Haberler

İzmir'in gizli bahçesi Urla

Tarih: 5 Temmuz 2010 Kaynak: Zaman
Urla, İzmir'in saklı bahçesi olarak görülse de çoktan kendi kimliğini kazanmış küçük bir balıkçı kasabası. Burası hafta sonu İzmir'den ve çevre şehirlerden gelen misafirlerle şenleniyor.

Egeliler hafta sonu kafa dinlemek için balık ve zeytinyağı cennetine akın ediyor. Bu şirin kasaba, güzellikleriyle misafirperver insanıyla sizi çağırıyor.

Şehrin karmaşasından ve trafiğinden bunalanlar için rahat bir nefes almanın zamanı geldi. Lezzetli bir köy kahvaltısının ardından dar sokaklarında kendinizi kaybedeceğiniz, akşam olduğunda poyrazla hafiften üşürken gün batımının keyfine varacağınız bir yer Urla. Kimileri İzmir'in gizli bahçesi dese de şirin Ege kasabası çoktan hak ettiği yeri bulmuş. Hafta sonu İzmir'den ve çevre şehirlerden gelen misafirlerle şenleniyor küçük balıkçı kasabası.

Urla adını Rumca bataklık-sazlık anlamına gelen "Vurla" kelimesinden alıyor. Bir kısım tarihçiler ise Mehmet Çelebi'nin komutanlarından İbrahim Bey'in sefere çıkarken kendisine "uğur ola", "uğurlu geldi" demesinden türediğini söylüyor.

Kasabanın sokaklarında yürürken köşe başlarında yaşlı amcalar Ege ağzıyla "Meraba, hoşgeldiniz!" diye karşılıyor sizi. Sofrasına davet edenler de yok değil. Sahilde deniz kestanesi ayıklayan yaşlı bir teyzeyle karşılaşıyoruz. Yanına yaklaştığımızda aslında bunun eski bir Ege damak tadı olduğunu öğreniyoruz. Sahime Teyze, ikiye böldüğü kestaneleri sepete yerleştiriyor ve "Gençliğimizde plaja pikniğe gidince annem bunu yapardı." diyor. Sahime Teyze, üzerine limon sıkılan deniz kestanesini ekmekle sıyırıp üzerine bir zeytin koyarak soğanla yiyor. "Bunun usulü böyledir." diyor Sahime teyzenin oğlu Ahmet Bey. Eskiden çokça tüketilen deniz kestanesi artık unutulmak üzere.

Bu şirin Ege kasabasında her daim taze balık bulabiliyorsunuz. Her sabah saat 10.00'da iskele meydanındaki mezatta, restoranda cebinizi yakabilecek fiyattaki balıkları ucuza alabilirsiniz. İskelede toplanan kalabalık, balıkçıların mezata getirecekleri balıkları dört gözle bekliyor. Uzaktan ellerinde plastik kutularla yaklaşan balıkçılar kuyruğa girdikten sonra sırayla tartı işlemi yapılıyor. Kimi iskorpit, kimi deniz çuprası ve mercan avlamış. İsmini bile bilmediğimiz envai çeşit balık var tezgahta. Elinde az balıkla gelen balıkçının yüzü gülmez ve keyfi kaçıkken elleri dolu olanın keyfine diyecek yok.

Cumhur Kaptan'ın Yeri balık yemek için ideal

İşletmeciliğini Verda Hanım'ın yaptığı Cumhur Kaptanın Yeri, balık yemek için ideal. Urla'da ilk açılan restoranlardan... Denize sıfır masalarda akşam gün batımını izlerken o misafirlerini tek tek dolaşarak 'hoş geldiniz' diyor. Sanayi tipi üretim ve tüketim henüz buraya girememiş. Yemekler organik ürünlerle yapılıyor. Balık ise mezattan özenle seçiliyor. Hafif poyraz esintisi yüzünüzü yalayıp günün sıcağı yerini tatlı bir üşümeye bırakırken dondurmalı irmik tatlısıyla ağzınız da mideniz de bayram ediyor.

