Haberler

Türkiye santral şantiyesi oldu

Tarih: 24 Kasım 2010 Kaynak: Evrensel Yazan: Halil İmrek
Türkiye'ye biri nükleer olan toplam 60 termik santral yapılmak isteniyor. Bu santrallerin 17'si Doğu Akdeniz bölgesine kuruluyor. Batılı ülkeler artık termik santral yapmıyor. Rüzgar ve güneş enerjisini teşvik ediyor. Türkiye ise kömüre teşvik veriyor ve santral üzerine santral kuruyor. Halkın termik santrallere mahkum edilmesinin gerekçesi enerji çıkmazı. Oysa Türkiye'nin güneş enerjisi, rüzgar tribünleri ve jeotermal enerji gücü var olan ihtiyacı rahatlıkla karşılayabilir. Ama uluslararası tekellerin çıkarı için insan ve doğa hayatı tehlikeye atılıyor. Birinci ve ikinci sınıf tarım arazileri bitiriliyor.

Doğu Akdeniz'e 1 nükleer 17 termik
Doğu Akdeniz bölgesine 17 adet termik santral yapılmak isteniyor. Bölge potansiyelinin 5-10 katı bir yatırım planı mevcut. Bu da sadece enerji ihtiyacının değil, uluslararası tekellerin kâr hırsının belirleyiciliğini gösteriyor. Yumurtalık Sugözü Termik Santralinin yanına 4, Ceyhan'a 1, Erzin'e 4, İskenderun ve Hatay'a 5, Tufanbeyli'ye 2 ve Mersin'e 1 termik 1'de nükleer olmak üzere toplam 17 termik santral, 1'de nükleer santral yapılmak isteniyor. Başta Çukurova'nın verimli toprakları olmak üzere bütün Doğu Akdeniz bölgesini kapsayacak termik santraller, çok geniş bir alanı kirletecek, önemli çevre ve sağlık sorunları yaratacak. Ortaya çıkacak ağır ekonomik, toplumsal fatura bölgede yaşayan insanlara kesilecek.

Sugözü Termik Santrali İskenderun Körfezi'ni bitirmişken 17 tane yeni santral kurulduğunda nasıl bir felaket yaşanacağını tahmin etmek zor değil: İnsanlar nefes dahi alamayacak, yüz binlerce insan termik santraller yüzünden kanser olacak. Tarım ve hayvancılık bitirilecek ve büyük bir doğa katliamı yaşanacak.

İskenderun Körfezi çevresinde çok sayıda liman, iskele, petrol dolum tesisi ve sanayi tesisi bulunuyor. Bakü-Tiflis-Ceyhan boru hattının da faaliyete geçmesiyle körfezdeki tanker ve gemi trafiği oldukça artmış durumda. İskenderun Demir-Çelik Fabrikası, organize sanayi bölgelerinde yer alan özellikle ark ocağı teknolojisi kullanan demir-çelik haddehaneleri ve Sugözü Termik Santrali, kirlilik yaratan başlıca etmenler. Körfezdeki kirlilik giderek geri dönülemez bir noktaya doğru hızla giderken, 17 tane yeni termik santral kurulması, çok kısa sürede çok büyük çevre felaketlerinin yaşanmasına neden olacak. Bu yatırımların diğer bir sonucu da ülkemizin atık teknoloji çöplüğü haline gelecek olması.

Sugözü, 6 yıldır zehir saçıyor
Adana'nın Yumurtalık ilçesine kurulan Sugözü Termik Santrali 2004 yılında faaliyete geçti. Her gün 11 bin tonun üzerinde linyit kömürü yakılarak elde edilen enerji, hava kirliliği yaratıyor ve asit yağmurlarına neden oluyor. Oluşan kirlilik, insan sağlığını ve narenciye başta olmak üzere tarımsal üretimi etkiliyor. Soğutma suyu olarak deniz suyunun kullanılması, körfezdeki balıkçılığa önemli bir darbe vurmaktadır. Kömürün yakılması sonucunda bacalardan SO2, NO3, azotoksit açığa çıkmakta, bu zehirli gazlar H2SO4 (sülfürik asit) olarak yağmurla toprağa düşmektedir. Yağmur yağmadığı zamanlarda da rüzgarla savrulan bu gazlar solunum vasıtasıyla akciğerlerde farkında olmadığımız tahribat yaratmakta ve uzun vadede astım ve kansere yol açmaktadır. Bu zehirli gazları çıplak gözle dahi görmek mümkün. Yumurtalık sahillerinde çekilen fotoğraflarda bu zehirli gazlar açıkça görülmektedir. Ayrıca bacalardan çıkan gazlar içinde bulunan radyum, uranyum, cıva gibi metaller de toprağa, bitki örtüsüne ve yer altı sularına karışıyor.

