Türkiye'de reklam fotoğrafçılığı denince akla gelen ilk isimlerden biri olan Fethi İzan, sanat yönetmeni Onur Aynagöz ve prodüktör Hüsniye Ünal bir araya gelerek Maslak'ta yeni bir görsel üs kurdular.

Prodüksiyondan post-prodüksiyona, ekipman kiralamadan set-dekor düzenlemeye, hatta catering'e kadar kapsamlı bir hizmet sunulan P Blok'un stüdyoları ve
imkanları tüm fotoğrafçılara ve prodüksiyon şirketlerine açık.

Fethi İzan'la en son Ocak 2010 sayımızın kapak çekimi için bir araya gelmiştik. 'Yılın reklam yıldızı' seçilen Özgü Namal'ın fotoğraf çekimlerini İzan'ın Cihangir'de bulunan stüdyosunda gerçekleştirmiştik.

Çekimler sırasında Maslak'ra açacakları devâsâ stüdyodan bahsediyordu İzan.

Stüdyonun açılışı beklenenden biraz uzun sürdü ancak bu gecikmeye fazlasıyla değmiş görünüyor.

Geçtiğimiz ayın başında İzan'ın, iki ortağı sanat yönetmeni Onur Aynagöz ve prodüktör Hüsniye Ünal ile birlikte hayata geçirdiği P Blok'u ziyaret ettim.
P Blok hem stüdyoları, hem teknik altyapısı, hem organizasyon gücü, hem de fotoğrafçılara ve ekiplerine sunduğu konforlu çalışma ortamıyla fotoğraf prodüksiyonu işini bir adım ileri taşıyan bir mekân olmuş. Stüdyoları gezdikten sonra Fethi İzan ve Onur Aynagöz'le P Blok'un ikinci katında bulunan ofislerinde sohbet etme imkânı da bulduk. Böyle bir üssün açılmış olması reklam fotoğraf prodüksiyonunun profesyonelleşmesi anlamında ciddi bit adıma işaret ediyor.

Bu stüdyoda yeni ne var? Ne gibi yeni hizmetler veya imkanlar sunuyorsunuz?
Fethi İzan: Burada verilen hizmetler tüm söktöre açık. Prodüksiyon, postprodüksiyon ve illüstrasyon, stüdyo Maslak'ta bir fotoğraf üssü PBlok kiralama gibi farklı alanları aynı çatı altında bir araya getirdik. Fotoğraf eskiden, film zamanı dediğim analog sistemde daha 'tek başına' bir işti. Bir fotoğraf çekersin, filmini yıkatır banyo edersin, sonra teslim edersin, böylece işin biterdi. Böyle bir geçmişten geliyoruz.

Dijital dönemde ise fotoğraf artık çekilip biten bir iş olmaktan çıktı. Fotoğrafçıya çok kısa bir süre içinde birçok yeni sorumluluk yüklendi. Ön hazırlıklar, fotoğraf çekimi, post-prodüksiyon gibi tüm görevler fotoğrafçıya yüklendi ve işi kusursuz bir şekilde teslim etmesi istendi.

Böyle olunca bu yeni ihtiyaçlara cevap vermek üzere önümüze, entegre sistemler kurmak veya bağımsız kişilerle çalışmak gibi iki seçenek çıktı. Birçok kişi bağımsız kişilerle çalışmayı tercih ediyor hâlâ. Bunlar işi biraz evden yürüten kişiler. Ancak post-prodüksiyonun bu şekilde yürütülmesinden rahatsızlık duyuluyor. Çünkü fotoğrafı ne kadar iyi çekerseniz çekin, son işlemi yapacak kişi buna istediğiniz gibi müdahale etmedikçe fotoğraf istenen neticeye ulaşmıyor ve sonuçta müşteri memnuniyetsizliği artıyor.

Reklam sektörüyle paralel gitmeyen bir süreç, bir profesyonellik eksikliği mi söz konusu?
Onur Aynagöz: Açıkçası hâlâ postprodüksiyon için kurulu bir sistem yok. Oysa yurtdışında sadece bunu yapan stüdyolar var. Türkiye'de bazen bir iş toplantısına gidiliyor, brief alınıyor, yazılıyor çiziliyor, sonra bir eleman hastalanıyor ve iş zora giriyor. Kurumsal bir sistem olmayınca böyle sıkıntılar yaşanıyor. Post-prodüksiyonda henüz oturmuş bir profesyonellik yok maalesef.

