Haberler

Bölünürmüşüz... Sahi mi?

Tarih: 5 Eylül 2005 Kaynak: Sabah Yazan: Mehmet Altan

Türkiye'nin en gelişmiş kenti hangisi?

Kocaeli...

Türkiye'nin en geri kalmış kenti?

Ağrı...

Aralarındaki gelir farkı ne kadar?

On bir misli... Kocaeli'nde kişi başına gelir 6 bin 165 dolar iken Ağrı'da 568 dolar...

Peki, bir anlık, bölgeler arası bu ürkütücü farkı bir yana koyalım ve "en gelişmiş kent" olan Kocaeli'ni Avrupa Birliği ile kıyaslayalım...

Böyle bir kıyaslama sanki ikinci bir tokat gibi... Kocaeli, AB'nin en az gelişmiş kentlerinin bile çok gerisinde... AB'nin son genişleme öncesinde az gelişmiş olarak kabul gören kent ortalamasına yüz derseniz, Kocaeli ancak elli yedi olabiliyor... Van ise on rakamına zar zor ulaşmakta...

Türkiye'ye göre en kalkınmış kent, AB ortalamalarına göre en geri kalmışın da altında...

Yeniden dönelim "bölgeler arası farka..." Türkiye "bölgesel kalkınma" açısından OECD'nin ortalamasını kolayından yakalayamayacak gibi görünüyor... Kişi başına geliri bin beş yüz dolar olan kentler gelişmiş kentlere oranla yüzde 35 oranında daha hızlı büyüse bile, 2013 yılına kadar OECD ortalamasına ulaşamıyor...

Koyu sefalet buralardaki egemenliğini sürdürüyor...Bunları kim söylüyor? Ağzından felaket tellallığı fışkıran bir hasta muhalif mi?

Hayır... Bunları Devlet Planlama Teşkilatı söylüyor...

Nerede?

Son yayınladığı "Bölgesel Eşitsizlik Raporu"nda...

Türkiye, neden böyle bir fiili bölünmüşlük içinde?

Rapora göre üç nedenden dolayı... Birincisi "yerel düzeyde uygulama mekanizması yok"; ikincisi bölge planlarının "finans boyutu" eksik; üçüncüsü bölgesel planların "yerel düzeyde sahibi" bulunmuyor...

"Tek millet, tek devlet, tek bayrak" şiarını anladık ama bu "tekliği" bölgeler arası dengeye de uygulamak gerekmez mi Kocaeli ile Ağrı arasında fark on bir mislini bile aşınca, siyasal hamaset anlam taşır mı?

Yakın zamana kadar "ezeli rakibimiz" olan Yunanistan'da bölgeler arası fark sadece 1.4 iken, bizde bu fark 5.3'e zıplıyor...

Bunun sorumlusu kim? Buraları yöneten ve sahiplenen zevat değil mi?

Hamaset nutku atanın yüzü, bu müstehcen düzeydeki bölünmüşlükten dolayı neden kızarmaz?

AB, bütçesinin üçte birinden fazlasını kendi içindeki bölgesel farkları gidermeye ayırmış durumda... "Yapısal ve Uyum Fonları"nın yeni dönemde 336 milyar dolara ulaşması bekleniyor... Amaç "kalkınmada geri kalmış bölgelerin ekonomik açıdan uyumunu sağlamak, gerilemekte olan ekonomik alanları ekonomiye yeniden kazandırmak; uzun dönemli yaşanan işsizlik sorununu çözmek..." Türkiye de bu fonlardan yararlanacak.

Türkiye'yi bir iç sömürge olarak yöneten zihniyetin ağır tahribatını AB gidermeyi hedeflemekte...

Peki, bu esas ve temel sorunu, en kalkınmış ilimizin AB'nin geri kalmış sayılan bölgelerinden bile geriliğini ve Ağrı ile farkını nasıl gidereceğiz?

Hiç dile getirilmeyen bu en yakıcı sorunu nasıl çözeceğiz? Bu sorunun aşılması için "standart" bir model yok, her bölge kendi yaratıcılığının dinamizmasını harekete geçirecek... Bu nedenle, eski söylem de geçerli değil... Coğrafi özelliklerin elverişsizliğinden söz etmenin, fiziki koşulların kötülüğünden dem vurmanın, potansiyelin yetersizliğini ileri sürmenin kıymeti harbiyesi kalmamış durumda...

Yapılacak iş "teknolojinin, iletişim olanaklarının çok hızlı geliştiği, değişime ayak uydurabilmek amacıyla katılımcılığın, küçük, esnek, dinamik ve şeffaf yapıların ön plana çıktığı" günümüzün eğilimlerini dikkate alarak, kalkınma hamlesini sürdürmek...

"İnsan odaklı" anlayış, siyasal palavralara artık son veriyor...

Adama soruyorlar, Kocaeli ile Ağrı arasındaki fark nedir diye...

"Bölünürüz" nutukları arasında öylesine ağır bölünmüşüz ki, şimdi sıra "bütünlenme"ye gelmiş... Tabii duyan olursa...

Takvim
<<Haziran 2011>>
Pzt Sal Çar Per Cum Cmt Paz
    1 2 3 4 5
6 7 8 9 10 11 12
13 14 15 16 17 18 19
20 21 22 23 24 25 26
27 28 29 30      
Haber Bölümleri
Haber Kategorileri
Yayınlanan haberlere günlük olarak yukarıdaki takvimden, haberlerin kategorilerine ise aşağıdaki listeden ulaşabilirsiniz.