Haberler

Kadir Topbaş memleketindeki kiliseye sponsor arıyor

Tarih: 5 Temmuz 2010 Kaynak: Radikal Yazan: Funda Özkan
Erzurum'dan karayoluyla ulaştığımız Kaçkarlar'da durduğumuz her durakta büyüleniyoruz.

TEMA ve AB'nin ana ortak olduğu ‘Kaçkar Dağları Sürdürülebilir Orman Kullanımı ve Koruma' projesini anlatmaya dün başlamıştım, devam edeyim.

İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanı Kadir Topbaş'ın baba toprağı Altıparmak-Barhal'dayız.

Kadir Topbaş tatillerde baba evine geliyormuş.

Yüksek mimar Kadir beye yakışır şekilde, bahçesinden gördüğüm kadarıyla haşmetli bir ev.

Köylüleri de hemşerilerinin dev posterlerini dört bir yana asmış.

Proje kapsamında ‘arıcılık eğitimine' katılan Ahmet Pıçakçı (Ahmet bey soyadını yazan Laz nüfus memuruna rahmet okuyor!) bendenizden istedi sertifikasını vermemi. Fotoğrafta gördüğünüz üzere arka fonumuzda köyün bayırlarında poz vermiş, Kadir Topbaş.

Eski muhtar Ahmet Pıçakçı rehberliğinde Gürcü kilisesini geziyorum. 920'lerde yapılmış.

Diyor ki Ahmet Pıçakçı: uzak görüşlüler de varmış, onlara engel olan da. 1920'lerde kilise camiye çevrilirken, fresklerin üstü kireçle kapatılmış."

Bir bakıma iyi de olmuş. Kireç, freskleri koruma vazifesi üstlenmiş bunca yıl.

Freskler işin ehilleri tarafından temizlenmesi halinde geleceğe de taşınmış olacak.

İşin ehilleri de gelmiş, projeyi hazırlamış.

İstanbul Metropolitan Planlama'daki uzmanlar, mimarlar.

Proje hazır. İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanı Kadir Topbaş'ın masasındaymış. Kadir Topbaş ‘sponsor' arıyormuş.

Hemşeri torpili değil
İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanı Kadir Topbaş'ın, baba toprağı Altıparmak-Barhal'daki Gürcü kilisesini geleceğe taşımak için çaba göstermesi hemşerilerine torpil değil.

Büyükşehir belediyesi başkanlığı koltuğuna oturduğu ilk günlerde oluşturmuştu, İstanbul Metropolitan Planlama birimini. İstanbul'un büyük ölçekli planlarını yapmak üzere kurulmuştu birim.

İstanbul Metropolitan Planlama'nın bağlı oluğu BİMTAŞ, belediye iştiraki olsa da tarihi ve kültürel varlıkların kayıt altına alınması, rölöve, restitüsyon ve restorasyon projelerinin hazırlanması konusunda sadece Türkiye çapında değil, ‘dünya' çapında da faaliyet gösteriyor.

Mardin, Trabzon, Erzurum'da koruma amaçlı kentsel tasarım projeleri üretti uzmanları. Kosova, Sırbistan, Sudan'da da Osmanlı'dan kalma eserlere sahip çıktı.

HES yapılırsa arı da kalmayacak
Altınparmak-Barhal'da Ziya Yıldız'ın ‘taşlamalarını' dinliyoruz:

"Senelerdir gurbete bağlandın... Yetmedi mi... Son devranını köyünde sürsene, baba ocağını yeniden kursana."

Hemşerilerine sesleniyor, "Dönün köyünüze" diye.

"Gençler gelmese de emekli olanlar dönmeli" diyor.

O da İstanbul'da ‘muhallebicilik' yapmış. Oğlu Kadir Topbaş'ın aile şirketi Saray'ın Beyoğlu şubesinde çalışıyormuş.

Yöre insanı tedirgin, Kaçkarlar'ın baş düşmanı HES-hidroelektrik santralleri. Kimse HES'ler "Hiç kurulmasın" demiyor. Doğru planlama ile bazı yörelere hiç yapılmamasını, bazı yörelere de doğayı bozmayacak sistemlerin kurulmasını istiyor.

TEMA'nın projesiyle ‘doğru üretimi' yapsın, üretim yaparken doğaya zarar vermesin diye eğitim alan, aracılık kursunu bitiren Ahmet Pıçakçı son noktayı koyuyor:
"HES'ler yapılırsa ne arı kalacak ne de doğa."

Ayını da al git
Karadeniz topraklarına adım attığınız anda insanı güldürecek ‘sürprizlerle' sık sık karşılaşıyorsunuz. Yol kenarında Çoruh Nehri kıyısında bir ağacın üstüne tabela çakılmış:
‘Tuvalet.'

Karadenizlilerin eksiğini de Şekerbank Bireysel Satış Yönetmeni Mustafa Sedefoğlu gideriyor.

Proje kapsamında, bölge insanına yalıtımın önemini anlatmak ve dolayısıyla daha az odun yakmalarını sağlamak için kolları sıvayan İZODER ile birlikte çalışan Şekerbank'ın müdürü, TEMA ile de ilk defa tanışıyor. Yola çıktığımız ilk gün TEMA uzmanlarının minibüse sızan böcekleri ihtimamla dışarı atmasını, dönüş yolunda diline doladı:

"Nereye düştüm ben dedim. Üç gün et de yiyemeyeceğim, bunların yanında. Bir de ne göreyim ilk akşam herkes afiyetle etini yiyor. Alabalık tesisi kurulmasına destek veriyorlar, oturup alabalık yiyorlar. Bu ne biçim çevrecilik!"

TEMA insana rağmen doğayı koruma derdinde değil. Doğayı tahrip etmeden insanların üretimini savunuyor.

Nitekim o sarp topraklarda en önemli üretim konusu arıcılıkta, insanların kovanları tahrip eden ayılar yüzünden mağdur olmaması, ayıların da öldürülmemesi için muhteşem bir proje geliştirilmiş.

Elektroşoklu çit sistemi kurduruluyor köylülere. Ayılar ‘çakmak' gücü kadar elektrikle çarpılıyor, kovanlar, bahçeler kurtuluyor.

Başlarda köylüler "Ayını da al git" deyip, TEMA uzmanlarına tepki gösteriyormuş. Sistemi kurduranların memnuniyeti ile insan-ayı ateşkesine uyan köylülerin de sayısı artıyormuş.

Takvim
<<Haziran 2011>>
Pzt Sal Çar Per Cum Cmt Paz
    1 2 3 4 5
6 7 8 9 10 11 12
13 14 15 16 17 18 19
20 21 22 23 24 25 26
27 28 29 30      
Haber Bölümleri
Haber Kategorileri
Yayınlanan haberlere günlük olarak yukarıdaki takvimden, haberlerin kategorilerine ise aşağıdaki listeden ulaşabilirsiniz.