Haberler

İznik'ten bitekse, biteksten Vitra'ya

Tarih: 29 Eylül 2005 Kaynak: Vatan Yazan: Metin Münir
Normal piyasa koşullarında, aynı kalitede iki maldan biri diğerinden birkaç misli fiyata satılıyorsa aradaki farkın adı tasarımdır (dizayn).

Bülent Eczacıbaşı bunu benden çok iyi bildiği için Vitra'nın bütçesinde bu yıl tasarıma beş milyon dolar ayırdı. Endüstriyel tasarım konusunda dünyanın en tanınmış isimlerinden İngiliz Ross Lovegrove'u kontrata bağladı. Eserleri modern sanat müzelerinde sergilenen Lovegrove Vitra için "İstanbul" adlı özel bir koleksiyon dizayn etti. Koleksiyonda yüzü aşkın Vitra ürünü var; Eczacıbaşı'nın "ıslak mekânlar" diye isimlendirdiği banyo ve tuvaletler için hazırlanmış küvet, lavabo, seramik karo, musluk, banyo mobilyaları.

Sanırım beş milyon dolarlık tasarım bütçesi Türkiye'de herhangi bir şirket için bir ilktir. Ve bu, üç yıl sonra ellinci yılını kutlayacak Vitra'nın dünya markası olmaya soyunacak olgunluğa eriştiğini gösteriyor.

Bu yıl 600 milyon dolara ulaşması beklenen satışlarıyla Vitra dünyanın beşinci büyük "seramik sağlık gereçleri" şirketi. Satış gelirlerinin yüzde 60'ını 80'e yakın ülkeye yaptığı ihracattan elde ediyor.Yurt dışında 60 showroom'u, 2 bin satış noktası var. Almanya'da yüzde 12, İngiltere'de yüzde 6 pazar payına sahip. Türkiye dışında İrlanda'da üretim yapıyor, yakında Rusya fabrikası faaliyete geçecek.

"Rakiplerimiz marka oldukları için bizden daha pahalı satıyor" diyor Eczacıbaşı, "kaliteleri bizden iyi olmadığı halde."

Eczacıbaşı'nda herkes bundan sonraki aşamanın tasarımdan geçerek markalaşmak olduğunu anlamış vaziyette. "Yirmi sekiz milyon ünite mal üreterek marka haline gelemeyiz" diyor Vitra Murahhas Üyesi Tayfun İndirkaş, "tasarımla gelebiliriz."

Lovegrov'un tasarladığı ürünler gelecek marttan itibaren Türkiye'de, sonra yurt dışında satışa sunulacak. Vitra mal olmaktan çıkıp marka olmaya başlayacak.

Hayatımız yabancı mallara ağzımız sulanarak geçti. Üniversite yıllarımda, 1960'ların başlarında, Ankara'da biteksler vardı. Biteks "bitpazarı" ile "PX"ten (postal exchange -pieks okunuyor) üretilen ve belki de artık kaybolmuş bir kelime. Üslerdeki Amerikan askerlerine ve ailelerine hizmet eden gümrüksüz süpermarketlere PX deniyordu. Bitekslerde ise PX'lerden gelen kaçak mallar satılırdı. Paralıların alışveriş yapabildiği bu dükkânlarda Marlboro ve Camel, viski, çikolata, elektrikli ev aletleri gibi malların dışında kullanılmış Amerikan malı kadın külotu da bulabilirdiniz.

Türk mallarının kalitesizlik ve çirkinlikle eş anlamlı hale geldiği uzun, kasvetli bir dönemdi.

Oysa biz dünyanın en güzel ipeklilerini dokumuş, en güzel seramiklerini yapmış bir ulusunun çocuklarıydık.

Eczacıbaşı'nın attığı adım, o eski günlerdeki estetiği geri çağırmaya doğru atılmış bir ilk adım olarak insanı heyecanlandırıyor.
Takvim
<<Haziran 2011>>
Pzt Sal Çar Per Cum Cmt Paz
    1 2 3 4 5
6 7 8 9 10 11 12
13 14 15 16 17 18 19
20 21 22 23 24 25 26
27 28 29 30      
Haber Bölümleri
Haber Kategorileri
Yayınlanan haberlere günlük olarak yukarıdaki takvimden, haberlerin kategorilerine ise aşağıdaki listeden ulaşabilirsiniz.