Av. İsmail Hakkı Atal, ister yerli, isterse ithal kömürle çalışsın termik santrallerinin kurulmasına karşı mücadele verdiklerini söylüyor. Atal, onlarca dava açtıklarını ve çeşitli eylem ve etkinliklerde bulunduklarını belirtiyor. Santrallerin ekolojik dengeyi bozacağını ve atıkların insan sağlığına ciddi ölçülerde zarar vereceğini ifade eden Atal, kömürle çalışan termik santralleri batının terk ettiğini belirterek, "Bunlar, çevreyi kirletici, verimsiz, ekolojik dengeleri altüst eden enerji santralleridir" diyor. Santralin dışa bağımlılığı daha fazla artırdığını ifade eden Atal, hızla ekolojik arazi kullanım planının yapılması ve tarım arazilerinin amaç dışı kullanımın engellenmesi gerektiğini vurguluyor.

Yenilenebilir enerji kaynakları değerlendirilmeden ülkemizin hiçbir yanına santraller kurulmasını kabul etmediklerini hatırlatan Atal, Türkiye'nin, fosil yakıtlara ve nükleer enerjiye gereksinimi olmadığının altını çizdi. Atal, güneş enerjisi, rüzgar tribünleri ve jeotermal enerji gücünün yeterli olduğunu belirterek, Türkiye'nin batının çöp teknolojisi haline getirilmesine izin verilmemesi için güçlü bir çevre hareketine ihtiyaç olduğunu belirtti.

Kanserden ölenler, sakat ve ölü kuzular
Sugözü Termik Santralinin kuruluşunun üzerinden 6 yıl geçti ve ortaya çıkardığı olumsuz sonuçları herkes yaşayarak gördü. Gelinen noktada balıkçılar, çiftçiler ve hayvancılıkla uğraşan herkes santralin zararlarından şikayetçi. Artık termik santralin kurulu olduğu bölgede sağlıklı insan, hayvan ve bitki örtüsünden bahsetmek hayal. Bu gün Sugözü Termik Santralinin yanı başındaki Sugözü köyünde sakat kuzular doğmakta, küçük ve büyükbaş hayvanlar düşük yapmakta, ölü yavrular doğurmaktadır.

Sugözü köyünde Mahmut Kınık adlı yetiştirici son dönemde 18 tane sakat kuzusunun doğduğunu ve bu kuzuları keserek köpeklere yem yaptığını söylüyor. Sugözü termik santralinin baca dumanlarının rüzgarla üzerinden savrulduğu Gölovası köyünde her evde bir kanser vakası var. Geçtiğimiz günlerde Sugözü termik santralinin Türbin Formeni Salih Tuncel, kanserden öldü. Sugözü Termik santralin dergisinde ise, formenin bir şiiriyle veda yazısı yazılmışken, ölüm sebebi ise yazılmamıştı. Avukat İsmail Hakkı Atal bu durumu "Çalışanlar ölüyor, köylüler ölüyor, hayvanlar ölüyor. Kim kazanıyor. Sugözü termik santralinin asıl sahibi Alman Evonik şirketi ve onun yerli işbirlikçileri tabii ki" diye anlatıyor.

Kapitalizme karşı mücadele
Av. İsmail Hakkı Atal, sadece termik santrallere değil kapitalizme karşı da mücadele vermek gerektiğini söylüyor. İnsanların asli ihtiyacı olmayan fosil yakıt enerjisinin, insanların sanki asıl ihtiyacıymış gibi bir algı yaratıldığını anımsatan Atal, "Bu yanılsama neredeyse tüm insanlığa hakim. Bilindiği üzere, bugün insanlığın geleceğini tehdit eden en büyük problemi olan küresel ısınmanın asıl sebebi fosil yakıtlar. Petrol, kömür gibi fosil yakıtların yanması sonucunda açığa çıkan karbon kökenli gazlar atmosferin üzerini manto gibi saran tabakayı kalınlaştırıyor. Bu manto dünyayı çok hassas bir ısı dengesinde tutuyor. Bu manto kalınlaştıkça, dünyaya giren güneş ışınlarının dünyadan geri yansıması zorlaşıyor. Ve sera etkisi sonucunda küresel ısınma meydana geliyor. Küresel ısınmaya neden olan gazların yüzde 30'undan tek başına termik santraller sorumlu. 1 termik santral tek başına 2 milyon otomobilin ürettiği sera gazına eş değer sera gazı üretiyor" dedi.
Takvim
<<Haziran 2011>>
Pzt Sal Çar Per Cum Cmt Paz
    1 2 3 4 5
6 7 8 9 10 11 12
13 14 15 16 17 18 19
20 21 22 23 24 25 26
27 28 29 30      
Haber Bölümleri
Haber Kategorileri
Yayınlanan haberlere günlük olarak yukarıdaki takvimden, haberlerin kategorilerine ise aşağıdaki listeden ulaşabilirsiniz.