Festivalin tarihi 1991 yılına kadar geri gidiyor. İlk olarak San Fransisko sahilinde düzenlenen, iki günlük etkinliğe 250 kişi katılmıştı. Bugün ise 1 hafta süren, 10 binlerce kişinin 7 gün 24 saat çalıştığı dev bir etkinlik. Festival süresince katılımcılar her biri ayrı bir sanat eseri olan çalışmalarını inşa ediyorlar. Ortaya çıkan çalışmalar ise heykelsi enstelasyonlardan etkileşimli objelere hatta mimari anlamda mekanlar yaratan tapınaklara kadar çeşitlilik gösteriyor.
Black Rock City'nin Haritası
Bir haftanın sonunda festival, tahta adam heykelinin ve diğer eserlerin yakılması ile bitiyor. Sonrada katılımcılar ardlarında hiçbir iz bırakmadan evlerine dönüyorlar.
Aslına bakarsanız Burning Man Festivali'ne hiç gitmemiş birisine bu festivali tarif etmenin, görme engelli birisine renk tarif etmeye benzediği söyleniyor.
Burning Man, pek çok insanın bildiği gibi bir küratörlü festival değil tam tersine her şeyin doğaçlama yaşandığı bir etkinlik. Kuralsızlık hakim gibi görünse de festivalin 10 temel prensibi var. Bunlar: dahil olma, nesneleştirmeme, birey güveni, kendini ifade etme, toplu efor, sosyal sorumluluk, geride iz bırakmama, katılım ve yakınlık.
Bu Sene Neler Olup Bitti?
Bu seneki festivalin teması "Metropolis: The Life of Cities" olarak belirlenmişti. Festivalde yer alan şu an sadece fotoğrafları kalan eserleden birkaç tanesine yakından bakmak gerekirse:
Future's Past
Kate Raudenbush tarafından tasarlanan Future's Past isimli çalışma Chichen Itza ve Ta Prohm isimli tapınaklardan ilham alırken üstünde duran ağaç hem onları destekliyor hem de sömürüyor. Böylelikle tüketim konusuna atıfta bulunuyor. Siyah çelikten yapılan piramit şeklindeki tabanının yüzeyleri bilgisayar devresine benzer şekilde şekillendirilmiş.
Aeolian Pyrophonic Hall & Whispering Wall
Capra J'neva tarafından tasarlanan Aeolian Pyrophonic Hall & Whispering Wall isimli çalışma metropollerde aynı anda olan milyonlarca şeye atıfta bulunuyor.
Ses enstalasyonu rüzgar arpı, yangın orgu ve Black Rock City'de yaşayanların seslerinden oluşuyor. Aynı zamanda çölde yaşayanları gün boyunca güneşten korurken akşam da çölde gölgeli yansımalar oluşturuyor.
Mant Farm
Sober Free Society tarafından tasarlanan Mant Farm, insan boyutunda yapılmış bir karınca çiftliği. Şehirde bir hafta boyunca yaşayan topluluk için bir oyun alanı hem de olan biteni gözlemek ve düşünmek için bir laboratuvar.
Minaret
Bryan Tedrick ve Glen Ellen tarafından tasarlanan Minaret isimli çalışma yaklaşık 15 metre yüksekliğinde. Dışarıdan ortaya doğru ufalıyor ve en tepesine tırmanılabiliyor. Tepesindeki küreye çıkılarak güvenli bir şekilde etrafta olan biten izlenebiliyor.
Burning Chapel of Love
Lisa Tayebi tarafından tasarlanan Burning Chapel of Love, yoğun çalışma ve aşkla ilan edilmiş. Festival boyunca evlilik gibi seremoniler için kullanılmış.
Temple of Flux
Rebecca Anders, Jessica Hobbs, Peter Kimelman ve Crew, Berkeley tarafından tasarlanan tapınak, onlara göre yaşanabilecek bir mekan değil, kilise ve cami gibi dini mekanların bir yansıması. Yüzlerce ince ahşap parçadan birleştirilerek yapılmış.
Bliss Dance
Marco Cochrane tarafından tasarlanan bu heykel senelerce süren bir çalışmanın ürünü. Nefes kesen bir çalışma olan heykel feminen güzelliği ve gücü simgeliyor ve mükemmel bir şekilde dengede duruyor.
Megatropolis...The Life and Death of a City
Megatropolis, dünyanının herhangi bir boş yerinde inşa edilen bir şehrin silüetinin zayıf bir yorumu. Kontrplak ve suntadan inşa edilen şehir yaklaşık 500 metrekare, çevresi ile 1.500 metrekare alan kapsıyor.
Gelecek Sene için Başvurular Başladı Bile...
2011 senesinde Rites of Passage teması altında düzenlenecek festivale şimdiden başvurular başladı bile. www.burningman.com adresinden detaylı bilgi alınabiliyor.