Haberler

Amerika'nın özel şehrinde her köşede Türkiye vardı

Tarih: 2 Haziran 2010 Kaynak: Yeni Asır Yazan: Hüseyin Kocabıyık
Yapılan iş ve müthiş fikir şu: Türkiye'nin dünyaca da bilinen tarihi eserlerinin, belli şehirlerinin orijinal ebatlara yakın büyüklükte grafitisini yapmak ve Türkiye'yi farklı kültürel özellikleriyle canlandırmak.

O festivalde saat kulesiyle, Bergamasıyla, Çeşmesiyle ve tabi yemekleriyle İzmir'de temsil edilseydi kötü mü olurdu? İzmir Büyükşehir Belediyesine teklif yapılmış ama hiç ilgilenen olmamış. Sadece Kısa adı İZDİM olan İzmir Kültürler Arası Diyalog Merkezi açtığı stantla İzmir'i tanıtıyordu.

Los Angeles'ta Türk festivali düzenleyen bu insanlar Anadolu'nun insanları. Kimi oralara okumaya gitmiş, kimi insanlığa hizmet için bir misyon üstlenip oralarda çalışmaya başlamış. Okullar kurmuşlar. Amerikan okullarını devralmış, işletiyorlar. Üstelik hepsi olağanüstü başarılılar. Zaten bu insanların tüm mütevazılıklarına ve derviş tabiatlarına rağmen çok şaşırtıcı CV'leri var. Mesela bütün festival süresince bizim mihmandarlığımızı yapan Hüseyin Hurmalı Boğaziçi matematik mezunu. Üniversite imtihanında 78. olmuş. Yapay zeka üzerine uzun yıllar çalışmış Amerikan üniversitelerinde. Şoförlüğümüzü yapan Remzi Öten üniversite sınavında 84. olmuş Türkiye'de. Şimdi Los Angeles'ta çok başarılı bir iş adamı. Apple cep telefonlarının bütün dünyadaki mağazalarına satılan kılıfları bu genç Türk iş adamı veriyor.

Bize ait değerler

Bize festival alanında büyük bir ciddiyetle durmadan çay servisi yapan Muhsin Ural ise Türkiye'deki üniversite sınavında 6. olmuş biri. Hurmalı, "Festivalde gönüllü çalışan böyle çok arkadaşımız var" diyor. ABD'nin en saygın üniversitelerinden MIT'ye 1.4 milyon dolara transfer olanından, Harvard'da en büyük başarıyı sağlayanına kadar pek çok başka arkadaşını da bize anlatıyor.

Bu insanlarla beraber olunca anlıyorsunuz ki, onlar herhangi bir cemaat veya topluluk değil. Benim izlenimim o ki, bu insanlar bize ait olan değerler üzerinden farklı inanç ve toplumlarla barışçı diyaloglar kurulabileceğine inanan ve bunu da başaran insanlar. Son derece iyi yetişmişler ve çağdaş bir kafa yapıları var. Onlarla her şeyi konuşmanız mümkün. Efendilikleri, çelebilikleri, ülkelerine duydukları sevgi insanı gerçekten etkiliyor.

Düşünce nasıl doğmuş?

Los Angeles'ta tanıdığımız Kemal Bey çok ilginç bir insandı. Kendisi 17 yıldır Amerika'da yaşıyormuş. Asıl mesleği endüstri mühendisliği. Ancak stüdyoları var ve Amerika'nın film endüstrisinin bulunduğu bu yerde belli ki başarılı olmuş. Önce orada yaşayan Türkler bir araya gelmiş ve aralarında "Türkiye'yi tanıtacak bir şeyler yapalım" diye konuşmuşlar. Önce sergi açmayı filan tartışırken akıllarına şimdi gerçekleştirdikleri çılgın fikirler gelmiş. Bir çok insan bunun olabileceğine inanmamış önceleri. Sonuçta kolları sıvamışlar ve çalışmaya başlamışlar. Fakat önlerine hemen finansman sorunu çıkmış. O sorunu da evlerini ipotek vererek ve bağış toplayarak çözmüşler. Daha doğrusu açık vermişler ve zarar etmişler. Ama proje başarılı olunca çektikleri bütün sıkıntıları unutmuşlar.

