Haberler

İşte ‘çevreci adı altındaki tipler'

Tarih: 13 Ağustos 2010 Kaynak: Milliyet Yazan: Mehveş Evin
Başbakan'ın "çevreci adı altında kimi tipler, gruplar çıkıyor" dediği insanlar kimdir? Neden HES'e karşılar? Rize'nin Fındıklı ilçesindeki gençlerin HES'lere karşı pedal çevirdiği eylemi izleyip dertlerini dinledik.

Son bir yılda Karadeniz'in pek çok ilçesinde HES karşıtı sivil platformlar kuruldu. Hemen hepsi birbiriyle haberleşiyor, destek oluyor. Çünkü amaçları bir: Dereleri, köylerini, kültürlerini korumak. Her derede, her vadide onlarca HES projesi planlandığından, Karadeniz devamlı renkli, coşkulu eylemlere sahne oluyor.
Doğu Karadeniz yolculuğumuzda bunlardan birine denk geldik. Rize'nin doğusundaki Fındıklı (Viçe) ilçesinde, Pixala köyü için bisikletli eylem düzenlendi. Caminin önünde toplanan kalabalığın çoğu üniversite öğrencisiydi. Tanışıp konuştukça, çoğunun yazlarını memleketinde geçiren Fındıklı gençleri olduğunu öğrendik. Anlayacağınız paranoya yaratan birtakım iddiaların aksine, hepsi bu bölgenin insanları!
Kaldı ki HES karşıtı olmak için illa Karadenizli olmak gerekmiyor. Bir İstanbullu veya Antalyalı da isterse yaşadığı yerden davalara müdahil olma hakkına sahip. Neticede bu ülke bizim değil mi? Neden her şeyde olduğu gibi çevreye duyarlı insanlar için de Karadenizli-Marmaralı-Doğulu ayrımı yapılsın?

BİREYSEL TEPKİ
Kendilerine Viçeli Gençler diyen yaklaşık 40 kişilik bu grup, yöresel şapkalar takmış, rengarenk pankartlar hazırlıyor... Amaçlarını "dereler için dayanışma içinde, birlikte hareket edebilen bir gençliğin var olan potansiyelini ortaya çıkarmak" olarak açıklıyorlar. Pixala köyüne doğru pedal çevirmelerinin nedeniyse, Arılı vadisinde planlanan 11 adet HES.

Funda Erdem, 21 yaşında. Samsun'da psikolojik danışmanlık bölümü öğrencisi. Ailesi Fındıklı'da yaşıyor. Eyleme katılma nedeni, HES'lerden sağlanacak enerjinin başka yollarla elde edilebileceğine inanması. "Günümüzde en önemli şey su" diyen Funda, bisikletine atlayıp 1 saatlik yolu pedalla çevirme fikrini çok sevmiş.

İstanbul Beykent'te mimarlık bölümü öğrencisi olan Anıl Yüksel'in (20) ailesi Fındıklı'da yaşıyor. Her yazını memleketinde geçiriyor. Fındıklı'da düzenlenen bir bilgilendirme toplantısına katılınca, bireysel duyarlılığının geliştiğini anlatıyor: "Annemle babam da karşı ama katılım gösteremiyorlar. Karadeniz'de insanlar ‘aman beni bir yerde görmesinler' diye çekinir. 2005'te burada bir miting oldu, HES'lerin planlandığı köylere gittik. Halkın tepkisini gören şirket apar topar gitti. O zaman insanların, özellikle kadınların gücünü gördüm."
Ağaç köklerinin suyla beslendiğini, ancak HES yapıldıktan sonra debinin iyice azaldığını belirten Anıl, "13 tane HES'i nasıl bir dereye yaparlar?" diye soruyor.

Fındıklı'dan Pixala'ya bisikletleriyle giden gençler, köy kahvesinde alkışlarla karşılanıyor. Eylem, gençlerle köylülerin büyük neşeyle horon vurmasıyla sona eriyor. Ne de olsa onlar da bu toprağın çocukları.

EKVATOR PRENSİPLERİ YOKSA KREDİ DE YOK
HES'lerle ilgili en çok tartışılan ve kafa karıştıran konu, çevreye ve sosyal yaşama verdiği zarara rağmen nasıl bu kadar çok işletme lisansının verilebildiği. Çünkü sadece Türkiye'de değil, dünyada HES yapılıyor. Peki bu işin bir usulü, kuralı yok mu?

TEMA Yönetim Kurulu ve İcra Kurulu Üyesi Deniz Ataç, dünyanın en önemli bankalarının bu tip yatırımlar için kredi verirken bazı prensipleri gözden geçirdiğini anlatıyor. İlk olarak 2003'te şekillenen "Ekvator Prensipleri", 2010'da imzalandı. Ataç, "Bankalar kredi verirken bazı faktörlere bakıyor. Çevre sorunları giderek arttığı için belli büyüklükteki projelerde ‘Ekvator Prensipleri'ne uygunluk aranıyor. Türkiye'de de bulunan pek çok yabancı banka bunu imzaladı, ama hiçbir Türk bankası bunu imzalamadı. Dünyada uzmanlaşmış şirketler, çevre ve sosyal faktörleri ele alan rapordan olumlu sonuç çıkarsa krediyi veriyor. Bu raporlar, bizdeki ÇED raporundan çok uzak" diyor.

