500.000.000 lira harcayıp, İstanbul'un sembolleri arasına eklenebilecek, global sanat değeri olan kalıcı bir eser bırakmaya yönelik bir tek çalışması olmadığını yazdığım İstanbul 2010 Ajansı, konu üzerine düşünmektense, benimle dalga geçmeyi tercih etmiş.

Gönderdikleri 'bilgi notu'nda şöyle deniliyor:
'İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı'nın çalışmalarına ilişkin yorumlarınıza istinaden, ajans olarak imza attığımız 'kalıcı' projelerimize dair sizi bilgilendirmek isteriz.'
Sonra da sıralamışlar...
Bütçemizin yüzde 60'ını restorasyon projelerine ayırdık...
Adalar Müzesi kapılarını açıyor...
Ve...
İstanbul'da Yaşıyor ve Çalışıyor projesinin tüm yapıtları, İstanbul'un ilk kamusal uluslararası çağdaş sanat koleksiyonu olarak tescil ediliyor...
Kusura bakmayın, İstanbul 2010 Ajansı ama... Siz benimle dalga mı geçiyorsunuz?
Bunlar İstanbul'un sembolü olacak yeni kalıcı eserler mi?
Şimdi dünyanın neresine gidersem gideyim, İstanbul denince, 'aaa Adalar Müzesi meşhurdur' veya 'İstanbul'da Yaşıyor ve Çalışıyor Projesi'nin yapıtlarının tescil edilmesi var ya, İstanbul denilince akla işte o tescil gelir' mi diyecekler?
Önce, 2010 Ajansı yetkilileri okuduğunu anlayamıyor, diye düşündüm...
Hadi İstanbul'un sembolü olacak global değerde bir sanat eseri, bir heykel teklifini anlamadılar...
Özgürlük Anıtı örneğini de mi anlamadılar?
Bu mümkün olamaz.
Öyleyse pek sayın İstanbul 2010 Ajansı yetkilileri, siz dalga geçmeyi tercih ettiniz.
Gönderdiğiniz 'bilgi notu'nda;
'Avrupa Kültür Başkentliği unvanını taşımaya devam edeceğimiz önümüzdeki 4 ay süresince gerçekleştireceğimiz tüm etkinliklerimizde sizi de aramızda görmekten büyük mutluluk duyacağız' da demişsiniz.
Görürsünüz, elbette...
4 ay içinde de, sonrasında bu unvan bittiği zaman da geriye bakacağız...
500.000.000 liraya yakın bir para harcayıp da, İstanbul'a, İstanbul'un sembolü olabilecek kalıcı bir tek eser bırakamamanızı konuşacağız.
Böyle esprili bir 'bilgi notu' gönderdiğinize göre, 4 ay içinde bir Özgürlük Anıtı, bir Peterlin heykeli, bir Hugadi, bir Lasnhan heykeli dikeceğinizi düşünüyor olmayın sakın... Şakacılar sizi....
İşte böyle, sevgili İstanbul 2010 Ajansı...
Ben demedim ki siz restorasyon yapmıyorsunuz...
Bilakis, 'restorasyon yapıyorsunuz ama sembol olacak kalıcı bir eser bırakmıyorsunuz' diye yazdım...
Bana yolladığınız 'bilgi notu'ndan anlaşılıyor ki...
Kültür başka, anlayış başka, niyet başka...
Dev bir bütçe ile yaptığınız 'başarılı' ve 'kalıcı' çalışmaları bu dört ay içinde de, sonrasında da takip edeceğimden emin olunuz, müsterih olunuz..