Bugünlerde büyükşehir heveslisi çok. Bizim bölgede sadece İzmir var, yakında Denizli de bu statüye giriyor. Manisa aynı şeyi hayal ediyor.
Oysa büyükşehir statüsüne en çok ihtiyacı olan yer Bodrum. Geçenlerde Hıncal Uluç da vurguladı. Bodrum ilçe merkezinden ibaret değil, kocaman bir yarımada. Yerleşim bölgeleri birbirinin içine girmiş ama hepsinin belediyesi ayrı. Koordinasyon yok, her biri ayrı telden çalıyor. Yollar da trafik de berbat.
Kargaşayı gidermenin tek yolu yarım adanın tek elden yönetilmesi. Bu özlem ancak büyükşehir statüsüyle gerçekleşebilir.
Tavuk Yoruldu
İki hafta önce bir Bodrum turu yaptım. Kışı ayrı bir güzel ve çekici. Soğukta restoranlara sığındık, işyeri sahibi arkadaşlarla dertleştik.
Konuşulanlardan çıkardığım şu, Bodrum altın yumurtlayan tavuk ama artık tavuk yoruldu. Marka ruhunu yitiriyor. Turist sayısındaki artışa rağmen gerek halk gerekse esnaf halinden memnun değil. Dört beş aylık cirolarla 12 aylık geçimi sağlamakta zorluk çekiliyor. Esnaf ya iflas ediyor ya da kiraya dayanamayıp ortadan kayboluyor.
Devlet memurları pahalılık yüzünden Şark'a tayin istiyor.
Vatandaş ve esnaf sezonun uzatılması için yerelden ve Ankara'dan ilgi bekliyor.
Referandum
Başta esnaf tüm Bodrumlular büyükşehir projesini destekliyor. Kentin ortasında kalan sanayi sitesinin taşınması, katı atık merkezinin kurulması, otogarın kent dışına taşınması, vahşi depolamadan kurtulunması, diğer mega projelerin hayata geçirilmesi için bu şart. Bu dev sorunların, yarımada belediyelerinin yetersiz bütçeleriyle çözümlenmesi imkansız. Hatta büyükşehiri beklemeden Konacık, Bitez, Ortakent ve Yalıçiftlik belediyeleri merkez belediye ile birleşmeli.
Ancak Bodrum Belediyeler Birliği ve Konacık Belediye Başkanı Mehmet Tosun birleşmeye karşı. Birleşmenin yeni belirsizliklere yol açabileceğini savunuyor.
En iyisi referandum düzenlensin. Benim gördüğüm, bildiğim, halkın çoğu büyükşehir statüsüne taraftar.