli bir adresti. Bayram özel turları, hafta sonu paketleri bir tüketim ayini olmuştu. Uçak seferlerinin sayısı bu talebi açıklıyordu. Ölmeden önce görülmesi gereken yerlerin başında yer alıyordu. 30 tane alışveriş merkezi ve binlerce mağazayla oldukça çekici bir tur oluyordu.
Bu yıl 14.'sü düzenlenen Dubai Alışveriş Festivali herhalde biraz sönük geçti. Çünkü bu zengin ve küresel tasarımın ekonomisi düşüşe geçti. Dubai'deki konut balonu söndü. Finans varlıkları eridi. Harcamaların azaldığı, emlak talebinin düştüğü, işsizliğin arttığı bir ülke oldu.
Dubai Havaalanı'nda terk edilmiş binlerce araba olduğunu bildiriyorlar. Her gün bin 500 yabancı Dubai'yi terk ediyor. Emirlik ekonomik çöküşle ilgili haberlere sansür uyguluyor. Dubai'nin şatafatlı, abartılı, talana çağıran kuleleri sallanıyor. Açgözlülük ve abartılı iştahın bedeli ağır oluyor. Dubai faniliği iliklerine dek yaşıyor olmalı.