Haberler

Yeni İstanbul ya da Suriçi'ndeki Talan

Tarih: 12 Ocak 2011 Kaynak: Zaman Yazan: Mehmet Kamış
Yüzlerce yıldır dünyanın en önemli şehirleri arasında yer alan İstanbul'un Suriçi'ne her gittiğimde içim acır. Tarihî değil tarihin kendisi olan Suriçi'nde otuz kırk yıl önce açılmış caddeler görmek, yeni yapılmış binlerce binanın varlığına şahit olmak, daha birkaç yıl önce inşa edilmiş alışveriş merkezleriyle karşılaşmak ne kadar da acı bir şeydir.

İtalya'da öğretim üyesi olarak yaşayan Cenap Aydın, Roma'da 230 yıldır bırakınız yeni caddeler açmayı, yeni bir binanın dahi yapılmadığından bahsetmişti. Yani Roma'nın tarihî bölgesinde en genç bina 230 yaşında. Tabii ki restorasyonlar yapılıp, küçük müdahalelerle çağa uygun bazı düzenlemeler yapılmış. Ama şehirde hiçbir şey sil baştan ele alınıp yaşanmış onca hatıra, bina, tarihî eser iş makinelerinin altında yok edilmemiş.

Avrupa'da bırakınız Roma, Viyana, Floransa gibi tarihî şehirleri, çok daha sıradan kentler bile tarihsel açıdan büyük bir koruma altında. Gelişme ve yeni binaların yapımı ise tarihî dokuya asla müdahale edilmeden ve şehre yakın boş bölgelerde mümkün olabiliyor.

İstanbul aslında Cumhuriyet'in kurulmasından sonra Osmanlı ile tarihî hesaplaşmanın faturalarını ödemiş bir şehir maalesef. Yeni dönemle birlikte yüzlerce tarihî bina, sokak en küçük bir müdahalede bulunulmadan ölüme terk edilmişti. Birçok mescit, cami, çeşme, hamam ve en önemlisi sokak, yıkılıp üzerine yeni binalar inşa edildi. Bugün Fatih, Kocamustafapaşa gibi Suriçi'ndeki semtlere gittiğinizde zannedersiniz ki burada hayat kırk elli senedir var.

İstanbul'daki pek çok yapı, tarihî mekân son 15 yıldır restore ediliyor ve yok olmaktan kurtarılmaya çalışılıyor. Son derece çirkin beton binaların arasında sıkışıp bazı hukuki mevzuatlar nedeniyle yok edilememiş ama zamanın öğütücülüğüyle yıkılmayı bekleyen binalara artık el atılmaya başlandı. Süleymaniye'nin etrafındaki çarpık yapılanmanın önüne geçilip oralar yeniden tarihî dokusuyla barışık hale getiriliyor. Eyüp ve çevresi hakeza! Yol kenarlarında unutulmuş, sokak aralarında kendini gizleyebilmiş yüzlerce tarihî bina birer birer restore ediliyor. Ancak bunlar, etrafında yer alan ve nasıl ruhsat aldığı çok da belli olmayan binalar yüzünden bir bütünün içinde kaybolup gidiyor. Puzzle'ın bir parçası olmaktan çok nereden geldiği belli olmayan tek başına tarihî bir bina gibi duruyorlar...

Yine de Suriçi'nde birçok cadde ve sokağın trafiğe kapatılmasını, bu bölgedeki olağanüstü yoğunluğu engelleyecek bir çaba olarak görmek mümkün. Bu bölgeye yani Suriçi'ne bütün Osmanlı coğrafyasının hülasası gözüyle bakabiliriz. Osmanlı medeniyetinin en önemli eserleri, en tarihî yapıları en kutsal emanetleri burada! Aslında 'Müslüman İstanbul'un ta kendisidir' bile diyebiliriz. Bu nedenle Fatih, Laleli, Samatya gibi semtlerin imara açılmasını, şehre soluk aldıracağız diye yapılan Vatan ve Millet caddelerinin varlığını ve gerçek İstanbul'un ucube bir şehre dönüştürülmesini anlamak mümkün değil.

Bugün gazete ve bazı internet sitelerinde İstanbul'un Karadeniz kıyısında 3,5 milyon insanın yaşayacağı ultra modern bir kentin kurulacağıyla ilgili haberleri okuyunca insan; "Neden elli yıl önce bunlar düşünülüp, hayata geçirilmedi ve tarihî yarımadanın talan edilmesinin önüne geçilmedi?" diye düşünmeden edemiyor. Beylikdüzü, Başakşehir gibi uydu kentler çok önceden planlanmalı ve uygulamaya konulmalıydı.
Takvim
<<Haziran 2011>>
Pzt Sal Çar Per Cum Cmt Paz
    1 2 3 4 5
6 7 8 9 10 11 12
13 14 15 16 17 18 19
20 21 22 23 24 25 26
27 28 29 30      
Haber Bölümleri
Haber Kategorileri
Yayınlanan haberlere günlük olarak yukarıdaki takvimden, haberlerin kategorilerine ise aşağıdaki listeden ulaşabilirsiniz.