Kuzguncuk Bostanı'na 20 yıldır inatla ve her fırsatla bina dikmeye yeltenenlere karşı cümbüşlü ayaklanma... Mahalleli 30'un üstünde ağaca tasarladığı korkulukları dikti, Kahramanbostan.org adlı bir de web sitesi açtı.
İlk geldiklerinde 18 yaşındaydım, ikinci geldiklerinde 27, şimdi yine gelme niyetindeler; bu arada yaş da oldu 38. Kuzguncuk Bostanı'na inatla ‘bina dikmeye' yeltenenlerden bahsediyorum. Biz mahalleli olarak, tamamen insani, çevreci ve vicdani nedenlerle bu yeşil alanı korumakla yaşlanırken, birileri de aynı mendebur azimle yeşili berbat etme hayaliyle yaşlanıyor.
1991'de bostanın içinde bizimle beraber duranların bir kısmı artık aramızda değil, 2000'de bostanın kapısının önünde, içeri girmeye çalışan kamyona karşı duranların bir kısmı da... Göçtüler gittiler; bize anılarını, muhabbetlerini ve miraslarını bırakarak. Şimdi onların yerine, 1991'de annesinin kucağında olanlar nöbete katılıyor. Velhasıl, onca senedir, İlya'nın bostanı, Kuzguncuk'un ciğeri, hafızası ve tanıklığı olan bu ‘mübarek' toprak için dertlenip duruyoruz.
Amaç ‘fena niyetler'den korumak
Kuzguncuk'un bağrındaki 17 dönümlük arazi; Boğaz'ın sararan çehresinin, hâlâ yeşil yeşil bakan gözlerinden. Manevi hakkı mazinin, bugünün ve geleceğin Kuzguncuklu ahalisinde, maddi hakkı ise bugünün Vakıflar Genel Müdürlüğü'nde olan ve dizi dizi kanun maddesiyle de korunan (2960 sayılı Boğaziçi Kanunu'nun 5. Maddesi ve 3. maddesi, f fıkrası,2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu'nun 9. Maddesi, T.C. Anayasası'nın 56. Maddesi, Çevre Kanunu'nun 3. maddesi e fıkrası) şehri İstanbul'un son ‘düzlüklerinden'... Uzatmayalım; dizilere aşina olan mahallenin her 10 yılda bir yeni versiyonu çekilen bu senaryodaki esas adam ve kadınlarına dair ayrıntılı bilgi www.kahramanbostan.org'da. Heyecanla okuyunuz efem!
Şimdi Vakıflar, araziyi ‘yap-işlet-devret' modeline almış. Bu çok şey demek, ama mealen ‘Yasayla korunuyorsunuz, azimle koruyorsunuz, e bizim de elimiz armut toplamıyor!' demek diyebiliriz. Biz de mahalleli olarak, her 10 yılda bir yaptığımız gibi, lisan-ı münasiple derdimizi anlatmaya, sesimizi ve melodimizi çıkarmaya, idareyle olduğu kadar tarihle ve gelecekle de konuşmaya başladık.
Bu nümayişin şimdiki pozu ise İcadiye Caddesi'ni açık hava sergisine çevirmiş olan ‘bostan korkulukları'. Bir müddet önce bostan içinde tertiplenen şenlikte ahaliye dağıtılan ahşap düzenek, sokaklara cümbüş olarak döndü. Gencinden yaşlısına, sanatçısından esnafına Kuzguncuklunun tasarladığı korkulukların amacını ifşa etmeye gerek yok. İstanbul ve Kuzguncuk'un en değerli ürününü davetsiz misafirlerden ve ‘fena niyetler'den korumak.
İmzayla da destek olunuyor
Hoş, mahalleyi ortadan ikiye ayıran caddede yürürken, çınar ağaçlarının altında, bostan tellerinde, direklerde sizi hınzırca kesen korkuluk ahalisinden ne kadar korkacağınız tartışılır ya ama siz yine de ayağınızı denk alın; hele aklınızda bostanla ilgili ‘fantazik' fikirler varsa...
30'un üstünde ağaca demirlemiş korkuluklar pek renkli. Tıpkı sırtına aldığı İcadiye Caddesi, Kuzguncuk evleri ve bostanı gibi. Fotoğraflar da bir yere kadar; gidip görmek, bir bakış içine en az iki-üç korkuluk sığdırmak, peşi sıra kahramanbostan.org'a girip imzayla destek vermek lazım gelir. Korkuluk bahane, tarihle, hafızayla, insanla ve çevreyle muhabbet şahane!