Urla, öyle bir liman kenti ki, tarih boyunca hep 'ilgi odağı' olmuş. Piri Reis de "Kitab-ı Bahriye"sinde söz etmiş Urla'dan. Girintili çıkıntılı kıyılarını, adalarını dile getirirken nerelerin 'yufka sulu demir yeri', nerelerin büyük gemilerin yatabileceği kadar derin olduğunu, rüzgarın hangi mevsim nereden estiğini saymış bir bir...

Bir balıkçı kasabası olan Urla'da yıllar boyunca zeytin ve üzüm de önemli geçim kaynağı olmuş. Öyle ki Evliya Çelebi Seyahatname'sinde çarşı içinde gördüğü bir asmayı anlatırken, "Bu çarşının ortasında bir üzüm asması var ki, iki adam ancak kucaklayabilir." diyor. İskele meydanının kuzeyinde çalışmaların hâlâ sürdüğü antik Klazomenai kenti kalıntıları da Evliya Çelebi'nin yazdıklarıyla örtüşüyor. Kazılarda ortaya çıkan İÖ 6. yy. sonuna ait zeytinyağı üretim atölyesinin zeytin kırma bölümü, pres ve imbikleri ile bugüne dek yüzlerce parça halinde bulunan zeytinyağı depolama kapları, aslına uygun şekilde yeniden inşa edilen atölyelerde sergileniyor.

Önemli isimlere de ev sahipliği yapmış Urla. Yunanistan'ın Florina şehrinde doğup Urla'da yaşayan edebiyatçı Necati Cumalı bunlardan biri. Ege'nin iki kıyısında yaşayan insanların hayatlarından izler taşıyan eserler yazması da bu yüzden. Yunanlı şair Yorga Seferis de 1914'e kadar Urla'da yaşamış. Şairin yaşadığı ev butik bir otel haline getirilmiş. Resepsiyondan içeri girdiğinizde tarihte yolculuğa çıkmış gibi hissediyorsunuz kendinizi; hemen solunuzda bulunan eski bir radyo ve piyano, duvarlarda asılı eski fotoğraflarla...

Katmer yemeden dönmeyin

Ege denince akla balık ve deniz ürünleri geliyor ama Urla'ya gidince katmerin tadına da bakmak lazım. Bu bir çeşit ince hamurla yapılan peynirli pide. Hamuru elde açılıyor, içinde zeytinyağı bulunan özel bir saçta pişiriliyor. Katmer, Urla'da, yıllar önce evlerde kadınlar tarafından yapılırken Ünal kardeşler onu ticarî bir ürün haline getirmiş. Babaları Erol Bey'den aldıkları mesleği devam ettiren 4 kardeş, 1978'den beri hizmet veriyor.

Nasıl gidilir?

Urla'ya ulaşmak için önce İzmir'e gitmek gerekiyor. İzmir'den Çeşme otobanına girip Urla çıkışını gözlemek lazım... İzmir'den sonra yaklaşık 35 kilometrelik kısa bir yolculuk sizi deniz, tarih ve zeytin cennetine ulaştıracak. Otobandan çıkınca sizi bir dörtyol karşılayacak. Ya sağa sapıp iki yanı ağaçlıklı bir asfalt yolla (yaklaşık 3 km) deniz kenarındaki Urla İskele Mahallesi'ne gideceksiniz, ya da sola dönüp kendinizi kara tarafındaki ilçe merkezinde bulacaksınız.

Nerede kalınır?

Sahilde bulunan butik otele çevrilen şair Yorgo Seferis evinde kalabilirsiniz. 0232 752 04 14

Yemek nerede yenir?

Sabah kahvaltısı için Ünal Kardeşler katmer ve kahvaltı salonu, akşam balık için Cumhur Kaptan'ın Yeri. 0232 752 20 64
Takvim
<<Haziran 2011>>
Pzt Sal Çar Per Cum Cmt Paz
    1 2 3 4 5
6 7 8 9 10 11 12
13 14 15 16 17 18 19
20 21 22 23 24 25 26
27 28 29 30      
Haber Bölümleri
Haber Kategorileri
Yayınlanan haberlere günlük olarak yukarıdaki takvimden, haberlerin kategorilerine ise aşağıdaki listeden ulaşabilirsiniz.