Bu kapsamda hastanenin yıkılarak imara açılmasıyla ilgili endişeler gittikçe artarken, ne sağlık Bakanlığı'ndan ne de Milli Eğitim Bakanlığı'ndan konuyla ilgili net bir açıklama gelmemesi bu endişeleri daha da artırıyor.
Alınan kararı protesto etmek için toplanan sivil toplum örgütleri ve vatandaşlar da Validebağ Devlet Hastanesi'nin, 354 dönümlük Validebağ Korusu'nun güvencesi olduğunu belirterek, "Hastane tasfiye edildiğinde adım adım koru da yok edilecektir. Çabamız Validebağ'ı korumak, tarihini ve ismini yaşatmaktır" açıklamasını yaptılar.
Protestoya katılanlar Validebağ Devlet Hastane'sinin arsasının özel firmalara satılıp, yeşil alan olan bölgenin beton yığınına dönüşmesiyle ilgili kaygılarını ortaya koyarken, bunun bir ilk adım olduğunu ve gerisinin geleceğini iddia ettiler.
Birinci derece SİT alanı
Bölge olarak İstanbul'un çok önemli bir yerinde Altunizade-Koşuyolu'nda, Boğaziçi Köprüsü'ne çok yakın bir mesafede bulunan 354 dönüm büyüklüğündeki Validebağ Korusu ile ilgili daha önce de tartışmalı kararlar alınmıştı.
1999 yılında Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu tarafından birinci derece tarihi ve doğal SIT alanı ilan edilen korunun bakım ve onarımı da tartışmalı bir kararla 2006 yılında Üsküdar Belediyesi'ne verilmişti. Üsküdar Belediyesi'nin koruda kros yarışmaları için kazdığı yollar da çok tartışılırken, Marmara Üniversitesi de korunun 50 dönümlük bölümünde çok katlı bir hastane yapmak istemişti.
Korunun hemen yanında yer alan STFA'nın arazisini alan Taşyapı İnşaat'ın da bölgede yoğun bir yapılaşmaya gideceğiyle ilgili söylentiler de büyük endişe yaratmıştı.
354 dönümlük oksijen deposu
Milli Eğitim Bakanlığı'nın kullanımına tahsis edilen koru, hastanenin yanı sıra Adile Sultan Kasrı, Abdülaziz Av Köşkü ve gibi tarihi eserleri bünyesinde barındıran yemyeşil bir alan.
Validebağ Korusu, oksijen deposu özelliğiyle, cevre sakinleri tarafından yürüyüş ve gezinti amacıyla kullanılıyor. Validebağ Korusu'nda, hastanenin yanı sıra Adile Sultan Kasrı, Abdülaziz Av Köşkü gibi tarihi eserler bulunuyor.