Burayı yalnızca siz mi kullanıyorsunuz? Başka fotoğrafçılar da yararlanabiliyor mu?
Fethi İzan: Burayı kurarken hedefimiz tüm fotoğraf sektörüne hizmet verebilmekti. En başından itibaren burayı böyle kurguladık. Reklam fotoğrafçılığında çalışan kişi sayısı öyle yüzlerle ifade edilecek kadar çok değil. Herkesin bir stüdyosu var ama bunlar hep küçük stüdyolar, bu çapta başka stüdyo pek yok. O yüzden büyük bir iş olduğu zaman film stüdyolarına gidiliyor ama o zaman da rahat ve verimli çalışamıyorsunuz. Fotoğraf biraz butik bir iş. Bazı müşteriler senede iki üç çekim yapıyor ve çekim gününü iyi geçirmek istiyor. Eski imkânlarla sunamıyorsunuz bunu. Biz de bu ihtiyaca cevap vermek için, daha büyük bir yeri başka fotoğrafçılarla kullanmak mantığıyla yola çıktık.

Şimdi bu amacımıza ulaştık. Burada bir tanebüyük plato, bir 'stili life' stüdyosu, bir de orta ölçekli stüdyo olmak üzere üç fotoğraf stüdyosu oluşturduk. Ayrıca çekilen fotoğrafların çekim sonrası işlemlerinin yapıldığı bir merkezimiz var. Onur, Hüsniye ve ben bunun mimarlarıyız. Çekimlerde yanımızda Onur gibi bir sanat yönetmeni olmasının lüksünü yaşıyoruz.

Reklam ajanslarında yıllarca çalışmış, çekimlerde akıl danışabileceğimiz bir isim. Müşterinin ne isteyip ne istemeyebileceğinin farkında olan biri. Onun dışında büyük
bir reklam ajansında uzun yıllar prodüktörlük yapmış Hüsniye bizimle birlikte. Biz üçümüz burada hem beraber çalışıyoruz, hem de bazen bağımsız projeler yürütüyoruz.

Bağımsız reklam fotoğrafçıları da buradan istifade edebiliyor dediniz. Bu yol nasıl işliyor?
Onur Aynagöz: Bu yeni bina ile birlikte yeni faaliyet alanları olarak stüdyo ve beraberinde ekipman kiralama, set-dekor ve catering gibi işler de hayatımıza girmiş oldu. Üst kattaki operasyon kendi içimizde yaptığımız işleri kapsıyor. Alt katı ise fotoğrafçılar ya da prodüktörler kiralıyor.

İsteyen fotoğrafçısını, ekibini ve müşterisini getiriyor, ne kadar güne ihtiyacı varsa stüdyoyu kiralıyor, ışıkları, set-dekoru, her Şeyi yapılıyor. Bizim yeni işimiz aslında bu stüdyoyu kiralama işi. İşin böyle iki kısmı olduğundan burada iki farklı şirket işletiliyor gibi. Biz de burayı zaman zaman kiracı gibi kullanıyoruz.

Burada sizin yaptığınız işlerle diğer fotoğrafçıların yaptıkları işlerin oranı ne kadar?
Fethi İzan: Aşağı yukarı yarıya yarıya bir oran söz konusu. Stüdyonun her gününü tek bir fotoğrafçının doldurması zor zaten.
Dışarıda da çekim yapıyoruz üstelik. Üç tane stüdyo var burada. Şu anda moda fotoğrafçıları ve yabancı fotoğrafçılar daha çok kullanıyor.

Fotoğraf kalitesini artırmak bakımından, buradaki yeni teknik olanaklar neler?
Fethi İzan: Kedi yolları dediğimiz, yerden 6 metre yukarıda çekim yapmamızı sağlayan bir yapı var burada. Bir fotoğraf stüdyosunun çok yüksek tavanlı olması çok önemli bir şeydir.

Herhangi bir engel, sütun olmaması çok önemlidir. Çözüm ortaklarımızla birlikte kameradan ışığa kadar gerekli her türlü ekipmanı tek elden kiralayabiliyoruz. Ayrı ayrı yerlere telefon etmek gerekmiyor. Burada bu şansa sahip oluyorsunuz.

