TÜRK Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) "Tabiatı ve Biyolojik Çeşitliliği Koruma Kanunu Tasarısı"nın kabul edilmesi halinde doğa açısından ciddi sorunlar yaşanacağına, doğanın geri dönüşümsüz bir tahribatla karşı karşıya kalacağına dikkat çekti.
TÜRK Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) "Tabiatı ve Biyolojik Çeşitliliği Koruma Kanunu Tasarısı"nın kabul edilmesi halinde doğa açısından ciddi sorunlar yaşanacağına, doğanın geri dönüşümsüz bir tahribatla karşı karşıya kalacağına dikkat çekti. TMMOB tarafından dün yapılan yazılı açıklama ile şu ana kadar doğa adına gerçekleşen tüm kazanımların "Tabiatı ve Biyolojik Çeşitliliği Koruma Kanunu Tasarısı" ile elden çıkacağı ifade edildi. Tasarının hukuka aykırı olduğunun belirtildiği açıklamada, yasa tasarısı ile bilimsel çalışmayı zorunlu kılan, ulusal ve uluslararası nitelikte değer taşıyan alanlara ilişkin karar alma yetkisinin 14'ü bürokratlardan oluşan 20 kişilik kurula verileceği ifade edildi.
KORUMA ENGELİNİ AŞMAK İSTİYORLAR
"Görevleri koruma kararlarıyla çoğunlukla çelişen bu alanlardaki tahribatta en önemli paya sahip olan Devlet Su İşleri Genel Müdürü, Maden İşleri Genel Müdürü ve Enerji İşleri Genel Müdürü'nün de içinde bulunduğu yönetici bürokratlara emanet edilmektedir" denilen açıklamada, tasarının yasalaşması halinde ülke tarihinde alınan en koruma karşıtı karar olacağı dile getirildi.
Tasarı ile birlikte doğanın bir talan anlayışına terk edileceğine dikkat çekilen açıklamada, tasarının "koruma engelini aşmak" için hazırlandığı belirtildi.
Açıklamada, tasarının gerekçesinde, düzenlemenin uluslararası sözleşmelere uyum sağlama, tabiattaki bütün varlıkların, ekosistemlerin bütüncül korunması gibi hususlar belirtildiğine işaret edilerek, HES'lere karşı verilen mücadele ile tasarının gündeme gelmesinin tasarının amacını gözler önüne serdiği ifade edildi.
Avrupa Komisyonu'nun 9 Kasım'da yayımladığı Avrupa Birliği Türkiye 2010 İlerleme Raporunda tasarının "endişe verici bir gelişme" olarak nitelendirildiğine dikkat çekilen açıklamada, bu durumun AKP Hükümetinin tasarıya ilişkin gerekçesinde dayanak olarak sunduğu "AB uyum süreci doğrultusunda hazırlandığı" iddiasını da yalanladığı belirtildi. Tasarının 1. madde'sindeki "Tabiatın ve tabii kaynakların korunması ile ilgili mevcut düzenlemeler, gerçek ihtiyaçlara ve günümüz koşullarına uygun uygulamalara imkân sağlayamamaktadır" ibaresinin varlığına işaret edilen açıklamada, ibarenin doğayı koruyan bazı kanunların yatırımların önüne geçtiğinin açık şekilde görüldüğü dile getirildi.
‘BU MİRASYEDİ ANLAYIŞI TERKEDİN'
Açıklamada, AKP Hükümeti'nin bu kararının Dünya Ticaret Örgütü'nün "Ticareti engelleyici nitelikteki olduğu saptanan çevre önlemleri de dahil serbest ticaretin küreselleşmesinin önüne engel olarak çıkabilecek her türlü uygulamanın önlenmesi" kararı ile de birebir örtüştüğü belirtildi. Tasarının doğal alanların gözden çıkarılması için bir belge niteliği taşıdığı ifade edilen açıklamada, "Kanunlarda yaratılan istisnalar, sağlanan imtiyazlar, görmezden gelinen işgallerle yetinilmeyip ülke yüzölçümünün yüzde 2'si bile olamayan doğal korunan alanlar özel kanun kapsamından çıkarılmaktadır" denildi.
Tasarı yasalaştığında doğa koruma alanında yoğun hukuksal, yönetsel ve teknik çatışmalara neden olabileceğine dikkat çekilen açıklamada, bugüne değin koruma altında olan alanlarında yerli ve yabancı sermayenin istekleri doğrultusunda kullanılabilmesinin daha da kolaylaşacağı belirtildi.
Doğal varlıklarının onarılamayacak düzeyde zarar görmesine yol açabilecek uygulamalara yasal dayanaklar sağlanabileceğinin de altı çizilen açıklamada, "Türkiye'yi taraf olduğu çok sayıda uluslararası sözleşme taahhütleri karşısında çeşitli uyuşmazlıklara düşürebilecek" denildi. Açıklamada, AKP Hükümeti "Doğal ve kültürel değerlerimizi sahiplenmeye, gözlemlenen bu mirasyedi yaklaşımı terk etmeye" çağırılarak, tasarının bu içeriği ile Meclise sunulmaması istendi.