Haberler

Açık Kapı Festivali'nde 6. Gün!

Tarih: 28 Mayıs 2010 Yazan: Gökçe Aras
Açık Kapı Festivali'nin 6. günü (27 Mayıs Perşembe), Balat'taki Sveti Stefan Bulgar Kilisesi ile başlayan turumuz Alman Konsolosluk Binası ile sona erdi.


Sveti Stefan Bulgar Kilisesi

Sveti Stefan Bulgar Kilisesi
Dünya'daki tek demir kilise olan Sveti Stefan Bulgar Kilisesi ziyaretçilerini giriş kapısındaki Avusturya'da Viyana şehrinde faaliyet gösteren Rudolf von Wagner fabrikasının adıyla karşılıyor.


Sveti Stefan Bulgar Kilisesi

Prens Stefan Bogoridi'nin bağışladığı arazi ve üzerindeki ahşaphane, İstanbul'daki Bulgarlar'ın gönüllü yardımlarıyla kiliseye dönüştürülmüş. 9 Ekim 1849 yılında Slavca dilinde bir ayinle takdis edilen kilise ve iki sene sonra karşısına inşa edilen metoh binası Bulgarlar'ın kültürel ve dini bilincinin uyanışının beşiği olmuş. 1898 yılında yanmış olan ahşap kilisenin yerine, dönemin padişahının yeni bir kilise yapılması için az bir süre tanıması üzerine bugün hala ayakta olan demir kilise inşa edilmiş. Projenin mimarı Hovsep Aznavour. Toplam 500 ton ağırlığında demir dökülmüş ve sonradan parçalar burada birleştirilmiş.


Sveti Stefan Bulgar Kilisesi

3 kubbeli ve haç şeklinde olan kilise, diş süslemelerinin zenginliği ile de dikkatleri üzerine çekiyor. Mihrabı Haliç'e dönük. Çan kulesi giriş kapısının üzerinde ve 40 metre yükseklikte.


Sveti Stefan Bulgar Kilisesi Metoh Binası

Çan kulesindeki altı adet çanın hepsi Rusya'nın Yaroslavl şehrinde dökülmüş olup, günümüzde iki tanesi mükemmel bir şekilde kullanılabiliyor. Bahçede bulunan heykeller çalınma tehlikesine karşın içeri alınmış. Kilise halen yaklaşık 400 cemaatiyle faaliyetine devam ediyor. Metoh binasının ise iç restorasyonu tamamlanmış, dış cephe yenilemesinin başlaması bekleniyor.


Fener Rum Patrikhanesi

Fener Rum Patrikhanesi
Günün diğer açık kapısı olan Fener Rum Patrikhanesi'nde ise ziyaretçi ekibinden birisinin tanıdığı olan Patrikhane görevlisinin anlatımıyla ayrıntılı bir tur gerçekleştirildi.


Fener Rum Patrikhanesi

İstanbul'un fethinden sonra, gayrimüslim olan toplumların yaşayışına dair düzenlemeler, Fatih Sultan Mehmet'in çıkardığı fermana bağlanmış, böylece Fener Rum Patrikhanesi de denilen Rum Ortodoks Patrikhanesi'nin yasal statüsü süreklilik kazanmış.


Fener Rum Patrikhanesi

II. Gennadios'un Patrik olmasıyla, Patrikhâne faaliyetlerini kentin ikinci büyük kilisesi olan ve şimdiki Fatih Cami'nin yerinde konumlanan Havariyun Kilisesi'nde yürütmeye başlamış. Bu kilise Hristiyan nüfusun azalması ve güvenlik nedeniyle 1455′te boşaltılmış.


Fener Rum Patrikhanesi

Patrikhânedeki taht Çarşamba semtindeki Pammakaristos Manastırı'na taşınmış. Havariyun Kilisesi'ne göre daha küçük ve güvenli olan Pammakaristos, 1518′de restore ve II. Ieremias'ın patrikliği sırasında da genişletilerek yeniden inşa edilmiş.


Fener Rum Patrikhanesi

1586′da, III. Murad döneminde boşaltılan kilise, 1591′de Fethiye adıyla camiye dönüştürülmüş. Patrikhâne, önce Fener'deki Vlah Sarayı Kilisesi'ne, 1597′de ise Ayvansaray'daki Ayios Dimitrios Kilisesi'ne taşındı. Patrikhane, 1602′de Fener'de bulunan Ayios Yeoryios Manastırı'na yerleşmiş ve bu tarihten sonra faaliyetini burada sürdürmüş. Hizmet binâsının 1941′de yanması üzerine, 1989′da Yüksek Mimar Aristidis Pasadeos nezaretinde başlatılan onarım çalışmaları 1991′de tamamlanmış.


Fener Rum Patrikhanesi

Patrikhâne, faaliyetini halen yeni binasında yürütüyor. Ortodoks cemaatinin en önemli uğrak yeri olan Patrikhâne binasının içinde birçok kutsal emanet bulunuyor.


