Oynadığı reklam filminde ‘Ben Ali Ağaoğlu, burası İstanbul Ayazma, burada 3 bin 100 konutluk yeni bir yaşam merkezi kuruyoruz. Yüzde 87'si yeşil alan olacak, içinde golf sahası bile olacak. Hep hayal ederdim, 10. kattaki evin bahçesi olur mu? Yaptım olacak. Çünkü bu ülkede herkes havuzlu, güzel, kaliteli bir evde oturmayı hak ediyor' diyen Ali Ağaoğlu, Ayazma'da yaptığı konutların inşaat şantiyesinin ortasında 12 kişinin yaşamını hapsediyor. Etrafı tel örgülerle çevrilerek hapsedilen evde yaşayanlar günlük yaşamları engellenmiş, ulaşım için kullandıkları yolları kapatılmış, suyu da belediyenin talimatı ile kesilmiş. ‘Bu ülkede herkes iyi yaşamayı hak ediyor' diyen Ağaoğlu yıllarca yaşadığı Ayazma'dan sürgüne direnenleri cezalandırdı. Bu kişileri inşaat şantiyesinin ortasında tozun ve pisliğin içinde mahsur bıraktı.
ŞANTİYE ORTASINDA HAPSEDİLEN YAŞAM
Kentsel dönüşüm projesi gerekçesiyle 2006 yılında evleri yıkılmaya başlanan ve daha sonra sokaklara terkedilen 18 ailenin mağdur olduğu Ayazma Tepeüstü'nde herbirinin değeri yüz milyarları bulan lüks konutlar inşa ediliyor. Evleri başlarına yıkılarak İstanbul dışına itilen ailelerle hiçbir yetkili ilgilenmiyor.
18 ailenin evinin yıkıldığı İkitelli/Ayazma'da ‘herkes iyi bir yaşamı hak ediyor' iddiasıyla başlayan konut çalışmaları karşısında "Bu 18 aile neden iyi yaşaması gereken herkes içinde değil, bu aileler insandan sayılmıyor mu?" sorusunu sormadan edemiyor.
Bir de bu ailelerden çokdaha kötü durumda olan, inşaatın yapıldığı şantiyenin ortasında kendi evlerinde mahsur kalan, suyu kesilen ve ulaşım yolları kaptılan Demir ailesi var. Demir aielesi yaşananlara isyan ediyor. Şantiyenin tozu ve pisliği içerisinde hiç de ‘hakkettikleri iyi yaşamı' yaşayamayan Demir ailesi hem reklam filmine hem de TOKİ'ye tepki gösteriyor.
24 yıldır yaşadıkları Ayazma'yı terketmeyen Demir ailesinin yaşadığı bölgenin etrafı "Burası Ağaoğlu'nun inşaat sahasıdır" denilerek tel örgülerle çevrilmiş. Söz konusu inşaatın yetkilileri şimdi Demir ailesine, "Sizin buraları terketmeniz lazım , buralar size göre değil, ayak uyduramazsınız' diyor. Yetkililerin bu sözlerini aktaran Mehmet Emin Demir, İSKİ'nin sularını, Ağaoğlu İnşaat'ın da ulaşım yollarını kestiğini belirtiyor. Evleri tel örgülerle çevirildiği için inşaatın tozu ve pisliği içine hapsedildiklerini vurguladı. Belediyenin de ‘elektiriğinizi kesseriz' tehditlerine başladığını kaydetti.
Çektiği reklam filmiyle herkese iyi bir yaşam vaadeden Ağaoğlu'nun kendi haklarını gaspettiğini dile getiren Ahmet Demir, "Ağaoğlu neden bizi mağdur etti?" diye sordu.
FİLMİ İZLEYİNCE GİDENLERE ACIDIM
"Ağaoğlu'nun çektiği reklam filmini her izlediğimde kendime acıyorum" diyen Fikri Kaynar, tutunacak bir dallarının olmadığını söyledi.
Ayazma'daki TOKİ evlerine gitmeleri için belediye tarafından baskı gördüklerini dile getiren Kaynar şunları söyledi: "Ağaoğlu'nun yapacağı konutlarda golf sahası, yüzme havuzu olacakmış. Burada yaşayanların asıl sahibi bizleriz ama bize bir şey yok. Yıllardır okul yok, sağlık ocağı yok, camii yok, minibüs ve belediye otobüsleri yok, hatta bakkal ya da market bile yok. Çocuklar okula gidebilmek için yaklaşık 2 kilometrelik yolu yürüyor".
8 çocuğu olduğunu söyleyen Nazmiye Kaynar, ‘Reklam yapıp 10 milyara insanları evsahibi yaptıklarını söylüyorlar, gelsinler de bize söylesinler. Bizi buradan kovuyorlar ama zenginler gelip burada lüks içinde yaşayacak. Kaynım karaciğer nakli oldu eşim de ona karaciğerini verdi, TOKİ' şimdi hepimizin ciğerini aldı" dedi.
AYAZMA'DA NELER OLMUŞTU
2006 yılında yıkıma başlanan Ayazma'da 18 aile evleri yıkılarak sokağa terkedilmişti. Çaldıkları her kapı suratlarına kapatılan Ayazmalıların çığlığına hiçbir yetkili kulak vermemişti. Son olarak belediye yetkililerince "1 yıllık kiraları karşılanacağı ve daha sonra kendilerine ev verileceği" sözü verilmişti. Fakat bu sözler de yerine getirilmedi.
Tüm bunlardan sonra açıkta kalan aileler evlerinin yıkıldığı yerde çadır kurarak yaşamlarına devam etmeye çalıştı. 2 yıl boyunca karda, kışta çadırlarda yaşayan Ayazmalıların yaşamları yazın böcek, fare,akrep ve yılanların tehlikesi altında geçerken kışın ise soğuk, yağmur damlaları ve bunların sebep olduğu hastalıklarla pençeleşerek geçti. Bu yaşananlara karşı diirenen Ayazmalılar Küçükçekmece Belediyesi yakınında bir parkta her hafta cumartesi akşamından başlayarak 24 saat boyunca eylem yaptı. Bu eyleme de tahammül edemeyen Küçükçekmece Belediyesi eylemcilere saldırdı.
İYİ YAŞAMA LAYIK GÖRMEDİLER VEREM ETTİLER
Evleri yıkıldıktan sonra iki yıl boyunca çadırlarda kötü şartlarda yaşamak zorunda bırakılan Ayazmalı çocuklar hasta olmaya başladı. Besriye Acar'ın 8 çocuğundan 4 yaşındaki Yaşar ‘verem'(tüberküloz) olmuştu. Yaşar'ın sosyal güvencesi olmadığı için iki gün hastanelerde dolaştırıldıktan sonra tedavisi yapılabilmişti. Evlerinin önünden geçen derenin taşması sonucu mikrop kapan ve havale geçiren 10 aylık Ferhat Kılıç geçirdiği havale nedeniyle 30.12.2007'de doktora giderken babasının kollarında yaşamını yitirmişti. Önlem almayan Küçükçekmece Belediyesi ise küçük Ferhat'ın ölümünden sonra sadece Ferhat'ın cenazesini toprağa gömmekle yetinmişti.
İki yıl boyunca her türlü sıkıntı ve hastalık geçiren Ayazmalıların yaşadıkları çadırların kurulduğu alan şimdi golf sahası yapılacak.