Ekvator Prensipleri, bir projenin finansında sosyal ve çevresel risklerin tespiti, değerlendirmesi ve yönetiminde izlemesi tavsiye edilen kuralların bütünü. Zorlama yok, ancak bu kurallar finans endüstrisi için bir nevi sigorta niteliğinde. Finans edilecek proje, herhangi bir şekilde çevreye ve sosyal yaşama zarar verecekse, uzun vadede kötü bir yatırıma dönüşüyor.

BMCE, Citigroup, BNP Paribas, Credit Suisse, Fortis, HSBC, JPMorgan Chase, Societe Generale, Ekvator Prensipleri'ne imza atan bankalardan bazıları.

ETKİ VE RİSK ANALİZİ
Ekvator prensipleri 10 maddeden oluşuyor. İlk madde, bir projenin finansmanı için başvurulduğunda Ekvator Prensipleri Finansal Kurumları'nın (EPFI) bu projeyi çevresel ve sosyal incelemelerin sonunda doğacak potansiyel etkileri ve risklerine göre kategorize edeceğini anlatıyor.

Diğer maddeler ayrıntılı bir biçimde şu konuları ele alıyor: Sosyal ve çevresel tespit, uygulanabilir sosyal ve çevresel standartlar, aksiyon planı ve yönetim planı, danışma, mağduriyet mekanizması, bağımsız inceleme, taahhütname, bağımsız gözlemleme ve raporlama ve son olarak da EPFI raporunun söz konusu yatırım için her yıl tekrarlanmasına dair.

DERELERİN AVUKATI
Avukat Yakup Okumuşoğlu, Çamlıhemşinli. Buralarda "derelerin avukatı" olarak tanınıyor. Fırtına Vadisi'ndeki HES yapımını durdurmak için dava sürecini başlatan o. Okumuşoğlu, bölgede 16 farklı davaya bakıyor. Altı tanesi hariç, hepsinden iptal kararı çıkmış. Fakat alınan kararlara rağmen faaliyetlerin durmadığına yani hukuksuzluğun hüküm sürdüğüne dikkat çekiyor. Okumuşoğlu, Fırtına ile başlayan süreci anlattı.

- 1996 yazıydı. Stajım bitmiş, Çamlıhemşin'e dönmüştüm. Bir sabah kamyon sesleriyle uyandım. Ne olduğunu sorduğumda ‘sondaj yapıyoruz' dediler, baraj tünelleri için. Merak ettim. Konuyla ilgili ÇED (çevre etki değerlendirme) raporunu bulup okumaya başladım.

- O yazın sonunda İzmir'e döndüm, büro açtım ve Bergama grubuyla çalışmaya başladım. Bu işlerin yolunu yöntemini o zaman öğrendim. Fırtına Vadisi için yazılan ÇED raporu hakkında her yere dilekçe yazmaya başladım.

- Bu arada Çamlıhemşin'deki HES yatırımı için yazılan bu ÇED raporu onaylandı. Mesut Yılmaz'ın raporla birlikte yöreye gelip konuşma yapacağını duydum. Köyden insanlar telefon açıp "Ne yapalım" diye sordu. "Hiçbir şey yapamazsanız konuşurken arkanızı dönün ve çığlık atarak gidin" dedim. Hakikaten böyle yaptılar, haber "Başbakana hemşeri şoku" diye yansıdı. Süreç böylece başladı.

- Fırtına Vadisi için vekalet toplamaya başladım, Çamlıhemşinli avukatlarla İzmir'de miting yaptık. 1998 Temmuz'unda dava açtık. Basında geniş yankı buldu. Elimizdeki bilirkişi raporunu sununca Danıştay iptal kararı verdi.

- Ancak sonradan yeni bir madde eklediler, ‘bakanlık uygun görürse enerji yatırımı yapılabilir' diye. Bu defa sit alanında enerji santralı yapılamayacağına dair karar aldırdık. Eğer bu karar alınmasaydı bugün sit alanlarına da enerji yatırımı yapılabilecekti.

- Dava açsak, iptal kararı alsak bile bazı faaliyetleri durduramıyoruz. Sürekli yeni ÇED raporları hazırlanıyor. Tedbir alınacak deniyor. İkizdere'de Başbakan'ın HES açılışı yaptığı yerde üç dava sürüyor, iki tane de açılacak dava var.

- Aynen insan hakları gibi doğanın haklarının tanınması yönünde çalışıyoruz. Üstelik AB mevzuatına göre havza planı yapılması gerekiyor.

Takvim
<<Haziran 2011>>
Pzt Sal Çar Per Cum Cmt Paz
    1 2 3 4 5
6 7 8 9 10 11 12
13 14 15 16 17 18 19
20 21 22 23 24 25 26
27 28 29 30      
Haber Bölümleri
Haber Kategorileri
Yayınlanan haberlere günlük olarak yukarıdaki takvimden, haberlerin kategorilerine ise aşağıdaki listeden ulaşabilirsiniz.