Haberler

Arkitera Kampüste: Han Tümertekin'in Katılımı ile Bursa Uludağ Üniversitesi'nde Gerçekleşti

Tarih: 22 Mart 2010
Arkitera Mimarlık Merkezi, 2010 yılı içinde Anadolu'daki mimarlık fakültelerinde, mimarların katılımıyla gerçekleşecek bir konferans serisini Medyasoft'un desteği ile başlattı. Arkitera Kampüste'nin ilki, Öncüoğlu Mimarlık'ın ortaklarının katılımlarıyla 4 Mart 2010 tarihinde Kayseri Erciyes Üniversitesi Mimarlık Fakültesi'nde gerçekleşmişti. İkincisi ise Han Tümertekin'in katılımı ile 19 Mart Cuma günü Bursa Uludağ Üniversitesi'nde gerçekleşti.

Han Tümertekin, sunumuna 1976 yılında mimarlık eğitimine başladığı zamanlardaki mimari deneyimlerini anlatarak başladı. Çizdiği ilk teknik resim çizimlerinin şimdiki mimarlık anlayışında nasıl etkiler bıraktığından söz etti.

Daha sonra sunumuna yaptığı 8 projesini anlatarak devam etti.

Çatalhöyük Müze ve Ziyaretçi Merkezi, 1998




Konya Ovası'nda, Çatalhöyük Kazı Alanı'na uygulanan bir tasarım projesi. Henüz gerçekleşmiş bir proje değil. Tümertekin, projede öncelikli soruna yönelik bir tasarım gerçekleştirdiklerini belirtti. Alanın ovada yer almasından dolayı mekânın erişebilirliğinin önemli olduğundan ve mekânın en doğru şekilde organize edilmesi gerekliliğinden söz etti. Bunu da tek bir bina ile çözmenin doğru bir yaklaşım olmayacağından ve bu nedenle topografya doğrultusunda farklı kotlarda mekânlar yaratarak müze ve ziyaretçi merkezini alt kotta, kazı alanını da üst kotta bırakarak bir tasarım oluşturduklarını vurguladı.

B2 Evi, Asos, 2001



Tümertekin, 2004 yılında Ağa Han Mimarlık Ödülü'nü kazanan B2 Evi'ni çok az müdahale ile az bakım gerektiren, abartısız bir yapı olarak tasarladıklarını ve manzara faktörünün bu yapı için en önemli tasarım kriteri olduğunu söyledi.

Tasarımda sınırlamalar ile çalışmanın önemli olduğundan söz eden Tümertekin, bu projesinin mühendis - mimar ilişkisinin oldukça gelişmiş örneği olduğunu belirtti. Ayrıca yapıda sadece yerel işgücü ve malzeme (taş, beton) kullandıklarını vurguladı.

SM Evi, 2006



SM Evi'nin B2 Evi'ne göre daha büyük bir yapı ve daha farklı istekler doğrultusunda yapılması istenen bir ev olduğunu söyleyen Tümertekin, uzun cepheli bir yapı olduğu için mecburen binanın taşıyıcıları görünür olduğunu söyledi. Fakat bunun mühendislik kararları ile manzarayı etkilemeyecek şekilde tasarlandığını vurguladı. Bu projede de, hem çatı hem de cephelerde doğal malzeme (taş) kullanılmış.

Galata Meydanı'ndaki Sanat Evi
Bu ev Galata Kulesi'nin hemen karşısında yer alan ve sahibinin çağdaş sanat koleksiyonlarını sergileyebileceği, konuklarını ağırlayabileceği bir mekân olarak tasarlanmasını istediği bir yapı.

Mekânın ön cephesi direk olarak Galata Kulesi'ni görmekte olup, arka cephesinin de yaşanabilirliğinin sağlanması amaçlanarak gerçekleştirilmiş bir tasarım. Arka cephede bir düşey bahçe yaratarak, yapının Galata Kulesi'ni gören ön cephesinin yanında arka cephesinin de fark edilebilir ve yaşanabilir olması sağlanmış.

Cafe Türk, Paris



Paris'te yaptıkları Cafe Türk ile hem yeme-içme hem de gösteri alanı olarak kullanılacak çok fonksiyonlu bir yapı tasarlandığını söyleyen Tümertekin, yapıyı ikili bir yapı modeli ile çözdüklerini belirtti. Bu yapı, ahşap ve sökülebilir bir yapı.

Santralistanbul



Santralistanbul projesi de, eski tribün binasını enerji müzesine dönüştürmek üzere gerçekleştirilmiş bir proje. Makinelerin üzerinde, cam malzeme kullanarak oluşturulmuş bir yaya platformu ile mekânın izlenmesi sağlanmış.

Zorlu Projesi



Zorlu yarışmasındaki projelerinde ise, projenin merkezi parselde yapılacak olması nedeni ile açılarla oynanarak dar- geniş cephe görünümleri elde edildiğini söyleyen Tümertekin, alanda kat yükseklik sınırlaması olduğu için yer üstünde oldukça az alan, yer altında da oldukça fazla alan yaratarak projeyi çözdüklerini söyledi.

Ordos 100 Projesi, Çin



Çin'in Ordos Bölgesi'nde çöl bir alanda yapılan master plan doğrultusunda önerilen 100 adet villanın dünyanın farklı ülkelerinden seçilen 100 mimar/mimarlık ofisi tarafından tasarlanması istenen bir proje. Tümertekin, Türkiye'yi temsil eden davetli bir mimar olarak projenin başlangıç aşamasındaki alan gezilerini anlattı.

Alanın çöl olması nedeni ile ve iklim şartları gereği tasarladıkları yapının içe kapalı bir yapı olması gerektiğini düşünen Tümertekin, yine yerel malzemeler (bambu, tuğla) kullanarak yaptıkları bir yapı olduğunu söyledi.

Dinleyicilerin soruları ile konferans devam etti. Bir dinleyicinin "Neden hep projelerinizde yerel malzemeler kullandınız? Başka malzemeler kullanarak da iyi sonuçlar elde edemez miydiniz?" sorusuna Tümertekin: "Bizim eğilimimiz mekânın kurgulanmasında yerelliği kullanmak. Bir başka kişi başka şekilde kullanabilir. Değişikliği, gelişmeleri nasıl kullandığınızla bağlantılı bir şey bu," dedi.

"Peki çalışmalarınızın kabul görünürlüğünü nasıl sağlıyorsunuz? Nasıl güçlü kalmayı başarıyorsunuz?" sorusuna da, "Öncelikle çok çalışarak... Kendi ilgi alanına konsantre olup, o konu üzerinde ilerlemek çok önemli. Mimarlık modadan uzak olmalı," diyen Tümertekin, ilk işinin İsviçreli bir mimarı tarafından çizilen Ankara'daki Rolex Dükkanı'nı uygulamak olduğunu söyledi. Hazır bilgiyi değerlendirdiğini, hiçbir zaman bilmişlik taslamadığını ve eline geçmiş bu hazır bilgiyi en iyi şekilde kullandığını söyleyerek, başarıya ulaşmanın kolay bir süreç olmadığını vurguladı.

Takvim
<<Haziran 2011>>
Pzt Sal Çar Per Cum Cmt Paz
    1 2 3 4 5
6 7 8 9 10 11 12
13 14 15 16 17 18 19
20 21 22 23 24 25 26
27 28 29 30      
Haber Bölümleri
Haber Kategorileri
Yayınlanan haberlere günlük olarak yukarıdaki takvimden, haberlerin kategorilerine ise aşağıdaki listeden ulaşabilirsiniz.