Haberler

Bir Kent Plancısı Gözüyle Japonya'daki Felaket

Tarih: 6 Nisan 2011 Kaynak: Architectural Record Yazan: C.J. Hughes Çeviren: Bahar Bayhan
Toronto Üniversitesi'nde kent coğrafyacısı olan Profesör André Sorensen'in 1990'larda akademik kariyeri için Japonya kent planlamasını seçmesinin nedeni en azından İngilizce literatürde yeni keşfedilen bir konu olmasındandı. Doktorasında Tokyo'nun sorunlu yayılışını inceleyen ve 2004 yılında "The Making of Urban Japan" isimli kitabını tamamlayan Sorensen şunları söylüyor: "Japonya Dünya'daki ikinci büyük ekonomiye sahipti ve bu konuda yazılmış neredeyse hiçbir şey yoktu."

Sorensen'in araştırması ve sonraki öğretim görevliliği nedeniyle 1994-2002 yılları arasında Japonya'da yaşamıştı. Kobe kentinde 1995 yılında meydana gelen 7,2 şiddetindeki deprem nedeniyle kentin harabeye dönmesine neden olan felakete şahit olmuştu.

Onun bu anlaşılması zor çalışma alanına yeni bir gelişme eklendi. Bunun nedeni 9,0 şiddetindeki deprem ve 11 Mart tarihinde Sendai kentinde gerçekleşen, 10.000'den fazla insanın yaşamını yitirdiği ve yüzlerce kişiyi evsiz bırakan tsunami felaketiydi.

Endüstri Devrimi süresince Japonya modern altyapıya adapte olma konusunda yavaştı. Japonya kentleri 1950'lere kadar kanalizasyon kullanmadı, bunun yerine insan atıklarını gübre olarak kullandı.

Japonya, kentlerini zirveye taşıyarak daha iyi duruma gelebilir. Son röpörtajında, Sorensen bu konu ve 5 yıl içinde 180 milyon Dolar'a ulaşan yeniden inşa süreçleri üzerine düşüncelerini paylaştı.

CH: Bina ve altyapı gelişimlerinden ne gibi dersler almalıyız?


kaynak: www.arastiralim.com

AS: Bunu iki bölüme ayırmak lazım. İlk olarak, depreme gelince, modern binalar şık görünüyor, yani depremin modern inşaat tekniklerini haklı çıkardığını düşünüyorum. Bu, bugüne kadar olan en büyük depremdi, yani standartların test edilmesi için de iyi bir fırsattı.

Tsunami ise diğer bir problem. Kıyıları 5 metre yüksekliğindeki duvarlarla tsunamiden koruyamazsınız. Eğer bu önerme ile başlayacaksanız tüm kıyıyı koruyamazsınız, ayrıca alçak arazilerde yerleşimler inşa edilmemesi mantıklı bir çözüm. Fakat mülkiyet hakları sebebiyle bunu gerçekleştirmek çok zor.

Bu yerleşimlerin birçoğu bulundukları alanda yeniden inşa edilecek. Fakat sonunda çoğu yüksek arazide konumlandırıldı. 2050 yılında Japonya 30 milyon nüfus kaybedecek, yüzyılın sonunda, düşük doğum oranı ve göç miktarının düşük olması sebebiyle nüfusu yarıya düşecek. Yani yeni tür bir yerleşim sistemi bulmak zorunda kalınacak.

CH: Kentleri terk etmek pratik bir çözüm mü?



AS: Tarihteki her felakette insanlar büyük ölçüde öncekini inşa etmeye çalıştılar. Örneğin Tokyo'da 1923 yılında gerçekleşen deprem sonrasında kente yeni bir kentsel tasarım ve yeni bir yol sistemi çözümü getirilmesi gerekmişti. Fakat sonra İkinci Dünya Savaşı ile kent yeniden altüst oldu ve yeniden inşa sürecine, 1923'deki modele geri döndüler.