Türkiye canlanıyor

Bu yıl Türk Tanıtma Fonu'na başvurmuşlar. yapılan iş ve müthiş fikir şu: Türkiye'nin dünyaca da bilinen tarihi eserlerinin, belli şehirlerinin orijinal ebatlara yakın büyüklükte grafitisini yapmak ve Türkiye'yi farklı kültürel özellikleriyle canlandırmak. Adını da Anadolu Kültür ve Yemek Festivali koymuşlar. Festival alanı oldukça geniş bir alan. Çok güzel bir tarih sunumu yapılıyor buranın girişinde. Anadolu'da yaşamış bütün medeniyetler peş peşe dizilmişler. Hem gerçeğinden ayırmanıza imkan olmayan dev grafiti maketler ile o tarihsel dönem canlandırılmış hem de yan duvarlara dev Türkçe-İngilizce o tarihsel döneme ait bilgi billboardları asılmış.

Truva atlı kapıdan ilk adımı atan ziyaretçi, Atatürk portresiyle süslenen Türkiye Cumhuriyeti'ni anlatan son kapıdan festivale giriş yapıyor.

Boğaziçi'nden Topkapı Sarayı'na, Mardin'den Akdamar Adası'na, Antalya'dan Konya Mevlana Müzesi'ne kadar pek çok tarihi mekanın dev maketleri gezi ve fotoğraf çekimi için epey zaman alıyor; hediyelik eşya ve Türk mutfağı reyonları önünde ise kuyruklar uzuyor. Anadolu mutfağı zengin çeşitleriyle adeta hava basıyor Amerikalılara... Halkoyunları gösterileri 2-3 bin kişiyi ayakta tutuyor. "Gelecek yıl Anadolu Kültür ve Yemek Festivalinin üçüncüsünü düzenleyeceğiz ve daha iyisini yapacağız,çünkü bu konuda profesyonelleşiyoruz" diyorlar bu büyük organizasyonu başaranlar.

İzmir nerede?

Los Angeles'ta masal gibi bu büyük organizasyonu izlerken bir kere daha anladım ki bizim İzmir dünyadan kopuk bir şehir haline gelmiş. O festivalde saat kulesiyle, Bergamasıyla, Çeşmesiyle ve tabi yemekleriyle İzmir'de temsil edilseydi kötü mü olurdu? Bu festivale on binlerce Amerikalı geldi ve bu insanların birçoğu Türkiye'ye seyahat etmeye karar verdi. Bizim oradakilerden duyduğumuz eğer doğruysa İzmir Büyükşehir Belediyesine teklif yapılmış ama hiç ilgilenen olmamış. Allah'tan festival alanında stant açan İzmirliler gördüm de biraz neşem yerine geldi. Kısa adı İZDİM olan İzmir Kültürler Arası Diyalog Merkezi açtığı stantla İzmir'i tanıtıyordu. Bu merkezin başkan yardımcısı Hasan Çalımcı ve İdari İşler Yönetmeni Timuçin Gündem İzmir temsil edilmediği için hem üzgündüler hem de gelecek yıl için ümitlilerdi.

Sonunda sayılı günler çabucak bitti. Los Angeles'ı gezdik, Hollywood'u gezdik, San Diago'yu ve seeworld'u gezdik, Universal Stüdyoları gezdik ve büyük keyif aldık. En fazla da bizim Türklerin Amerika'nın en önemli baskı gruplarından birisi haline gelmekte olduğunu gördük ve sevindik. Ekip arkadaşlarımızla beraber gördük ki, özgüven, inanç ve ülke sevgisine sırtınızı dayadığınız zaman biz Türklerin dünyada başaramayacağı hiçbir şey yok. Türk başarısını Pasifik kıyılarında kendi gözlerimizle gördük ve yaşadık.
Takvim
<<Haziran 2011>>
Pzt Sal Çar Per Cum Cmt Paz
    1 2 3 4 5
6 7 8 9 10 11 12
13 14 15 16 17 18 19
20 21 22 23 24 25 26
27 28 29 30      
Haber Bölümleri
Haber Kategorileri
Yayınlanan haberlere günlük olarak yukarıdaki takvimden, haberlerin kategorilerine ise aşağıdaki listeden ulaşabilirsiniz.