Haberler

İnsanlık Anıtı ve ‘gerçek'ler

Tarih: 3 Şubat 2011 Kaynak: Cumhuriyet Yazan: Oktay Ekinci


Kars'taki anıt geriliminin ardında ‘estetik' kaygılar değil, ‘siyasi' beklentiler var...

Başbakan Kars'ta "İnsanlık Anıtı'nı yıkın" dediğinde, ulusal şairimiz Mehmet Akif'in (1873-1936) dizelerini anımsamıştım:

"Yıkmak insanlara yapmak gibi kıymet mi verir,

Onu en çulpa herifler de emin ol becerir.

Sade sen gösteriver ‘İşte budur kubbe!' diye.

İki ırgatla iner şimdi Süleymaniyye.

Ama gel kaldıralım dendi mi, heyhat, o zaman,

Bir Süleyman daha lazım yeniden, bir de Sinan..."

Anıtın dikilmesini sağlayan önceki Belediye Başkanı Naif Alibeyoğlu'nu elbette ki Sultan Süleyman'la kıyaslamak mümkün değil, ama Kars'ın, "Doğu'nun Uygar Kenti"; "Kafkasya'nın Anadolu'daki Elçisi" vb. tanımlarla anılması da Alibeyoğlu'nun mirasıdır...

Sanatçı Mehmet Aksoy'u da elbette ki Koca Sinan'la kıyaslamak akla bile gelmez; ama yine Kars'a, "Kültür ve Sanat Kenti" kimliğini kazandıran çabalar hey-kelcimizi de böylesine etkilemeseydi, o duygu yüklü abidenin kente armağan edilmesi mümkün olabilir miydi?

Şimdi ise deniyor ki, bu "ucube" yıkılacak!..

Oysa onu en "çulpa" herifler bile becerebilir. Ama "yapmak" için Kars'ın yeniden "uygar kent kimliği"yle buluşması, Aksoy'un da yeniden o coşkuyu duyması gerekir...

"Ucubeci"lerle bu nasıl gerçekleşebilir?

SİYASİ TUTUMLAR
Melih Aşık geçenlerde sordu: "Bu işin arkasında ne var? Başbakan gerçekten estetik kaygılarla mı heykele yüklendi?"

Yanıtını da şöyle özetlemiş: "Başbakan Kars'taki MHP oyları için heykel meselesini yaratmış olabilir." (Milliyet-23 Ocak 2011)

Aslında "MHP" değil de Kars'taki bazı "ülkücü"lerin tepkili olduklarını söylersek gerçeğe daha çok yaklaşmış oluruz... çünkü "anıt"ın gerekçesi kısaca şuydu: Erivan'daki, Türkleri suçlayan "Soykırım Anıtı"na karşı "insanlık" adına en anlamlı yanıtı vermek..

Halkları bu gibi "tarih saptırmaları"yla birbirine düşürmek yerine, insanın içindeki barış duygularını yücelten bir anıtla Ermenistan'ı "utandırmak", sadece Türkiye'nin değil, tüm Kafkaslar'ın da özlemi değil miydi? Buna en yakışan kent ise elbette ki Kars'tı..

Nitekim Demirel de Cumhurbaşkanlığındaki "Kafkas İstikrar Paktı" projesinde Kars'ın etkin yer almasını önemsemiş, aynı nedenle kentin üniversitesi bile "Kafkas" adını almıştı... İnsanlık anıtı da bir bakıma Kafkasya'nın ortak duygularını simgeleyecekti...

İşte bu fikre, "Ermenileri utandırmak yerine cezalandırmak gerekir" düşüncesiyle karşı çıkan ülkücüler, "Bizde de onların soykırımını gösteren anıtlar yapılmalı" diyerek insanlık heykelini "Erivan'la uzlaşma" olarak yorumladılar!..

Açıkça söylenmese bile Erzurum Koruma Kurulu'nun değerlendirmelerine aynı tepki kimi üyelerce de yansıtılınca, projeyi başlangıçta olumlu bulan Kurul, ilerleyen toplantılarda "sakıncalı" görmeye başladı... üstelik anıtın bulunduğu tepenin altındaki 2. Dünya Savaşı'ndan kalma bir siperi "Kurtuluş Savaşı mirası" sayan tartışmalı gerekçelerle..

UZMANLARIN RAPORU
Kurul'daki çekincelerin "estetik kaygılar"dan ya da "tarihi dokuyu gözetme" amacından değil; özetlediğim siyasi tavırdan kaynaklandığı, "uzman raporları"ndan da açıkça izlenebiliyor.

Kültür ve Turizm Bakanı'nın 6 Mayıs 2010'da görevlendirdiği 4 kişilik bir inceleme komisyonu, 10 Haziran'daki raporunda özetle şu tespitleri yapıyor:

- Anıtın yapımı başladığında bulunduğu tepe sit değildi. İnşaat sürerken, 2. Dünya Savaşı'na ait bir "makineli tüfek siperi"ne "tarihi tabya" denerek alınan kararda ise sit "sınır"ları belirsizdir.

- Kurul, sit nedeniyle incelediği projeyi önce onaylamış, "çekince"li kararlar ise ilerleyen aylarda "usullere aykırı" üretilmiştir. Toplantıda bulunmayan üyelerin "karşı imza"ları dikkat çekicidir.

- "Muhalefet şerhi" düşen üyelerin yazılı gerekçeleri dosyada yoktur. Alınan 7 kararın tümünde de birbirleriyle çelişkiler bulunmakta; anıtın, sit dışında kaldığı anlaşılmaktadır.

- Bu nedenle sorumluluk Kurula değil, belediyeye aittir. Yapıldığı yerin Hazine'de mi, belediye mülkiyetinde mi olduğuna yerel makamlar açıklık getirmelidir.

Nitekim Koruma Yüksek Kurulu'nun 6 Ocak'taki "sorunu belediye çözmelidir" kararı da işte bu tespitlere dayanıyor.

YASAL DURUM
Şimdi Belediye Başkanı diyormuş ki: "Yetki bizde. Kuracağımız teknik heyetin vereceği görüşle yıkım gerçekleşecek."

Oysa Kars Belediyesi'nin "tüzelkişiliği" ile heykeltıraş arasında yapılmış "sözleşme" var! Sanatçının da bu sözleşmeyle birlikte hukuksal temelini Fikir ve Sanat Eserleri Yasası'ndan aldığı "telif hakkı", yani sanatçı yetkisi bulunuyor.

Belediye yönetimi, "sözleşmeyi hukuksal bir dayanakla iptal etmeden" heykeli yıkabilir mi? Aksoy, eserinin yıkımına onay vermezse insanlık anıtına fiske vurulabilir mi?

Yanıtları hukukçulara bırakıyor, Kars'ı yönetenlerin Mehmet Akif'in şiirindeki duruma düşmemelerini diliyoruz.

Takvim
<<Haziran 2011>>
Pzt Sal Çar Per Cum Cmt Paz
    1 2 3 4 5
6 7 8 9 10 11 12
13 14 15 16 17 18 19
20 21 22 23 24 25 26
27 28 29 30      
Haber Bölümleri
Haber Kategorileri
Yayınlanan haberlere günlük olarak yukarıdaki takvimden, haberlerin kategorilerine ise aşağıdaki listeden ulaşabilirsiniz.