Kent yenileme; plansızlık ve aşırı göç sonucu işgal edilen alanların yapılaşmasıyla oluşan çarpıklığın giderilmesi için şarttır.

KUBİLAY YILMAZ: İzmir bu süreci maalesef 1970'li yıllardan sonra yoğun şekilde yaşamış, vatandaşın plan önünde gitmesinden ötürü birçok kamu ve hatta özel araziler işgal edilmiş, gecekondulaşma başlamış ve bugünkü şekliyle yüzde 65'lere varan orana ulaşmıştır. Yeni plan yapılması veya revize planların hazırlanmasından ötürü de kent yenileme olayına bir türlü girilmemiştir. 1999 yılında Konak Belediyesi kentteki ilk "kent yenileme şubesini" kurmuş ve Ballıkuyu, Uzundere kent yenileme planlarını yapmıştır. O dönemde mimarlar, inşaat, harita, jeoloji, şehir plancıları başta olmak üzere ortak bir çalışma sergilemiş ve önemli mesafe kaydedilmiştir. Bugün İzmir'de yapılması gereken birçok bölgenin sizlerin deyimiyle yıkılarak yeniden planlanması ve günün toplumsal koşullarına göre şekillendirilmesidir. Bu öneriler ışığında İzmir'de "Kent Yenileme Şûra'sı gerçekleştirilebilir. Büyükşehir veya Valilik öncülüğünde, seçim öncesi bu konunun gündeme getirilmesi zaman yönünden ayrı bir avantaj sağlayacaktır. Bu konuda Vali Cahit Kıraç ve Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu acaba ne düşünmektedir?

1/25 binlik nazım planlar yapıldığına göre, 1/5000'lik ve 1/1000'lik uygulama planları yeniden ele alınabilir ve ilçelerdeki bazı semtler belirlenerek bölgesel olarak çalışmaya başlanabilir.

Milletvekili adayları, seçmen tarafından sorgulanabilmeli

HA­SAN ZE­Kİ SUN­GUR: "Ve­kil­le­ri­mi­zin kar­ne­si bo­zuk" ya­zı­nı­zı bü­yük bir dik­kat­le oku­dum ve kar­ne­yi in­ce­le­dim. Tes­pit­le­ri­niz­de son de­re­ce hak­lı­sı­nız. Özel­lik­le "Önü­müz­de­ki dö­nem İz­mir'e, İz­mir­li­ye ki­şi­sel ola­rak ça­lı­şa­cak mil­let­ve­ki­li aday­la­rı­nı gör­mek, on­la­rı seç­mek is­ti­yo­ruz" sap­ta­ma­nı­za iç­ten­lik­le ka­tı­lı­yo­rum. Okur­lar, aday­la­rın de­ğer­len­di­ril­me­sin­de bir kri­ter ol­ma­dı­ğın­dan ya­kı­nı­yor. İz­mir'de­ it­hal aday is­ten­me­di­ği de or­ta­da. So­run­la­rı­mı­zı bi­len, İz­mir do­ğum­lu, en azın­dan İz­mir'de ya­şa­yan, ken­ti ta­nı­yan mil­let­ve­kili aday­la­rı­nı gör­mek is­ti­yo­ruz. Ben­ce asıl ko­nu aday­la­rın seç­men­ler ta­ra­fın­dan sor­gu­la­na­bil­me­si ve özel­lik­le­ri­nin or­ta­ya çı­ka­rıl­ma­sı ve bun­la­rın seç­men­ler­le pay­la­şıl­ma­sı­dır. Mil­let­ve­ki­li aday­la­rı­na, "Ne­den mil­let­ve­ki­li ol­mak is­te­dik­le­ri so­rul­ma­lı. Se­çil­dik­ten son­ra par­ti de­ği­şik­li­ğin­de seç­men­le­rin fik­ri­ni ala­cak mı? Onay­la­ma­dı­ğı­nız bir ka­ra­ra ret oyu ve­re­bi­le­cek mi­si­niz? Han­gi ko­nu­da uz­man­sı­nız? Ti­ca­ret er­ba­bı ise­niz, se­çi­lin­ce ti­ca­ri fa­ali­yet­le­ri­ni­zi son­lan­dı­ra­cak mı­sı­nız?" gi­bi so­ru­lar so­rul­ma­lı.

Tutanakların encümene sevk edilmesi engelleniyor

CENK YARIŞAN: Vergi, sicil, imar aflarını konu almışsınız. Seçim öncesinde bunlar her dönem yapılan olaylardır ve memleketimizin bundan zarar görmektedir. Hele imar afları. Bakın bugün her tarafta kaçak yapılar mantar gibi çoğalıyor. Ama hiçbir belediye hiçbir işlem yapmıyor. Bunda başkanların tutumundan öte, Meclis üyeleri etkin. Örneğin biz merkez belediyede çalışan ve bu olaylara tanık memurlar olarak söylüyorum, birçok tutanak, encümene sevk ettirilmiyor veya gelirse de gündeme alınmıyor, bakılmıyor. Eğer bir takım kişilere anlaşmazlık, husumet varsa, özellikle de ceza yazdırılıyor. Bunun önlenmesi lazım. Ama her şeyden önce meclis üyelerinin bürokratların üzerinden elini çekmesi, müdahele etmemeleri lazım. Maalesef bunlar bilinen olaylar ama kimse bir şey yapmıyor.

