Haberler

Bana sadece 'Salt' deyin!

Tarih: 22 Mart 2011 Kaynak: Radikal Yazan: Cem Erciyes
Toplam 15 bin metrekare alanıyla Türkiye'nin en büyük kültür kurumu olan Salt'ın Beyoğlu binası 9 Nisan'da açılıyor. Garanti Bankası'nın kurduğu Salt, bildik müze ve kültür merkezlerinden farklı, yenilikçi bir yer olmayı hedefliyor.

Salt müze değil, kütüphane değil, sergi salonu değil, salt bir araştırma merkezi de değil... Hepsini biraz kapsayan, bildiğimiz her şeyden farklı olmakta kararlı, yeni ve ‘çok büyük' bir sanat kurumumuz oldu: adı ‘Salt'

Garanti Bankası kendine bağlı üç kurumu, mimarlık sergileri yapılan Garanti Galeri, çağdaş sanata odaklanan Platform ve tarih odaklı etkinlikleriyle bilinen Osmanlı Bankası Müzesi'ni tek çatı altında toplamaya karar vermiş ve binaları yenilemeye başlamıştı. Bankalar Caddesi'ndeki Osmanlı Bankası Müzesi'nde çalışmalar devam ediyor. İstiklal Caddesi'ndeki eski Platform galerinin yer aldığı bina ise tamamlandı, 9 Nisan'da açılıyor. İki binanın toplam büyüklüğü 15 bin metrekare. Yani ‘Salt', Türkiye'nin ‘ebat olarak en büyük' kültür kurumu olacak.

Salt'ın Yönetim Direktörü Sima Benaroya, Programlar Direktörü ise Vasıf Kortun. ‘Katılımcı' ve ‘özerk' kimliğin altını çizen Kortun'a göre Salt "araştırmacıların kolay kullanabileceği, eleştirilere açık, izleyicisiyle diyalog içinde, katılımcı projeler gerçekleştirecek" bir yer olacak. Ya da Sima Benaroya'nın tabiriyle ‘odak noktasına ziyaretçileri alan, izleyicinin de kendi sesini duyurabileceği bir merkez' olmak en büyük hedefleri.

Galata binası Eylül'de
Bu zorlu hedeflerin nasıl gerçekleşeceğini zaman gösterecek. Konuyu biraz daha somutlaştıralım ve her ikisi de mimar Han Tümertekin tarafından yenilenen binaların işlevlerine bakalım. Devasa Osmanlı Bankası binası bundan sonra ‘Salt Galata' olarak anılacak. 100 bin basılı yayından oluşan kütüphane ve arşivi bir de Osmanlı Bankası Müzesi'ni ağırlayacak bu bina tarih sergilerine, ekonomik ve sosyal çalışmalara, etkinliklere ağırlık verecek. ‘Salt Beyoğlu' ise özellikle güncel sanata odaklanan bir ‘sergi fabrikası' gibi çalışacak. Salt Beyoğlu, 9 Nisan'da iki sergiyle açılıyor: Hüseyin Bahri Alptekin ve Almanya'dan gelen ‘Laboratuvar'. Salt Galata ise eylül ayında, İstanbul Bienali ile birlikte kapılarını açacak.

Belli ki ‘Salt', sanat ve sosyal bilimlere, zamanın ruhuna uygun bir anlayışla yaklaşacak enerjik bir kurum olmak niyetinde. Özerk bir yapıyla çalışıp, güncel sanatta ve diğer alanlarda yeni ve önemli olan her şeyi izleyiciyle paylaşacaklar. Salt'ın hedefleri de, ebatları gibi çok büyük. Bu hedefleri tutturmak için gerekli olan paraya ve ekibe sahip olduklarını biliyoruz. Demek ki önümüzdeki yıllarda Salt'tan çok söz edeceğiz gibi görünüyor.

Sergi fabrikası Beyoğlu Salt
Orijinal adı Siniossoglou Apartmanı olan altı katlı bina, 1850-1860 yılları arasında yapılmış. Yıllarca giriş katında Garanti Platform'un, ilk katında Platform ofislerinin bulunduğu binanın diğer katlarında Anavatan Partisi ve çeşitli dernekler çalışıyordu. Tamamını satın alan Garanti Bankası, binayı Han Tümertekin'e emanet etti. Tümertekin, özgün yapı elemanlarını koruyarak yenileştiren, İstiklal Caddesi kalabalığını içeri buyur edip, binada dolaştıran bir tasarım gerçekleştirdi. Binanın geniş ön cephesinden ve yanından iki girişi olacak. Serbestçe binaya girenler, arkadaki küçük avluyu, oraya bakan kafe ve kitapçıyı kullanabilecek. Diğer katlarda ise sergi salonları, ofisler ve depolama alanları var. Binanın giriş katında bir sinema, en üstünde ise küçük bir bahçe yer alıyor. Girişteki büyük cam ekranın üzerinde etkinlikler hakkında bilgiler olacak. Bu ekranın aynısını tamamlandığında Salt Galata'da da göreceğiz.

Açılışta Bahri Alptekin var
Salt Beyoğlu, çağdaş sanatçı Hüseyin Bahri Alptekin'in sergisiyle açılıyor. ‘Ben Bir Stüdyo Sanatçısı Değilim' adlı sergi, 2007'de kaybettiğimiz sanatçının eserlerinden bir seçki. Aynı zamanda sanatçının hayatında önemli rol oynayan Camila Rocha, Gülsün Karamustafa, Nedko Solakov, Gabriel Lester ve Can Altay da sergiye, birer özel işle katılıyor. Sergi, 7 Ağustos'a kadar açık kalacak.

Alptekin sergisiyle birlikte, Salt'ın bir başka salonunda da Almanya'dan gelen Laboratuvar görülebilecek. Sergi, Ars Viva Ödülü'nü bu yıl kazanan sanatçıların ses, ışık ve organik malzemelerden oluşan deneysel işlerinden oluşuyor. 1 Haziran'a kadar açık kalacak sergide Nina Canell, Klara Hobza, Markus Zimmermann ve Andreas Zybach'ın işleri var.

Takvim
<<Haziran 2011>>
Pzt Sal Çar Per Cum Cmt Paz
    1 2 3 4 5
6 7 8 9 10 11 12
13 14 15 16 17 18 19
20 21 22 23 24 25 26
27 28 29 30      
Haber Bölümleri
Haber Kategorileri
Yayınlanan haberlere günlük olarak yukarıdaki takvimden, haberlerin kategorilerine ise aşağıdaki listeden ulaşabilirsiniz.