Haberler

İngiltere'den Örneklerle Alan Yönetimine Bakış

Tarih: 10 Eylül 2009 Yazan: Derya Yazman
2010 AKB Ajansı'nın düzenlediği "Çarşamba Konuşmaları" geçtiğimiz hafta başlamıştı. Yeni dönemdeki serinin ikinci toplantısı "Alan Yönetimi ve Büyük Britanya Örneği-Kazanılan Deneyimlere Retrospektif Bir Bakış" başlığı altında İngiltere Portsmouth Üniversitesi'nde öğretim üyesi olan Dr.Zeynep Aygen'nin katılımıyla gerçekleşti.

Konuşmada Aygen, 1986'dan bugüne gelene kadar İngiltere'deki sitlerde yaşanmış olan alan yönetimi deneyimlerini belirli ana başlıklar çerçevesinde karşılaştırmalı olarak anlattı. Bunlardan bazılarının evrensel nitelikleri dolayısıyla, Tarihi Yarımada için geliştirilen alan yönetim modeline yararlı olup olamayacağı tartışıldı.

Aygen, konuşmasına "Dünya Kültürel Miras" kavramının 1970'lerde gittikçe önem kazandığını ve bu şekilde küreselleştiğini ifade ederek başladı:

"Bu kavrama yönelik ICOMOS ve UNESCO gibi konvansiyonlar (bağlayıcı kurumlar) kuruldu ve bu kurumlar "Dünya Kültürel Miras" kavramının ana metnini oluşturuyor. Bu kurumlara üye olabilmek için sahip olunan mirasın neden önemli olduğunu bildirmek ve belirli bir bütçe gerekir. Bütçe, rapor yazabilmek için raporu hazırlayanlara ve kentin envanterini çıkartabilmek çalışacak uzman gruplar için gereklidir. Fakat fakir bir ülkeyseniz ve kültürel değerlerinizi koruma bilincine sahipseniz "Dünya Kültürel Mirası Fonu" sayesinde bu kurumlara üye olabilirsiniz."

Daha sonra konuşmasına "Alan Yönetim Planı" kavramı ile devam eden Aygen, bu kavramı İngiltere'deki sit alanlarından bazı örnekler ile açıkladı:

" Alan Yönetim Planı, ilk olarak 1997 yılında çıktı. Fakat 1999 yılına dek bu plana yönelik rapor yazabilmek için hiçbir veri yoktu. 1999 yılındaki revizyon ile UNESCO ve ICOMOS tarafından periyodik rapor formları oluşturuldu. Bu formlar raporun nasıl yazılacağına ilişkin kriterleri ortaya koydu.

Alan Yönetimi, 'öncesi ve sonrası sit alanları incelemek' rolünü üstlendi. Hindistan'nın bu plana yönelik kültürel miras haritası var. Onlar sit alanlarının açıklamalarına toplumlarının sahip olduğu efsaneleri koyarak, kendi kriterlerini belirlemişler ve Avrupa'yla Amerika'nın kendi koydukları kriterlere gerek duymadıklarını belirtmişler.

İngiltere'de 'Blenheim Sarayı'(1) örneğine bakarsak; 2005 yılına kadar raporu olmadan yönetildi. Daha sonra UNESCO'nun göndermiş olduğu anketler ile raporu hazırlandı. Bu saray belirli kriterler doğrultusunda Kültürel Miras listesine adını yazdırdı: Doğal sit alanı oluşu, kültürel değerlere sahip oluşu, 'Aydınlanma felsefesini' gösteren bir örnek oluşu.

Blenheim'in Alan Yönetim Raporu'nda alanın sorunları içerisinde:
- Eskime sorunu,
- Trafik gürültüsünün ziyaretçiler üzerindeki olumsuz etkisi,
- Ziyaretçiler için altyapı olanaklarının yetersiz oluşu,
- Finansmanın yetersiz oluşu (sarayın halka daha fazla açılması gerekliliği) gibi maddeler yer alıyor.

Diğer bir örnek olan 'Stonehenge'de(2) ise ulaşım sorunu ile ilgili bir mücadele söz konusu. Stonehenge'e ulaşırken ziyaretçiler tur otobüsleri ile otoyoldan belirli bir yere kadar gelip daha sonra yaya olarak kötü bir tünelden geçmek zorunda kalıyor. Kentte yaşayan bir grup topluluk da dini ibadetlerini daha rahat yapabilmek için bu alana yönelik araç ulaşımını sağlayacak bir tünel yapılmasını istiyor. Fakat bu tünel masrafı 200 milyon Dolar'dan fazla olduğu için İngiliz Kültür Bakanlığı bu planı iptal ediyor. Kamusal araştırmalar da bu tür bir planın alanın doğal ve kültürel yapısına zarar vereceği için planı desteklemiyor.

'Blaenavon Sanayi Alanı'(3) örneğine bakacak olursak, bu örnek alan yönetim planının bu alanda ne kadar yararlı olduğunu gösteriyor. Alanın sorunları şu şekilde veriliyor:

- Endüstri sonrası dönemde endüstri miraslarını korumak (Relict Landscape)
- Alanda yer alan kömür ocaklarını canlı tutmaya çalışmak,
- Aynı zamanda da turistler tarafından ziyaret edilerek ekonomiyi canlı tutmak gibi endişeler doğrultusunda talepte bulunuyorlar.

Bu alanın alan yönetim planında:
- Alanın tanıtımına,
- Kültürel değerlere (İlk sanayi tesislerinin Blaenavon'daki alanda çıkması),
- Doğal kaynaklar ile turizm değerine önem veriliyor.

Bu nedenle çok başarlı bir plan. Bütçe konusunda hiçbir sıkıntı çekmediler. Bütçenin yarısı halktan toplanan bağışlar, yarısı da devlet tarafından oluştu. Bu plan ile katılım sağladılar ve yerel yönetim kaynaklarını buralara yönlendirdiler."

Katılımcıların soruları ile devam eden konuşmada Aygen, İstanbul'da tarihi yarımada için öncelikli yapılması gereken şeyin, para bulunabildiği takdirde alanın risk analizlerinin yapılması gerektiği olduğunu ifade etti.

(1) http://www.blenheimpalace.com

(2) http://www.stonehenge.co.uk

(3) http://www.world-heritage-blaenavon.org.uk

YorumlarYorum Sayısı: Henüz hiç yorum yapılmamışBütün yorumları forumda okuyun!
Bütün yorumları forumda okuyun!
Takvim
<<Haziran 2011>>
Pzt Sal Çar Per Cum Cmt Paz
    1 2 3 4 5
6 7 8 9 10 11 12
13 14 15 16 17 18 19
20 21 22 23 24 25 26
27 28 29 30      
Haber Bölümleri
Haber Kategorileri
Yayınlanan haberlere günlük olarak yukarıdaki takvimden, haberlerin kategorilerine ise aşağıdaki listeden ulaşabilirsiniz.