Kırım Anglikan Kilisesi

Kırım Anglikan Kilisesi
Kırım Kilisesi ya da Kırım'ı Anma Kilisesi İstanbul'un Beyoğlu ilçesinde konumlanan bir Anglikan kilisesi. İngilizlerin Kırım Savaşı'nın ardından bu olayın anısına yaptırdıkları kilise. Neogotik tarzda 1868 yılında yapılan kilisenin mimarı ise C.E. Street.


Kırım Anglikan Kilisesi

Kilisenin günümüzde Sri Lankalı ve Uzakdoğulular'dan oluşan yaklaşık 40 kişilik bir cemaati var.


Kırım Anglikan Kilisesi

Sri Lankalı göçmenler de kilise arazisi içinde yaşıyorlar ve cemaatin bağışlarıyla kiliseyi ayakta tutarak yaşamlarını sürdürüyorlar. Kilisede pazar günleri ayin yapılıyor ve ziyaretçilerden bağış talep ediliyor.


Doğan Apartmanı

Doğan Apartmanı
İstiklal Caddesi'ne paralel olarak uzanan Serdar-ı Ekrem Sokağı′nda konumlanan Doğan Apartmanı U biçimindeki mimarisi, sarı boyalı heybetli cephesiyle çevre binalar arasında hemen göze çarpıyor. Açık Kapı etkinliğinde apartman sakinlerinin rahatsız olmaması için binanın sadece bahçesi ve terası ziyarete açıldı.


Doğan Apartmanı

Prusyalı ünlü devlet adamı Bismarck, 1860′larda İstanbul'da bulunan temsilcisine, burada bir elçilik binası inşa ettirmek üzere arsa satın aldırtmış. Bu arsa bugün, üzerinde Doğan Apartmanı'nın bulunduğu yaklaşık 1.700 metrekarelik arazi. 1868′de arsadaki iki katlı ve bahçeli Türk konağı resmen Prusya Elçiliği olmuş. Ancak elçilik daha sonra buradan taşınmış.


Doğan Apartmanı

Bugün Doğan Apartmanı ismini taşıyan binayı ise 1890′larda Belçikalı Helbig Ailesi inşa ettirmiş. Apartman görevlisinin verdiği bilgiye göre binanın mimarının Raimondo D'Aronco olduğu rivayet ediliyor. 1919'ya kadar Helbig Ailesi'ne ait olması nedeniyle bina o yıllarda Helbig Apartmanı olarak kayıtlara geçmiş. Bina, aralarında "Eşkıya" ve "Muhsin Bey"in de bulunduğu birçok sinema ve reklam filmine ev sahipliği yapmış.


Alman Konsolosluk Binası

Alman Konsolosluk Binası
Günümüzde İstanbul Alman Başkonsolosluğu olarak kullanılan bina, Alman İmparatorluğu'nun 1877 yılında ilk yeni Büyükelçilik binası olarak hizmete girmiş. Türkiye Cumhuriyeti'nin 1923'te kuruluşundan sonra başkentin Ankara'ya taşınması ve tüm yabancı büyükelçiliklerin de bu nakle uymaları neticesinde, 1926 yılına kadar Alman İmparatorluğu'nun Büyükelçiliği olarak hizmet veren bina, bu tarihten itibaren başkonsolosluk olarak kullanılıyor.


Alman Konsolosluk Binası

Almanya'nın gücünü temsil eden çatıdaki iki başlı dökme demir kartal heykelleri 1. Dünya Savaşı'nın ardından kaybolmuş. İki başlı kartal figürü binanın iç mekanındaki birçok mobilyada da görülüyor.


Alman Konsolosluk Binası

Binanın -tasarruf tedbiriyle bağlantılı olarak ortaya çıkan- bir başka özelliği de dış cephesinin kırmızı tuğlalarla ve sadece az yerde açık doğal taşla kaplanmış olması. İnşaat projesinin tasarımı ve binanın yapımında, inşaatın başlamasından kısa bir süre sonra vefat eden H. Goebbels ve inşaatı bitiren A. Kortüm adlı iki mimar görev almış. Binanın bahçe bölümündeki muhteşem sütunlu merdiven tırabzanı da Mimar Kortüm'ün eseri.


Alman Konsolosluk Binası

Bina çok sayıda büro ve başkonsolosun ikametgâhının dışında, dört makam lojmanı ve Alman Arkeoloji Enstitüsü'nün İstanbul Şubesi'ni de çatısı altında barındırıyor. Arazi üzerinde ayrıca geçmişte ahırların ve faytonların konuşlandırıldığı yerde bugün vize bölümü binası ve iki giriş kulübesi bulunuyor. Binanın giriş kapısına yakın bir yerde konumlanan inşa edildiği dönemin padişahının hediyesi olan çeşme ise 1. Dünya Savaşı sırasında zarar görmemesi için binanın içine taşınmış.

Takvim
<<Haziran 2011>>
Pzt Sal Çar Per Cum Cmt Paz
    1 2 3 4 5
6 7 8 9 10 11 12
13 14 15 16 17 18 19
20 21 22 23 24 25 26
27 28 29 30      
Haber Bölümleri
Haber Kategorileri
Yayınlanan haberlere günlük olarak yukarıdaki takvimden, haberlerin kategorilerine ise aşağıdaki listeden ulaşabilirsiniz.