İmar aflarının yeni imar afları doğuracağını dile getiren Gökçek, "Kanunlarda belediye başkanlarımızı bu konuda sıkıştıran hükümler olmalı. O kaçak yapıyı yıkmayan belediye başkanına 3-5 sene hapis gibi... O zaman bu kanuni düzenlemeyi 'evimi yıkma' diyen vatandaşa gösterebiliniz 'bak bana da hapis cezası var' diye. Oy kaygısı olduğu sürece vatandaş her zaman bizi suistimal edecektir" dedi.
Bir belediye başkanının "Sahillerdeki planlama yetkisinin Kültür ve Turizm Bakanlığı'na verilecek olması hakkında ne düşünüyorsunuz" sorusu üzerine de Gökçek, "Hangi konuda olursa olsun tek planlama merci belediye olmalı. Sadece Turizm Bakanlığı'nın aldığı yetkiye değil, kanunla bakanlıkların aldığı her türlü imar yetkisine karşıyım" karşılığını verdi.
Avukatlar trilyonlar kazanıyor
Kentsel Dönüşüm Projeleri'nin vatandaşla kavga ederek değil, onlarla anlaşarak yürütülmesi gerektiğini vurgulayan Gökçek, başta kamulaştırma olmak üzere büyük sorunlarla karşılaştıklarına işaret ederek şöyle konuştu:
"Türkiye'de maalesef avukatlar bu işleri meslek haline getirmişler. Kamulaştırmasız el atma davaları sayesinde avukatlar trilyonlar kazanıyorlar. Normal şartlarda 100 milyar değeri olan yer, bir de bakıyorsunuz ki kamulaştırmasız el atma davaları sayesinde, bilirkişi raporları sayesinde, 500 milyar hatta 1 trilyona kadar çıkmış oluyor. Bu konuda mutlaka yeni yasal düzenlemeler yapılmalı. Esenboğa yolu üzerinde kentsel dönüşüm projesi için arsaları alırken 130 milyon üzerinden anlaşma yapıyorsunuz, mahkemeden karar 740 milyona çıkıyor. Bunu mantıkla izah etmek mümkün değil."
Yine bilirkişilere yüklendi
"Kentsel dönüşümlerde önümüzdeki en büyük engel idari yargı kararları. Bizim Ankara'daki kentsel dönüşüm projelerimizde -ki Türkiye'nin istikbalidir bunlar- mahkemeye gidip de kaybetmediğimiz tek dava yok. Hepsini istisnasız kaybettik. Acaba belediyeleri belediyeler mi idare edecek, yoksa idari mahkemelerdeki bilirkişiler mi idare edecek? Bir planlamayı yaparken hangi planlamayı yaparsak döner, hangisini yaparsak dönmez, bu meçhul. Özellikle İstanbul ve Ankara gibi büyük kentlerde yüzlerce, binlerce dava açılıyor."
Yine STK'ları dilinden düşürmedi
Kentsel dönüşümün önündeki bir başka engelin sivil toplum kuruluşlarının (STK) muhalefeti olduğunu savunan Gökçek, "Türkiye'de maalesef STK'lardan yararlanmak yerine, siyasallaşmış olmaları nedeniyle onlarla kavga ederek yaşıyoruz. Olaylara tamamen ideolojik bakıyorlar" diye konuştu.