Haberler

Tarihî Tahtakale direniyor

Tarih: 23 Mart 2009 Kaynak: Taraf Yazan: Ayşe Tatlıcı
İstanbul'da birçok insanın uğrak yeri olan tarihî ticaret durağı Tahtakale, kriz yüzünden her gün birkaç kepenk indiriyor. Ürünler tezgâhlarda beklerken, dükkân sahipleri indirim üstüne indirim yapıp ayakta kalmaya çalışıyor.

Tahtakale... Eminönü"nde, Rüstem Paşa Camii ve Hasırcılar Caddesi arasında kalan bir liman içi semti. Günümüzde olduğu gibi Osmanlı ve Bizans'ta da ticaretin nabzı burada atıyormuş. Semtin adının ne zaman ve neden Tahtakale olduğu kesin olarak bilinmiyor. İlk akla gelen burada tahta bir kale olabileceği, ancak eski esnaf mahalleyi "Kalealtı" olarak anıyor. Tahtakale son zamanlara kadar gayet hareketli bir ticaret hayatına tanık oluyordu. İstanbul'un eski sokak dokusunun en iyi korunduğu az sayıdaki semtinden biri olarak, çoğu yokuş ve dar sokaklarında küçük tezgâh ve insan trafiği görülüyordu. Daha birkaç ay öncesine kadar iplikçisinden plastikçisine, zücaciyecisinden oyuncakçısına kadar Anadolu'ya mal veren Tahtakale güneşin doğmasıyla alışverişe hücum eden insanlarla dolup taşarmış. Tahtakale bugünlerde insanlara hasret, ancak yakında yine eski günlere dönebileceği ümidinde.

İndirimler göz boyasa da...
Tahtakale'nin yaşadığı sıkıntıyı daha yakından imcelemek için yolumuzu oraya düşürdük. Neredeyse her tezgâh indirim ilanları asmış: üç al bir öde, beş terlik üç TL... Sokağı süsleyen reng renk çoraplar, şapkalar, oyuncaklar, lokumcular, şekerler, ayakkabılar tezgâhları renkleriyle süslerken aynı zamanda esnafa da umut veriyor. Esnaf, indirdikçe indiriyor fiyatları ama alıcı yok. Esasen, krize rağmen, bir araba dolusu ürün alan insanlar da geliyormuş. Ancak, sayıları eskisine göre pek az. Ekonomik kriz, 60'tan fazla dükkânın kapanmasına sebep olmuş. Kimileri kepenk indirip alıp çantasını veda etmiş, kimisi de imkânını zorlayıp daha mütevazı bir yer açmış. Konuştuğumuz esnafın çoğu aynı şeyi söylüyor: "Böyle kriz görmedik!"

İlk darbe Çin mallarından geldi
Çin mallarının ciddi sağlık sorunları taşıdığına dair çıkan haberler Tahtakale piyasasını daha önceden sarmaya başlamış. Tahtakale'nin yüzlerce esnafından biri olan Sami Akıcı, "Müşteriler tezgâhtaki malların nereden geldiğine bakmazdı. Şimdi mutlaka soruyor. Çin ürünlerinin satışı düştü" diyor. Birkaç yıldır neredeyse her şeyi Çin'den getirmeye başlayan Tahtakale esnafı, bu mallara olan talebin azalması nedeniyle birçok kalemde ithalatını durdurmaya başlamış. Bu zaten başlı başına büyük bir zarar vermiş ticarethanelere. Ama yine de yılmamış esnaf; bir kısmı Çin malı oyuncakları Türk malı diye satmaya başlamış... Ancak işler biraz olsun düzeldi derken kriz çıkagelmiş.

Esnafın gücü kalmadı
56 senedir Tahtakale'de esnaf olan Mehmet Ulu, elemanlarını işten çıkarmış, dört dükkân kapatmış ve küçülmeye doğru adım atmış bir patron. Ulu şöyle diyor: "Yıllardır esnafım her şeye direndik, artık gücüm kalmadı."

Günün modası şapkalar, bereler, atkılar ucuza satılsa da alıcı bulamıyor. Alanlarda, çok amaçlı şapkaları tercih ediyor. Fiyatlar ise 1500 TL'den başlıyor, 10 TL'ye çıkıyor anca siftah yok. Kadın giysileri satan karı koca çift ise 35 yıllık Mahmutlaşalı, onlar da büyük dükkânları kapatıp küçülenlerden. Dükkân sahiplerini sıkıntıdan mankenleri düzenlerken yakaladık. "Borç çok, para yok; ne yapalım" diyorlar. 10 TL'den başlayan elbise fiyatlarının bile müşteriye çok geldiğini belirten Yılmaz çifti, karamsar bakışlarla beni uğurluyor.

Tahtakale'de küçük dükkânlar dışında soğukta akşama kadar tezgâh açıp müşteri bekleyen insanlar da var. Yaşları 40 ile 50 arasında değişen satıcılar var sadece. 12 yıla yakın zamandır Tahtakale sokaklarını arşınlayan Ömer amca, "İki çocuğumu bu küçük tezgâh sayesinde adam ettim. Ama şimdi her şey durdu" diyor. Ömer amcanın yüzü asık sabahtan beri siftah yapamamış. Güler yüzüyle, sıcacık çayıyla tezgâhtaki mallarını tanıtıyor, "Al bir şey de siftah senden olsun" diyor. Kestane satıcısı Ahmet Alaağaca genç yaşına rağmen yüzünün çizgileri ve gözlerinin rengi yaşlanmış sanki... Durgun bakıyor etrafına yanından geçen gençleri süzüyor çoğu zaman, uzun zamandır sattığı kestaneler yoldaşı olmuş. 'Sokakları en iyi ben biliyorum' diyor. 'Kalabalık zamanlarında tezgâhımı yürüte-mezdim yoğunluktan şimdi ise ne şikâyet eden var ne de kalabalık, akşama kadar gez dur, kestane-leri alan olursa ne ala...'

Eminönü'ne doğru yokuş aşağı yürürken şöyle bir durup ardıma baktım unutulan bir şeyler kaldı mı geride diye. Geride bıraktığım sadece eski kalabalık günlerini özleyen, gürültülerin yükseldiği tarihî bir mekândı. Yokuşun başında ise, hangi dükkândan konulduğu bilinmeyen bir manken ve mankenin üzerinde de beyaz olması gerekirken eteklerini karalar bağlayan bir gelinlik sokakta öylece dikiliyordu.

Takvim
<<Haziran 2011>>
Pzt Sal Çar Per Cum Cmt Paz
    1 2 3 4 5
6 7 8 9 10 11 12
13 14 15 16 17 18 19
20 21 22 23 24 25 26
27 28 29 30      
Haber Bölümleri
Haber Kategorileri
Yayınlanan haberlere günlük olarak yukarıdaki takvimden, haberlerin kategorilerine ise aşağıdaki listeden ulaşabilirsiniz.