Asıl konumuz olan binanın sallanmasına gelince.. İncelemelerden sonra anlaşılmış ki bunun nedeni, ısı farkıymış. Hazine binasının "nal" şeklinde taşıyıcıları varmış. Bina iki temel kolonun etrafında duruyormuş. Isı farklılıkları nedeniyle de bina sallanmıyor, esniyormuş. Bu esneme de taşıyıcıları yoruyor, içindeki demirleri aşındırabiliyormuş. Şimdi Hazine yetkilileri hem binanın içinden kolonları güçlendiriyor hem de dışarıdan taşıyıcıları destekletiyormuş. Binanın dışı ise mantolamayla daha muhkem hale getiriliyormuş. Bu nedenle binanın bej rengi de açık kahveye dönmüş. Bu arada binanın durumunu ODTÜ de yakından izliyormuş. ODTÜ, Türkiye'de ilk defa kurulan bir sistemle Hazine binasının kolonlarına yerleştirilen bazı aletlerle "uzaktan" takibe geçmiş. Bu uygulama ODTÜ için de "pilot" nitelikteymiş. Hazine binasının aslında 1999 yılındaki büyük iki depremden de olumsuz etkilendiği belirtilmişti. Bazı kolonlarda çatlaklar oluşmuştu. Hazine yetkilileri bu güçlendirme çalışmalarına rağmen "Temelimiz sağlam" demeden geçemiyorlar. Bize de "hayırlısı olsun" demekten başka bir şey kalmıyor.
SPK Başkanı Akgiray, evini Ankara'ya taşımayı düşünmüyor
İstanbul'dan Ankara'ya gelen bürokratlar kolay kolay Ankara'ya alışamıyor. Bunlardan birisi de Sermaye Piyasası Kurulu'nun yeni başkanı Vedat Akgiray olacakmış gibi gözüküyor. Akgiray, geçen günlerde Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Nazım Ekren'in konuşmacı olduğu Türkiye Müteahhitler Birliği'nin akşam yemeğine katıldı.
Ayaküstü gazetecilerle sohbet eden Akgiray'a, Ankara'ya alışıp alışmadığı soruldu. Çünkü daha önce de bir Ankara tecrübesi olduğunu bildiğimiz Akgiray, geçmişte verdiği röportajlarda "Ankara'da 2 ay kaldığını ve kaçtığını" söylemişti. Akgiray, SPK başkanlığı sonrasında evini İstanbul'dan taşımadığını, taşımayı da düşünmediğini söyledi. Sonra da espriyle karışık, "Zaten ben SPK'yı İstanbul'a taşımaya geldim" dedi. Bir süredir başta Merkez Bankası, BDDK, SPK ve kamu bankalarının İstanbul'a taşınma tartışmaları vardı. Gazeteciler ise kendi aralarında "Akgiray elini çabuk tutacak gibi görünüyor, ilk taşınan SPK olacak" diye kendi aralarında konuştular.
İsmail Cem, Aspen Grubu'nun üyesiydi
Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB), geçen hafta sonu "Aspen Atlantic Group" üyesi eski 17 dışişleri bakanını Ankara'da misafir etmişti. Geçmişte çok kritik zamanlarda dışişleri bakanlığı görevini üstlenmiş bu âkil insanlar grubu, Türkiye'nin dünyadaki yeri ve konumunun anlaşılması açısından önemli bir baskı grubu rolü üstleniyor. Aspen'in eski dışişleri bakanları arasında ABD'li Madeleine Albright, Alman Josckha Fischer, Rus İgor İvanov, İngiliz Malcolm Rifkind ve Fransız Hubert Vedrine de bulunuyor ki bu isimler geçmişte Türkiye'ye sık gelip giden ve Türk kamuoyunun yakından tanıdığı isimlerdi. Burada akla şöyle bir soru gelebilir: TOBB ve Türk siyasetçilerin çok önem verdiği Aspen Grubu'nda acaba neden eski bir Türk dışişleri bakanı yok? Bu sorunun cevabı biraz üzücü. Çünkü yakın dönemin unutulmaz dışişleri bakanlarından İsmail Cem bu grubun üyesiydi. Rahmetli Cem, 2007 yılının ocak ayında yaşama gözlerini yummuştu. Dışişleri Bakanlığı görevi kadar siyasetteki genel çizgisi, yazdığı kitaplar ile fotoğraf sanatına ilgisi ile de göz dolduran Cem, maalesef Aspen Grubu'nun toplantısını Türkiye'de yaptığını göremedi. Aspen Grubu, bundan sonra bünyesine bir başka Türk dışişleri bakanı alacak mı, bekleyip göreceğiz.