Haberler

44 yılını Çukurova'ya verdi, 'çalışanı' olarak onursal başkanlığa terfi etti

Tarih: 23 Haziran 2009 Kaynak: Akşam Yazan: Şenay Köşdere
Sezer Birgili, Baytur İnşaat'ın 'Onursal Başkanı' oldu. Çukurova Grubu'nun en eski çalışanı da olan 74 yaşındaki Birgili, kupasını Karamehmet'in elinden aldı. Bu makama ortak ya da aileden olmadan gelinebileceğini gösterdi.

Sezer Birgili, Çukurova Holding çatısı altındaki şirketlerden Baytur İnşaat'ın 'Onursal Başkanı' oldu. İstanbul Şişli'deki şirket merkezinde Çukurova Grubu'nun en eski çalışanı unvanıyla, Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Emin Karamehmet'in elinden kupasını aldı. Birgili, 1965 yılında Çukurova İthalat'ta işe başladı. Ardından Çukurova Ziraat'te genel müdürlük görevini üstlendi. 1980 yılında da Mehmet Emin Karamehmet'in yönlendirmesiyle genel müdür olarak Baytur'a geçti. Buradaki görevini de zamanla yönetim kurulu başkanı ve murahhas üye olarak sürdürdü. 74 yaşındaki Sezer Birgili, Mehmet Emin Karamehmet'in kendisine sunduğu kupa ile 29 yıldır emek verdiği Baytur'un Onursal Başkanı oldu.

'Ben bir ilk oldum ama fark patronda'
Onursal Başkanlık, genellikle şirketlerin sahiplerine ya da kurucularına verilen bir unvan. Sezer Birgili ise şirketin ne kurucusu ne de hissedarı. Bu nedenle, 'Onursal Başkan' unvanı Birgili için ayrı bir anlam ifade ediyor. Birgili, tören sonrasında duygularını şöyle ifade etti: Benim bildiğim kadarıyla Türkiye'de ilk defa bir çalışan şirketine 'Onursal Başkan' oluyor. Bu ancak Çukurova Grubu'nda ve de Mehmet Emin Bey anlayışında bir patronla olabilir. Teşekkür etmek isterim ama bu, teşekkürün çok kifayetsiz kaldığı anlardan biri. Bu teşekkürün içinde heyecan, onur ve mahcubiyet var. 45 sene çok önemli bir zaman, bir insanın aktif hayatının neredeyse tamamı. Bu süreyi bu grupla birlikte geçirmekten gurur duyuyorum.

'1965'te Şişli'ye dağ başı dediler'
Sezer Birgili, 1965 yılında işe yeni başladığında Çukurova Grubu'nun Şişli'ye yeni taşınmış olduğunu ve bu dönemde aldıkları tepkileri şöyle anlattı: Ben işe başlamadan önce şirketin merkezi Tepebaşı'ndaymış. Şişli'de, şimdi Yapı Kredi'nin olduğu caminin karşısındaki binaya taşınınca, insanlar 'artık size hiç müşteri gelmez iyice şehrin dışına, dağ başına taşındınız' diyorlardı.

'Rolls Royce'la mahsur kaldık'
Grubun son 44 yılını bizzat yaşayan Sezer Birgili, bu süreçte çok sevinçli günler yaşadıklarını ancak sıkıntılı günlerin de olduğunu belirtti. 'Grubun o sıkıntılı günleri hak etmediği, aradan zaman geçtikten sonra daha iyi anlaşılacak' diyen Birgili, Baytur'un ilk zamanlarına dair bir anekdotu şöyle anlattı: 1982 yılında Suudi Arabistan'da bir iş aldık. Bir firmayla işbirliği yapacağız. Ana kontratımızı imzalatmamız gerekiyor. Ancak bir türlü ulaşamadık firma yetkililerine. Sonra bir şekilde Courchavel'de kayakta olduklarını öğrendik ve 'hadi oraya gidelim' dedik. Yanımda bir arkadaşım daha vardı. Mehmet Emin Bey'le Cenevre'de buluştuk. Tabii, o insanlarla yeni tanışacağımız için biraz kendimizi gösterelim istedik. Mehmet Bey'den onun arabasıyla gitmeyi rica ettik. Mehmet Emin Bey'in Rolls Royce'unu alıp, üçümüz yola çıktık. Fakat yarı yolda kalıp, taksiyle gitmek zorunda kaldık. Kendimizi gösterelim derken daha olumsuz bir portre oldu ama sonunda kontratı imzalattık.

Baytur, Suud'da 1.5 milyar dolarlık ihaleyi bekliyor
Çukurova Grubu bünyesindeki Baytur, önümüzdeki bir ay içinde Suud'da girdiği iki önemli ihalenin olumlu sonuçlarını almayı bekliyor. Geçen yıl haziran ayında Suud'da yüzde 50 Baytur, yüzde 25-25 iki lokal büyük firmanın ortaklığıyla 'Saudi Arabian Baytur'u kurduklarını vurgulayan Baytur Genel Müdürü Oktay Yavuz, şirket kurulduğundan itibaren ihalelere hazırlık yaptıklarını, şu anda da iki büyük ihaleden sonuç beklediklerini belirtti. 'Her biri 700 milyon dolar civarında olan iki ihaleye tekliflerimizi verdik, olumlu sonuçlarını bekliyoruz' diyen Yavuz, bir ay içerisinde sonuçların belli olacağını söyledi.

