Haberler

İstanbul'a Vurulan Darbeler

Tarih: 4 Haziran 2010 Derleyen: Derya Yazman
İstanbul öyle bir şehir ki herkesin bu şehirde bırakmak istediği izler var. Her dönemin yöneticilerinin bu kente kattığı yara(r)lar halen daha etkisini sürdürüyor. Bu ülkeyi yöneten herkes İstanbul'a iyi ya da kötü bir şey bırakmak istemiyor mu? Yeter ki bir şeyi bırakıp, gitsin bu kente... Halen daha bu durumun devam ettiğini görmek mümkün. Yerel yönetimlerin yok sayıldığı, merkezden gelen kararlarla seneledir şekillenen bir İstanbul var.

İstanbul'un, Cumhuriyet'in ilanı ile birlikte planlı bir gelişim ile büyümesi, modern ve çağdaş bir vizyona sahip olması amaçlanmıştı. Henry Prost gibi yurtdışından gelen mimarlar ile kente radikal değişimler öngörülmüştü. Bu değişimler, sonraki dönemlerde de devletin başına geçenlerin kararları ile de devam etmişti. Cumhuriyet Dönemi'nden sonra bu radikal kararlara devam eden ve İstanbul'a önemli izler bırakanlardan biri de, 1950 - 1960 döneminde başbakanlık yapmış olan ve 1961'de siyasi görüşleri nedeni ile idam edilen Ali Adnan Menderes'ti.


Fotoğraf Kaynağı: YTÜ, Şehir ve Bölge Planlama Yüksek Lisans, Koruma Dersi

O dönemde İstanbul'u büyük bir inşaat alanına çeviren "Menderes İmar Operasyonları" olarak bilinen müdahaleler 1956 yılında başladı. Bu operasyonlar aslında ilk değildi. Prost'un planı ile devam eden bir sürecin kesitiydi. Prost'a verilen inanılmaz yetkilerle başlayan süreç, Menderes döneminde de devam etmekteydi. Bu dönemde yapılan planlama çalışmalarına ve Menderes'in İstanbul'a bıraktığı izlere biraz ışık tutalım.

O dönemin genel konjektörü, ithal ikameci sanayileşmenin gelişimini öngörmüştü. Hükümetin aldığı ekonomik kararlarla, özel girişimin "doğal" eğilimlere biçimlenmesi hedeflenmişti. İthal ikameci sanayinin de İstanbul merkezli olarak gelişimi, kentin cazibesini daha da arttırmış, ülkedeki ekonomik açıdan oluşacak bölgesel eşitsizliği tetiklemişti.

İstanbul, her dönemde insanlar için bir cazibe merkezi olmuştu. İlk göç dalgasıyla gelenler, Haliç çevresiyle sur dışındaki sanayi kuruluşlarının çevresinde yerleşmiş, Kâğıthane ve Zeytinburnu'nda, ilk gecekondu mahallelerinin çekirdekleri oluşmuştu. 1951'de kentin tümündeki gecekondu sayısı 8.500 iken, 1957'de yalnızca Zeytinburnu 26 bin konutta 60 bin kişinin yaşadığı bir gecekondu mahallesi haline gelmişti. Nüfusu hızla artan Zeytinburnu, 1957'de ilçe statüsüne kavuşmuştu. Anadolu yakasında da Ankara Asfaltı (E5 Karayolu ) üzerindeki sanayi kuruluşları çevresinde gecekondulaşma başlamıştı.

İkinci büyük gecekondu mahallesi ise ilk kez 1950'lerde Bulgaristan ve Yugoslavya'dan gelen göçmenlerin yerleştirilmesiyle oluşan Taşlıtarla'da ortaya çıkmıştı. Taşlıtarla, daha sonra Anadolu'dan gelen göç akınlarıyla da büyüdü.

1950'lerin üçüncü büyük gecekondu alanı ise Kağıthane çevresinde gelişmiş, yeni sanayi alanları açılması ile Halkalı, Maltepe gibi denetim dışı alanların parsellenerek gecekondulaşmasına neden olmuştu. Daha sonra da çıkan af yasaları ile bu alanlar yasal bir boyut kazandı.