Onun dışında çekim sırasında insanların burada iyi vakit geçirebilecekleri bir ortam oluşturmaya gayret ettik. Kafeterya bunun için oluşturuldu. Burada ayrıca kütüphane, toplantı salonu ve ofis ihtiyaçlarını karşılayacak mekânlarımız var. Renk yönetimi konusunda belirli bir yatırım yaptık. Dijital prova alabiliyoruz ve teslim edilen bir işin baskıda kimseyi mahcup etmemesini sağlıyoruz.

Diğer fotoğrafçılara post-prodüksiyon hizmeti veriyor musunuz?
Onur Aynagöz: Evet, reklam ajanslarına, fotoğrafçılara, prodüktörlere bu hizmeti veriyoruz. Post-prodüksiyon hizmeti yetersiz bir tanım aslında, çünkü burada bazen illüstratör ajansı gibi de iş görebiliyoruz. Fotoğraf değil elle üretilmiş, 3D çizimi yapılmış görsel malzemelerle ya da internetten bulunan stok resimlerle illüstrasyona ve manipülasyona yönelik işler de yapıyoruz. Buradaki kolaylık, belli bir deneyim sahibi olmuş bir gözün birkaç kişiyi yönlendirmesiyle daha hızlı ve daha kaliteli işler üretilmesine imkan sağlanması. Ajanslardaki sanat yönetmenleri veya fotoğrafçılar, işin her aşamasında birilerini sürekli yönlendirecek fırsatı bulamıyor, daha çok işin ana hatlarına ilişkin görüşlerini bildiriyorlar. Bu büyük bir konfor.

Stüdyo yeni ama şimdiye kadar burada ne gibi çalışmalar yapıldı? Başka hangi fotoğrafçılar burada çalıştı?

Fethi İzan: Belli başlı ajanslar ve markaların hepsiyle süren bir ilişkimiz var. Otomotivden gıdaya, moda ve tekstile kadar her türlü fotoğraf prodüksiyonu gerçekleştirildi burada.

Burayı kullanan fotoğrafçılara gelince; Emre Güven, Koray Birand, Emre Doğru, Emre Ünal, Ozan Çakmak, Barış Aktınmaz, Emre Yılmaz, Nihat Odabaşı, Stefano Galuzzi bunlardan bazıları. Vogue dergisi, F:2.8 Prodüksiyon, 212 Prodüksiyon, Oz Film, First Unit, Banu Barlas Prodüksiyon, Filika Film P Blok'u şimdiye kadar kullanan prodüksiyon şirketleri.

P Blok'a Arkitera'dan ödül
Mekânı tasarlarken örnek aldığınız stüdyolar oldu mu?
Fethi İzan: Doğrudan örnek aldığımız bir stüdyo yok tabii. Yurtdışında böyle yerler var. özellikle Almanya ve Fransa'da böyle büyük stüdyolar var.
Onlar bizim için referans oldu.

Buranın mimarı kim?
Fethi İzan: Bu konuda gerçekten şanslıyız, diye düşünüyorum çünkü buranın mimarı iglo Mimarlık'tan, bu tür sanayi tipi iş merkezleri konusunda tecrübeli bir isim, aynı zamanda bizim arkadaşımız olan Zafer Karaoğlu. Bütün süreç boyunca beraber hareket ettik, çünkü dört duvar ve üç dört tane odacıktan başka bir şey yoktu elimizde. Neyse ki mekanın izolasyonu iyi yapılmıştı. Boş bir film platosuydu burası. Filmacass'ın iki katlı bir ofisi vardı, taşınacakları için oradaki tüm malzemelerini kullanabileceğimizi söylediler. Onların demir konstrüksiyonlarını yeniden planlayarak buraya adapte ettik. Alt katta çalışmaların yapıldığı, üst katta ofislerin olduğu bir yer planladı Zafer.

Bu süreçte biz de başından sonuna kadar yer aldık, çünkü Türkiye'de burayla ilgili örnek alabileceğimiz bir referansımız yoktu. Bir mimarın fotoğraf stüdyosu yapması çok ekstrem bir iş.

Sonuçta ortaya iyi bir iş çıktı. Hatta ödül aldık. Arkitera mimarlık portalı, bu sene ilk defa 'Intera' adında iç mekan ödülleri düzenledi. Zafer, P Blok projesiyle yarışmaya katıldı ve birçok eser arasından birinci geldi. Bu, bizim motivasyonumuzu çok artırdı. Mimari alanda ödül almış bir yerimiz de oldu böylece.