'Her yıl ilk 100 arasındayız'
Oktay Yavuz'un verdiği bilgilere göre 1976'da kurulan Baytur, ilk inşaat işini Libya'da almış. Ardından sırasıyla, Irak, Arabistan, İran pazarlarına giren şirket, 1987'de henüz Sovyetler Birliği dağılmadan önce ülkede ilk iki inşaat işini alan Türk firması olmuş. Sovyetler Birliği dağıldıktan sonra da CIS ülkeleri ile devam edilmiş. Azerbaycan'da Turkcell binası ve Özbekistan'da Taşkent Havalimanı Baytur'un bölgede hayata geçirdiği projelerden birkaçı. Şimdi Baytur, 500 milyon doları aşkın cirosu ile Çukurova Grubu'nun amiral gemisi şirketlerinden biri. Dünya inşaat pazarı ile ilgili en saygın yayınlardan biri olan ENR'nin (Engineering News Record) her yıl yayınladığı ‘dünyanın en büyük ilk 225 inşaat firmasını' listesinde her yıl ilk 100 içerisinde yer alıyor. Baytur, aynı zamanda 1999'da Türkiye'de İSO 9001 belgesi alan ilk inşaat firması. Bunu da İSO 9001'i, 14001 ve 18001 kalite belgeleri izlemiş.

Duran projeler tekrar başlıyor
Oktay Yavuz, ekonomik krizle birlikte işverenlerin bazı projeleri durdurma kararı aldığını, ancak 5-6 ay önce durdurulan projelerin şimdilerde tekrar start almak üzere olduğunu şöyle anlattı: 'Dubai'de Samsung Construction ile dünyanın en yüksek binası olacak Burj Dubai'nin çevresindeki Burj Dubai kompleksinin içinde yer alacak 40 ve 36 katlı, tamamen cam geçirilmiş iki kulenin inşaatında birlikte çalışmaya karar verdik. Bununla birlikte bir de 250 milyon dolar değerinde fuar merkezi projesine başladık. Maalesef işin yarısında kriz çıkınca işveren, fuarları öteledi. Para harcamak istemediği için bu anlaşmayı karşılıklı bitirdik. Geçen yıl Dubai'de başladığımız bir villa projesi de krizle birlikte durduruldu. Fakat geçen ay da tekrar projeye start vermemizi istediler. Biz orada işine devam eden nadir firmalardan biriyiz.' Yavuz, Moskova'da da 40 katlı bir ofis binası olan Wedding Palas projesinin ihalesini aldıklarını ancak kriz nedeniyle bu projenin şimdilik askıya alındığını anlattı. Askıya alınan bir diğer projenin de Moscow City denen bölgede metroların, trenlerin birleşme noktası olacak şehir terminali projesi olduğunu belirten Yavuz, bu projenin de kısa bir süre içinde tekrar başlayacağını sözlerine ekledi.

11 Eylül'den sonra Ortadoğu'ya açıldık
Oktay Yavuz, Baytur'un cirosunun zirve yaptığı dönemin Ortadoğu pazarına yoğunlaşılmasıyla başladığını anlatıyor: '11 Eylül'den sonra Ortadoğu ülkelerinin paralarını kendi ülkelerinde değerlendireceğini öngördük. 2003'ün temmuz ayında Katar'a gittik. Katar'ın ciddi yatırımlar arifesinde olduğunu görünce, oranın en önemli kişilerinden biriyle sponsorluk anlaşması yapıp geri döndük. 1 ay sonra da Dubai'ye gidip, orada bir sponsorluk anlaşması yaptık. Ve buralarda organize olmaya başladık. İlk aldığımız iş Katar'da İslam Eserleri Müzesi oldu. Dünyanın en önemli mimarlarından biriyle çalıştık. Ve bu müze, oranın landmark eserlerinden bir oldu. Katar'daki kalite anlayışını yukarı taşıdı. Orada bir Türk firması olarak böyle başarılı bir işi bitirince ülkeye girmek isteyen başka Türk firmalara da kapı açmış olduk. Daha sonra bir diğer prestijli projeye daha başladık. Önünde şekil olarak paslanmaz çelikten bir sedir ağacının bulunduğu bir kongre merkezi ihalesini aldık. 750 milyon dolarlık bu proje, değer olarak bir Türk firmasının tek kontratta, yalnız başına aldığı en büyük iş oldu. Bunu da önümüzdeki yıl teslim edeceğiz.' Baytur'un Dubai'de aldığı işin ise 2004 yılında Palmiye adasında olduğunu anlatan Yavuz, bu konut projesi ile Baytur'un Palmiye adasındaki ilk yerleşimi de başlatmış olduğunu ifade etti.

Takvim
<<Haziran 2011>>
Pzt Sal Çar Per Cum Cmt Paz
    1 2 3 4 5
6 7 8 9 10 11 12
13 14 15 16 17 18 19
20 21 22 23 24 25 26
27 28 29 30      
Haber Bölümleri
Haber Kategorileri
Yayınlanan haberlere günlük olarak yukarıdaki takvimden, haberlerin kategorilerine ise aşağıdaki listeden ulaşabilirsiniz.