Kent, doğu ve batı yönünde hızla gelişirken, ekonomide olumsuzluklar yaşanıyordu. Menderes fiili bir şekilde İstanbul'daki imar operasyonlarını üstlenmişti. 1956 yılında tam olarak başlayan bu operasyonların amacı 3 temel fikir üzerine oturtulmuştu. Bunlardan birincisi kent içi trafiği rahatlatmak, ikincisi meydanların ve camilerin çevrelerinin açılması, üçüncüsü de camilerin ve dini yapıların restorasyonunun yapılmasıydı.

Bunların ilk yansımalarını, Edirne-İstanbul karayolunun Topkapı girişinin düzenlenmesi, Yeşilköy'e kadar 50 m genişliğinde bir yol yapılması, Millet Caddesi, Vatan Caddesi, Londra Asfaltı, Barbaros Bulvarı, Tophane- Dolmabahçe yolunun genişletilmesi, Salıpazarı'nda rıhtım ve antrepoların kurulması gibi 1950'lerde İstanbul'un görünümünü değiştiren başlıca uygulamalar olarak görmekteyiz.

Tüm bunlar yapılırken, kentin tarihi envanterinden büyük kayıplar verilmişti. Tarihi yapılar, 30 ve 50'şer metre genişliğindeki yolları açmak için yıkılmış, bazı meydanlar yollara dönüşerek yayaların mekanları arabalara bırakılmıştı. Bu dönemde artan araç sayısı ile kent içi ulaşımın motorlu araçlara yönlendirilmesi süreci başlamıştı aslında. Metro sistemini, "yerin altına yatırılan boşa para" olarak gören Menderes'in, trafik sorununa çözümü o dönemler için yeterli görülse de, zamanla işlevselliğini yitirmişti. Çünkü nüfus hızla artıyordu. Sanayileşmenin hız kazanması gecekondulaşmayı da etkilemiş, 1960 - 65 yılında Türkiye'deki iç göçün %22'si İstanbul'a yönelik gerçekleşirken, 1962'de 78.000 olan gecekondu sayısı, 10 yıl sonra 195.000'e çıkmıştı.

19. yy.'da III. Napolyon'un Haussmann'a yaptırmış olduğu büyük çaptaki operasyon sonucunda Paris'i şekillendirdiği gibi, Adnan Menderes de 20. yüzyılın ortalarında İstanbul'u çağdaşlaştırmak için harekete geçmişti, ama tarihi değerlerimizi hiçe sayarak... Bunun için mimar ya da şehir plancılarına çok da gerek yoktu aslında. Mühendisler ile yollar genişletildi, mütehaitlerle de yeniden yapılandırıldı. Şimdileri İstanbul'un trafiğine bu yollar bile yetmezken, bu müdahaleler de yapılmasaydı durum ne olurdu bilinmez. Belki de daha erken bir dönemde metro sistemine yönelik inşaatlara başlanırdı, kim bilir...

Şimdileri de benzer bir tablo yok mu dersiniz? Yine "merkez"den gelen kararlarla İstanbul'a bir iz bırakılmak istenmiyor mu? Onca meslek gruplarının ve insanların karşı çıkmalarına rağmen yapılmak istenen 3. Köprü de bu durumun resmini ortaya koymuyor mu? Ama şunu da unutmamak gerek: Bu iz eğer gerçekleşirse, hiçbir dönemde yapılan müdahaleler ile karşılaştırılamayacak kadar İstanbul'a çok zarar verecek. Boşa dememişler "Gelen, gideni aratır," diye.

Kaynaklar:
Güzelsoy, S., "İstanbul Kent Merkezinin Dönüşümü: Gelişme ve Planlama İkilemi", Yüksek Lisans Tezi, 2008.

Gülersoy, Ç., "İstanbul'un Geçirdiği Aşamalar", TMH, Sayı: 413 - 2001/3.

1/100.000 Ölçekli İstanbul Çevre Düzeni Plan Raporu, 2009.

Takvim
<<Haziran 2011>>
Pzt Sal Çar Per Cum Cmt Paz
    1 2 3 4 5
6 7 8 9 10 11 12
13 14 15 16 17 18 19
20 21 22 23 24 25 26
27 28 29 30      
Haber Bölümleri
Haber Kategorileri
Yayınlanan haberlere günlük olarak yukarıdaki takvimden, haberlerin kategorilerine ise aşağıdaki listeden ulaşabilirsiniz.