Haberler

İstanbul Hilton Oteli'nin 55. Yılı

Tarih: 10 Haziran 2010 Kaynak: Cumhuriyet Dönemi Türk Mimarlığı, Tasarım+Kuram, Arkitekt Yazan: Dilek Öztürk


Bugün İstanbul Hilton Oteli'nin açılışının 55. yıldönümü. İstanbul Hilton Oteli, Hilton Otelleri'nin Amerika'dan sonra yurtdışında açılmış olan ilk örneği, Türkiye ve İstanbul'un ilk 5 yıldızlı oteli olması açısından önem taşıyor. 1952 yılında Amerikalı mimarlar, Skidmore, Owings ve Merill (SOM) tarafından tasarlan otel, Cumhuriyet mimarlığı açısından döneminin kapanışını simgeliyor. Amerikalı firma SOM'a, otelin tasarlanmasında Sedad Hakkı Eldem yerel danışmanlık yaptı.

Tasarımın SOM grubuna ait olduğu projenin yerel danışman ve katılımcı mimarı Sedad Hakkı Eldem. SOM grubunun ve yatırımcı firmanın Eldem'den beklentisi, yapıyı "yerelleştirecek" bazı ayrıntıları eklemek ve detaylandırmaktı. Ancak, mimarın bu katkıyla yetinmekte zorlandığı ve SOM'la kurulan ilişkinin kolay olmadığı o yılların mimari efsanaleri arasında yer alacaktı. Eldem'in Hilton projesiyle ilişkisi, daha sonra da farklı aşamalarda devam etti. 1965'te inşa edilmemiş, yeni ek odalar önerisi vardı. 1975'te ise otopark, mağazalar ve hatta daha sonrasında da bir ofis bloğunu içeren yerleşim önerilerinde bulundu. 1984'te ise şadırvan inşa edildi ve ek odalar ile oditoryum bloğu inşasına başlandı.


Oturma Odası


Türk Lokantası

21'e 100 metre boyutunda bir dikdörtgenler prizması biçimindeki Hilton Oteli, döneminde yapım kalitesi, yalın geometrisi, yüzeylerinin sadeliği, yapıldığı yıllardaki abartısız dekorasyonu ve işlevsel öncelikleri ile Türkiye'de "uluslararası üslupun karakteristliği" olarak algılanmış ve uluslararası otel zincirlerinin işletmecilik kurallarının da tanıtıcısı oldu. Otel, ana kütle ve işlev çözümü bağlamında dönemin Amerikan büyük kentsel konaklama yapısı formatlarına uygun olarak tasarlandı. Yapımında kullanılan teknoloji ve malzeme bileşimi açısından da o yılların Türkiye'si için olanakların sınırları dışında kalıyordu.


Hilton Oteli odalarından biri...

Sedad Hakkı Eldem, 1952 yılında tasarladığı İstanbul Hilton Oteli'nin özellikle Türk Lokantası bölümünde altıgen formları çatıdaki baca ve ışıklıklardan, plan düzenine ve iç mekan için özel tasarlanmış seramiklerde de tasarımda bütünsellik oluşturacak şekilde kullandı. Ana giriş saçağı, Oryantal çağrışımlı "uçan halı" figürünün stilize edilmiş hali olup tamamen Eldem'in tasarımı. Ana otel bloğu, Türkiye Mimarlığı için yeni ufuklar açan bir örnek oldu.

Hilton Oteli, İstanbul'a sadece mimari açıdan bir yenilik katmadı, yaşam tarzını da değiştirdi. Kentte uluslararası tarzda tasarlanmış olan bu otel, iç mekanlarında misafirlere ve kentliye de pek çok olanak sağlıyordu. Zamanla otel, konaklama dışında, beş çayları, düğünler, yemek ve çeşitli organizasyonlar için de tercih edilmeye başlandı. İstanbul'da böyle bir otel olması, artık kent hayatına "otelde vakit geçirme ve oteli özel durumlar için değerlendirerek prestij kazanma" gibi faaliyetleri de sokmuş oldu. Amerika'dan sonra ilk kez Türkiye ile dünyaya açılan Hilton Oteli'nin, İstanbul üzerindeki etkisinin bu şekilde olması da kaçınılmazdı. Bugün Harbiye'de bulunan Hilton, belki de kongre vadisinin bu bölgede oluşması açısından da bir başlangıç oldu.

