Kandilli Rasathanesi, deprem sonrası hasar raporunu 60 saniyede ortaya çıkarabilecek bir sistem geliştirdi. Benzerlerinin ABD, İtalya ve Japonya gibi deprem bölgelerinde başarıyla uygulandığı hasar tahmin programı 'ELER', hangi bölgelerin depremden ne kadar etkilendiğini gösterecek. Sistem sayesinde kurtarma ekiplerinin doğru bölgeye en kısa zamanda intikali sağlanacak.

Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü, geliştirdiği sistem sayesinde artık deprem sonrasında çıkardığı raporu 60 saniyede hazır hale getirebilecek. Depremde hangi bölgelerin ne kadar etkilendiğini gösteren 'şiddet dağılım haritaları', kısa sürede ilgili kurum ve kişilere ulaştırılarak acil yardım ekipleri bu verilere göre yönlendirilecek. Kurtarma ekiplerinin doğru bölgeye en kısa zamanda intikali ile kayıplar en aza inecek. Binlerce cana mal olan 1999 depreminde söz konusu haritanın 2 ay gibi uzun bir sürede hazırlandığını hatırlatan Ulusal Deprem İzleme Merkezi (UDİM) Müdürü Dr. Doğan Kalafat, "Üretilen olası hasar ve can kaybı haritalarını depreme ait parametrik bilgiler ile eşzamanlı olarak basına ve kamuoyuna iletmeye başladık." dedi.

Afet sonrası hızlı müdahale ve kurtarma ekiplerinin yönlendirilmesinde hayati önem taşıyan deprem hasar tahmin programı 'ELER' (Earthguake Loss Estimation Routine), rasathanede düzenlenen basın toplantısıyla kamuoyuna duyuruldu. Dr. Doğan Kalafat, program sayesinde şiddet haritalarının kısa bir zamanda ortaya çıkarıldığını söyledi. Buna örnek olarak da 20 Ocak günü Gölcük'te meydana gelen 4,3 büyüklüğündeki depremle ilgili üretilen şiddet haritalarını gösterdi.

Kandilli Rasathanesi Müdür Yardımcısı Doç. Dr. Nurcan Meral Özel de afete hazırlanmada deprem parametrelerinin önemine dikkat çekerek hazırlanan raporların güvenilir ve hızlı bir biçimde gerekli birimlere iletilmesinin önemi üzerinde durdu. Enstitünün Deprem Mühendisliği Anabilim Dalı tarafından geliştirilen ELER yazılımı ile deprem parametreleriyle deprem bölgesine ait şiddet dağılım haritalarının artık hemen hazırlandığını belirten Özel, enstitünün depremden hemen sonra otomatik olarak sarsıntı, şiddet, tahmini hasar ve can kaybı haritaları üretmeye başladığını kaydetti. Haritaların rutin olarak üretildiğini söyleyen Özel, elde ettikleri verileri basına ve kamuoyuna ulaştırmaya başladıklarını ve haritaların faks, elektronik posta ve SMS ortamında gönderildiğini kaydetti.

İstanbul Depreminin 2030'a Kadar Olma İhtimali Yüzde 65
Depremi önceden bilebilmenin araştırma safhasında olduğunu belirten Doğan Kalafat, "Maalesef deprem, kaotik bir olay. Bir depremde gördüğünüzü diğerinde göremiyorsunuz. Yapılan açıklamaların tamamı hipotez." diye konuştu. Muhtemel İstanbul depremine de değinen Kalafat, önümüzdeki 20 yıl içinde yüzde 65 ihtimalle büyük bir deprem beklendiğini vurguladı. Bununla ilgili senaryolar bulunduğunu aktaran Kalafat, şiddet dağılımının bu çalışmalarla ortaya konulabileceğini kaydetti: "İstanbul'da 7 büyüklüğündeki bir depremin 2030'a kadar olma olasılığı yüzde 65. Önümüzdeki 50 yılda gerçekleşme ihtimali yüzde 75, gelecek 90 yılda ise yüzde 95'tir."