Kentleri terk etmek geçmişte hiçbir zaman çözüm olmadı. Fakat konuşmanın bir parçası olması gerekir. Eğer bu yerleşimler nüfus kaybettiyse, özellikle de küçük kasabalarda terk edilmişlik hissi zaten vardır. İnsanlar her zaman şunu der: "Bunları boşver, yaşamı devam ettirecek insan kalmadı ki." İnsanların sonunda hangi yerleşimi korumak istedikleri konusunda mantıklı olmaları gerek.

CH: Kobe depreminden beri, bugün Sendai'de uygulanan geçici iskan yaklaşımı açısından neler değişti?
AS: Devlet, destek konusunda yavaş ve beceriksizdi. Askeriyeyi yeterince hızlı harekete geçiremiyordu. Bürokrasi nedeniyle nasıl büyük çapta bir hasar gerçekleşeceğini tahmin edemediler. Aynı zamanda gönüllü kurtarma çabaları avantajının elde edilememesi konusunda da eleştirildiler. Devlet, insanlara yardım etme veya kar amacı gütmeyen yardım gruplarının işlerini gerçekleştirmelerine izin verme konusunda hiç de başarılı değildi.

Kobe depreminden sonra, devlet, yardım kuruluşlarının çalışabilmesi için yasaları değiştirdi. Sivil toplum kuruluşlarının rolü yeniden düşünüldü.

Kobe'deki en büyük problemlerden biri, insanların hasar gören alanlardan rastgele tahsis edilen yeni yerlere taşınmalarıydı. Bugün Sendai'de, mahalleler bir arada tutulmaya çalışılıyor. Sığınaklarda yaşamanın verdiği stres ve yalnızlığın farkına vardılar. Milyonlarca insanı bir arada tutmak yerine taşınmalarına yol açmak daha büyük hasar verecektir.

CH: Kobe'ye gelen diğer tepkiler nelerdi?
AS: Gelecekteki depremler veya yangınlarda tahliye alanları oluşturmak için büyük kamusal parklar tasarlanan Kobe'de fazlaca "arazi düzenleme projesi" vardı. Fakat araziyi herhangi bir yerden edinmek zorunda kalacaklar. Tokyo'da, ahşap evlerle kaplı bu alanlardaki sokaklar oldukça dar, yani daha geniş sokaklar planlıyorlar. Geniş yollar ve parklar tasarlamak için arazi araştırması yapmak ve daha fazla arazi satın almak zorundasınız. Bu uzun bir süreç. Fakat Japonlar orijinal fikirler geliştirme konusunda oldukça iyiler.

CH: Hasar görmüş nükleer santralinden radyasyon sızıntısı konusunda ne düşünüyorsunuz? Buna karşı önlem almak için nasıl uygulamalar yapılabilir?


Fukuşima Nükleer Santrali

AS: TEPCO- Tokyo Electric Power Company (Tokyo Elektrik Enerjisi Şirketi) için öngörü eksikliği gerçekten korkunç düzeydeydi. Ülke çapında 50 tane kadar santralden oluşan tüm reaktörler okyanusta bulunuyor ve olası tsunami felaketine karşı reaktörleri koruyacak tedbirleri alamadılar. Büyük bir beton bariyer ile onları koruyabilecek bir deniz suru oluşturmak çok zor olmasa gerek. Soğutma sistemleri için olan jeneratörler neden denizde olmak zorunda? Daha yükseğe inşa edilmeleri gerek.

CH: Japonya'nın diğer bölgeleri de benzer felaketlerle karşılaşma riski taşıyor mu?
AS:
Tokyo'nun %20'si, 124 km² kadar bir bölümü taşkın seviyesinin altında. %5'lik bir bölümü ise deniz çekilme seviyesinin altında. 2,5 milyon insan bu tüm bu alanda yaşıyor. Bu alanlar gelgit riski ile karşı karşıya.
Takvim
<<Haziran 2011>>
Pzt Sal Çar Per Cum Cmt Paz
    1 2 3 4 5
6 7 8 9 10 11 12
13 14 15 16 17 18 19
20 21 22 23 24 25 26
27 28 29 30      
Haber Bölümleri
Haber Kategorileri
Yayınlanan haberlere günlük olarak yukarıdaki takvimden, haberlerin kategorilerine ise aşağıdaki listeden ulaşabilirsiniz.