Prof.Dr. Gündüz Gökçe: Sedad Bey'li Yıllardan....
Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi'nin çıkarmış olduğu Tasarım+Kuram dergisinin 6. sayısında, rektör Prof.Dr. Gündüz Gökçe, Sedad Hakkı Eldem ve Hilton Oteli ile ilgili şunları yazıyor: " 1955 yazında tamamlanmakta olan Hilton'un şantiyesinde Sedad Bey'in yanında çalışmaya başladım. Sene içinde bizi Hilton'a götürmüş ve yapım hakkında bilgiler vermişti. Şimdi ise Hilton'un Baumeisster'de yayınlanacak planları çizilecekti. Bunlar için Amerika'dan Skidmore, Owings&Merril firmasından gelen çizimlerden yararlanılacaktı. Yapım sırasında projelerle özellikle alt katlarda ve çatıda büyük değişiklikler yapıldığı için bu oldukça zor bir işti. Klasik orta koridorlu plan şemasındaki yatak katları dışında, proje büyük değişikliklere uğramıştı. Girişteki "Uçan Halı" motifi saçaktan başlayarak dükkanlar, lobi restoran ile zemin katın tümü, bu katın bahçe ile olan ilişkileri, bahçe düzeni, şadırvan, köşedeki pavyon, bütün bunların manzaraya açılmaları, çatı düzenlemeleri burada çizilmişti ve tamamen Sedad Bey'e ait idi. Ayrıca, iç dekorasyonda kullanılan geleneksel Osmanlı motiflerinden yola çıkılarak yapılmış çinilere yön veren de o olmuştu. Akademi'deki öğretim çizgisinin çok dışında, malzeme, teknoloji, boyut ve kavram açılarından burada gördüklerim önemli bir deneyimdi benim için."

Arkitekt'de İstanbul Hilton Oteli
Arkitekt Dergisi, İstanbul Hilton Oteli'ne, 1952 yılının Nisan-Mayıs sayısında yer verdi. Tartışmalara yol açan, İstanbul'daki ilk 5 yıldızlı otel olması ve barındırdığı uluslararası tasarım stillerinden dolayı döneminde çığır açan otelin mimari özellikleri ile ilgili dergi şunları söylüyordu:

"Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı, İstanbul'un Boğaziçi'ne nazır mutena bir semtinde, geniş bir park içinde, 278 odalı bir otel inşa ettirecektir. Her türlü konforu, ısıtma, havalandırma ve aydınlatma bakımından en mütekamil tesisatı havi olacak bu binayı 20 sene müddetle Milletlerarası Otelcilik Şirketi Hilton Müessesesi işletecektir. Bina, 2 esas kısma ayrılacaktır. 1. Sekiz katı ihtiva eden yatak kısmı, 2. oturma ve yemek salonları ile idare ve servis kısımları, zeminden itibaren üç kat yerleştirlmiştir.

3900 metrekare bir saha kaplayan giriş katı idare servisi, kabul ve oturma salonlarına tahsis edilmiştir. Manzara tarafından binanın uzunluğunca uzanan ve oturma salonlarından büyük cam satıhlı sürme kapılara ayrılmış olan geniş bir teras, müsait havalarda bu salonların temadisini teşkil edecektir.

Otel müşterilerine bir kolaylık olmak üzere tuhafiyeci, antikacı, banka, berber ve bir "soda fountain" gibi bazı dükkanlar gene bu katta bir süs avlusu etrafında toplanmıştır.

Arazinin meylinden istifade edilerek yemek salonları girişin altındaki katta, manzara tarafında yerleştirilmiştir. Bunlari biri, binaya bir tarafından bağlı üç tarafı açık takriben 250 kişilik bir yemek ve dans paviyonu, diğer kayar bölmeler sayesinde büyüyüp küçülebilen takriben 600 kişilik esas yemek salonudur ki cem'an 850 kişiye yemek servisi yapacak demektedir.

Bu katlardan başka, binanın teras şeklinde olan damında da Boğaziçi'nin eşsiz manzarasına karşı kapalı ve açık kısımları havi, daha ziyade gece işleyeceği düşünülen bir bar bulunmaktadır.

Otel binasının inşaat sistemi betonarme karkastır. Duvarları tuğla, beton, blok ve köpüklü beton blok olmak üzere başlıca üç kısıma ayrılmaktadır. Yatak odaları arasındaki bölemeler 10 cm kalınlığında köpüklü beton blok duvar olacaktır.

Giriş katında sokak ve dükkan cepheleri, alt katta sofa ve yemek paviyonu koridoru duvarlarının iç yüzü Kütahya çinisi ile kaplanacaktır. Sofada asansör mahallerinin etrafı renkli somaki, barlar, büyük yemek salonu ve giriş holü duvarları lambri olacaktır.

Binadaki dış kaplama ve kafesler umumiyetle dış sıvaya uygun olarak beyaz mermer pirinçli suni taş plaklar olacaktır. Yalnız zemin katın idare ve dükanlar kısmının duvarı ve yemek paviyonunun duvarı mermer kaplanacaktır."

Takvim
<<Haziran 2011>>
Pzt Sal Çar Per Cum Cmt Paz
    1 2 3 4 5
6 7 8 9 10 11 12
13 14 15 16 17 18 19
20 21 22 23 24 25 26
27 28 29 30      
Haber Bölümleri
Haber Kategorileri
Yayınlanan haberlere günlük olarak yukarıdaki takvimden, haberlerin kategorilerine ise aşağıdaki listeden ulaşabilirsiniz.