Şaka yapılacak bir durum değil biliyorum, İzmir ve havalisine geçirdikleri büyük korku sebebiyle geçmiş olsun diliyorum.
Ege 5.9 ile sallandı, İzmir 3.5 attı!
Bu arada en cesur İzmirliler'den, kendilerini balkonlardan aşağıya koyverip hastanelik olan 35 yurttaşa da geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum.
3.5 atmakta haksız sayılmazlar, biz bunu İstanbul'da yaşadık, korkudan 33.5 attık, yemin olsun.
Gecelerce sokaklarda yattık, o sıcacık evlerimiz bize mezar gibi görünmeye başladıydı.
Bu vesile ile izin verirseniz, deprem denilen felaketin ne olduğuna değil, biz Türklerle deprem arasındaki ilginç ilişkiye değinmek isterim.
Bi kere baştan şunu söyleyelim, bizim depreme yaklaşımımız, birçok meselede olduğu gibi "Bizim adımız Tomas, bize deprem meprem komaz" şeklindedir.
Siz bakmayın, her depremden sonra kamuoyunda yankı bulan "Kardeşim neden önlem almıyoruz" biçimindeki şekvalanmalara!..
Hikayedir, üç gün sürer!
Gazeteler de ister istemez, hemen sayıları bir elin parmaklarını geçmeyen uzmanlara telefon açıp, "Hocam ne olur" sorularıyla gündemi tutmaya çalışıyorlar.
Elinin körü olur!
Deprem lan bu, boru mu?
Uzman çıkıp, "Şimdi 5.9 olduğuna göre, ardından 7.5 bekleyin" dese, ne yapacağız?
Ne zaman gelecek hocam?
Belki 3 gün sonra, belki 3 yıl, belki de 33 yıl sonra!..
Kimseler tam bilemez ki!
İşte böyle bir bilinemezcilik halinde bize ne yapmak düşüyor?
Çene çalmak!
Deprem laga lugası...
Uzmanlar toto oynuyor sanki!
5.4 oldu, arkasından 5.8 bekleyin!
Vatandaş da kahvehanede deprem konuşmaktan, "Richter ölçeği"ne döndü.
Ben hissettim, 6.5'le sarsıldık!
Asıl ben hissettim, 5.5 gibiydi!
Ben saat 8.30'da kahveye gelmiştim. Köpekler acayip havlıyordu, anlamıştım bir şeyler geldiğini...
Şimdi muhabbet budur yani!..
Peki evleri güçlendirdiniz mi?
Her depremden sonra vatandaşa söylenen laf bu!
Uzman da böyle söylüyor, devlet yetkilisi de, gazeteci de...
Peki, hangi parayla güçlendirilecek evler?
Paradan söz eden yok.
Kalas mı çakacağız evlerin içine?
Ver parayı, güçlendirelim evlerimizi. Biz öküz müyüz depreme dayanıksız evde oturalım?
Devlette de para yok ama!
Doğru yok..
Vatandaşta da yok ama...
E n'olacak o zaman?
Bari birbirimizi kandırmaktan vazgeçelim.
Tevekkel taalallah'tır bu işin özü!
İstanbul, Gölcük, Yalova, İzmit, Bolu hattındaki depremlerden sonra ne oldu?
Üç beş kuruş parası olan daha sağlam ve yeni evler kaçtı. Bir miktar aile güneye göç etti.
Geri kalan oturduğu evde oturmaya devam ediyor.
Tamam paranın gözü kör olsun da, şu da bir gerçek değil mi:
Yıkalım şu uyduruk binaları toptan, açılan arazilere ağaçtan bahçeli, güzel evler yapalım, taşınalım hep birlikte, deprem korkusundan kurtulalım deseniz...
Nasıl yapılacak?
Devlet bu işi planlayabilir mi, ekstra arazileri açar mı, vatandaş da ahtapot gibi...
Yapıştığı evinden ayrılır mı?
Hayır!
En iyisi biz, açalım avuçlarımızı yukarıya, dua edelim, başka çare yok.