İyi vatandaş, vergisini zamanında ödeyendir

GÖKÇEN KIRIMLI: Sadece emlak değil bir mükellef olarak devlete tüm vergilerimi zamanından önce ödüyorum. Çünkü güçlü devlet vergisini toplayan, iyi vatandaş ise vergisini veren kişidir. Öğretmenler olarak çevremiz hep aynı görüşte. Ancak verginin toplanması ve ödenmesinde haksızlıklar var. Sizlerin de vurguladığı gibi af beklentisiyle kimse parasını yatırmıyor, sonrasında kısmı, genel af veya yasa çıkarılmasıyla hep ödemeyenler kazanıyor. Ödeyen mükellefler ise haksızlığa karşı sesini çıkarmıyor, bu davranışları ise ödüllendirilmiyor. Örneğin bu yıl vergisini zamanında ödeyen vatandaşlar için yüzde 5 veya 10 oranında bir jest indirimi yapılamaz mı? Defterdarlık veya ilçelerdeki vergi daireleri, yıllardır vergisini zamanında ödeyenlere, küçük bir farklılık yaratamaz mı? Hiç olmadı bir teşekkür belgesi göndersinler. Biz de böyle ödüllenelim.

Kruvaziyer turizmi daha güzel olacak

HÜSEYİN PAYZIN: Kruvaziye turizminde başarılı olmamız hepimizin ortak çalışmasına, birlikte hareket etmemize bağlı. Kent olarak çok güzel bir ivme yakaladık. Mısır'da beklenmeyen üzücü olaylardan sonra MSC Splendida gemisi rotasını İzmir'e çevirdi ve havanın yağışlı olmasına rağmen başarılı bir organizasyon gerçekleştirildi. Bundan sonrası daha da güzelleşecek ve kente katkısı daha fazla olacaktır. İzmir Ticaret Odası olarak bunun için çok çalışıyoruz. Valilik, Büyükşehir Belediye Başkanlığı başta olmak üzere tüm kamu kuruluşlarının bu olaya hep birlikte sahip çıkması (ki ellerinden geleni yapıyorlar) İzmir'in adını çok fazla duyuracaktır. Bu konuda kamuoyunu yönlendirmeye ilişkin yayınlarınız için teşekkür ederiz.

AHMET BUĞRA TOKMAKOĞLU: Hüseyin Çelik'in şu çok tartışılan "sümüklü çocuk" sözünü İzmir, çok fazlasıyla hak ediyor. Bu kentte görev yapan belediyelerimizin kaldırım çalışmaları ve kentin sadece görünen yerleriyle sürekli ilgilenmesi, en büyük icraat olarak gösterilen hızlı trenden başka bir şeyi gözlerinin görmemesi, İzmir'in bu köhne görünümünde etkili oldu. Bayraklı, Cennetçeşme, Yeşildere, Karabağlar, Gümüşpala gözümüzden kaçıyor ancak Türkiye'nin üçüncü büyük şehrine, onca bütçesi olan bir belediyeye buraları yıllardır gözardı etmek yakışmıyor. Belediye binasından çıkıp masa başında iç tartışmalarla vakit kaybeden belediye çalışanlarının, bu kentle ilgili sorumluluk almasını bekliyoruz.

Altyapısız ve vizyonları yok

VEYSEL ARTUK: İzmir halkı, Türkiye siyasetinin önünde mi, arkasında mı? Türkiye'nin en çağdaş kenti İzmir yaşam anlayışının Türkiye'ye model olamaması, neyin göstergesi? Siyasetin halktan koparılmış olması, halkın kendini temsil etmeyen üyelerini seçmek zorunda bırakılması, halkın çağdaş dönüşümlerinin önünde bir engel değil mi? siyasi partilerimizin il ve ilçe örgütlerindeki başkan ve yönetici profillerine bakınca, hiçbirinin toplumu dö-nüştürecek altyapıda ve vizyonda olmadığını görüyoruz. Üstelik ya sabotaj ya da koca kentle alay eder gibi il başkanları atanıyor. Hükümet partisi bu çağdaş kente cemaatçi birini, yerel iktidar partisi 7 üniversiteli kente lise terk il başkanı atıyor. İzmir halkı bu anlayışların çok önünde ve giderek siyasilerden uzaklaşıyor. Aslan yürekli haftalık yazarları...