Hindistan'ın finans merkezi olan Mumbai geleneksel ile modern ve lüks ile sefaletin bir arada olduğu çokkültürlü ve hayli enteresan bir megakent...

Geçtiğimiz sene Oscar alan Slumdog Millionaire filmiyle dünyanın gündemine oturan Mumbai, resmi olarak 14 milyon insanın yaşadığı tahmin edilen bir megakent. İngiliz sömürgesi olduğu zamanlardan kalan muhteşem Viktoryen ve artdeco binaların süslediği bu şehir, ekonomisi son yıllarda hızla büyüyen Hindistan'ın ticari kalbi. Genelde tüm Hindistan'a hakim tezatlar burada iyice belirginleşiyor: Lüks ile sefalet, geleneksel ile modern, İngiliz adetleri ile Hint adetleri, 50'li yıllardan kalma taksilerle lüks arabalar, İslam, Hindu ve Budist yan yana, iç içe geçmiş durumda. Bollywood'a da ev sahipliği yapan bu şehir ticaret ve finans dışında tasarım ve modanın da merkezi. 17. yüzyıldan beri Bombay olan şehrin adı, bu ismi İngilizler verdiği için 1995 yılında milliyetçi Hint partisi tarafından değiştirilmiş ve Mumbai olmuş. Hatta aynı dönemde Bombay-Hollywood karışımı 'Bollywood' bile ismini kaybetme tehlikesi ile karşı karşıya kalmış.

Görülecek yerler
Hintlilerin kriket tutkusunun sokaklara yansıdığı, insanı şaşırtacak kadar temiz ve yeşil olan Mumbai'de en büyük sorun trafik. Şehrin bir yanından öteki yanına gitmek ortalama iki saatinizi alabiliyor. Mumbai gezilecek görülecek yerler açısından çok enteresan bir şehir. Mesela dünyanın en büyük çamaşırhanesi Saat Rasta'yi görmeden dönmemek lazım. Genellikle çamaşır yıkamak için nehri kullanan halk Mumbai gibi büyük bir şehirde Dobi Ghat diye adlandırılan açık çamaşırhaneleri kullanıyor. Bunların en ünlüsü de şehrin merkezindeki Saat Rasta.

Victoria Station:
İnanılmaz güzellikteki Barok tarzı bina 'Raj dönemi'nden kalma. Gördüğünüzde sizi şaşırtacak kadar görkemli ve muhteşem. Hindistan'ın ilk buharlı treni 1887 yılında bu istasyondan yola çıkmış. Bugün binlerce tren bu istasyondan hareket ediyor.

Marine Drive:
Bir kavis çizerek Chowpatty Beach'ten Nariman Point'e kadar uzanan bu sahil yolu için 'ultimate promenade' (esas gezinti) deniyor. Üzerinde Hint Okyanusu'na bakan birçok art-deco bina ve otel bulunan bu yol, özellikle akşamüstü gün batımı sırasında sahile gelen insanlarla doluyor. Geceleri ise yanan ışıklar inci gerdanlık gibi duruyor.

Prince of Wales Museum:
Sadece Mumbai'nin değil, aynı zamanda Hindistan'ın en iyi müzesi. Hint tarih ve kültürünü öğrenmek için ziyaret edilecek en iyi yer. İçinde Hindu tanrılarının heykellerinden, Nepal, Tibet Bölgesi'nden gelen silahlara, minyatürlerden resimlere kadar her şeyi görebileceğiniz mekân; aynı zamanda da çok güzel bir mimariye sahip.

Jain Mandir Temple:
Tüm konsoloslukların bulunduğu Malabar Hill'deki bu tapınağa, kimlerin girebileceğini ve girebilenlerin uyması gereken kuralları yazan uzun listeyi okumadan girilemiyor. İçerdeki tanrılara sırt dönülerek resim çekmenin de yasaklar arasında olduğu tapınağın içi, yere oturmuş dua eden insanlarla dolup taşıyor.

Otel ve yemek
Mumbai da temizlik ve hijyen açısından otel çok önemli. Oberoi, Taj gibi grupların oldukça iyi otelleri var ancak aralarında bir tanesi var ki kalınmasa bile gidilip gezilmesi gerekenlerden: Taj Mahal Palace and Tower. Mumbai'nin en ünlü, en eski ve de en güzel oteli. Queen Elizabeth II, John Lennon, Yoko Ono, Abdel Nasser gibi birçok ünlüyü ağırlamış olan otel, 1903 yılında Pers işadamı Nusservanji Tata tarafından yaptırılmış. El dokuması ipek halıları, oniks mermer sütunları, tonoz kubbeleri, zarif kemer kapıları, muhteşem sanat koleksiyonu, tavanlardan sarkan dev kristal avizeleri ile otantik ve çağdaş Hint etkilerini birleştiren bir mimari yapıt. Ana binanın yanına 1972 yılında 22 katlı Tower bölümü eklenmiş. Ancak en güzel ve değerli odaları eski saray bölümünde ve gecelik konaklama fiyatı 600 Dolar'dan başlıyor. Lezzetli Hint mutfağının en iyi örneklerini tatmak için ise Masala Kraft Taj Mahal Palace & Tower, ideal. İlk girdiğinizde modern, düzgün ama gösterişsiz bir lokanta hissini veren Masala Kraft'ta yemekler gelmeye başladıkça, fikriniz hızlı bir şekilde değişmeye ve etrafınızdaki her şey müthiş bir atmosfere dönüşmeye başlıyor. Bir baska alternatif de Trishna 7 Sai Baba Marg. Eskiden bir balıkçı kasabası olan Mumbai'de deniz ürünlerine yemek mönülerinde sıkça rastlanıyor. Şehrin en iyi, en meşhur efsanevi deniz ve balık ürünleri lokantası ise Trishna. Çok sıradan, hatta kantin tarzı bir dekorasyonu olmasına rağmen, inanılmaz lezzette Hint usulü deniz ürünleri sunuyor.