Haberler

Kaz Dağları'nda ekolojik hava soluyorlar

Tarih: 25 Nisan 2011 Kaynak: Sabah
Binalarında buzdolabı yok, elektriği tek bir güneş pili panelinden karşılıyorlar, her yere yürüyerek gidiyorlar. Kaz Dağları'ndaki Çamtepe Yaşam Kültür Merkezi, doğaya kaçmaya hazırlananlara rehberlik yapıyor

Zeytin zamanı zeytin toplayıp, dağda bayırda yürüyüş yapıp, köylülerle sohbet edip dönüşte kaplıcalara uğruyorlar... Düzenledikleri atölye çalışmalarıyla da ekolojik yaşamla ilgili bilgileri paylaşıyorlar. Buğday Derneği tarafından geçen yıl Kaz Dağları'nın eteklerinde, Küçükkuyu'da açılan Çamtepe Yaşam Kültür Merkezi, doğaya zarar vermeden de yaşanabileceğinin Türkiye'deki en iyi örneklerinden biri... Buğday gönüllülerinden Güneşin Aydemir, merkez ve düzenlenen atölye çalışmalarıyla ilgi bilgi verdi.

Çamtepe'de alternatif bir yaşam örneği sergiliyorsunuz. Burayı yaparken amaç neydi?
Ekolojik yaşam kavramını topluma yerleştirmek ve toplumun bu yönde dönüşümünü sağlayacak adımları atması için bilgi kaynaklarının önünü açmaktı. Bu yolda en çok ilham aldığımız yapılar gelenekler. Başta gıda ve mutfak olmak üzere, enerji, barınma gibi temel ihtiyaçlarımıza yönelik geleneksel yöntem ve malzemeleri araştırdık durduk. Çamtepe fikri ortaya çıktığında, sahip olduğumuz bu bilgi birikimini pratiğe dökmenin ve beraber deneyimlemenin sırası gelmişti.

Ekolojik yaşamla ilgili seminerler nasıl seçiliyor?
Buğday'ın etrafında çok sayıda kaliteli ve bilgili insan var. Hepsi kendi konusunda uzman, ancak yaşama bütünsellik perspektifinden bakan insanlar. Kimi bireysel gelişim uzmanı, kimi tarım konusunda bilgili, kimi eğitim, kimi de alternatif sağlık. Çamtepe programlarındaki eğitimler birbirinden çok farklı. Ancak odakları aynı. Katılımcılar, burada bu bütünselliği hisseder. Bulunduğumuz yer gereği doğal bir ortamdayız, etrafımızda çok çeşitli imkanlar mevcut. Köy, kaplıca, zeytinyağı müzesi, Rumlar'dan kalma eski köyler, dağda vadilerde yürüyüşler var. Zeytin zamanı zeytin toplama, sabun yapma gibi etkinlikler de gerçekleştiriyoruz. En fazla 20, en az 10 kişilik gruplarla yapıyoruz programları.

ŞEHİR HUZURSUZ BİR EKOSİSTEM
Son yıllarda 'doğaya kaçış' arayışındaki şehirlilere neler öneriyorsunuz?
Şehirle ilişkilerini netleştirmeden bir yere kıpırdamasınlar! Bu, gidilen doğal alana da zarar veriyor. Şehir, içindeyken zaman bizi yutan, mutsuz eden huzursuz bir ekosistem. Ancak orada süregiden bir çark var ve biz de onun bir parçasıyız. Bu döngüde yerimizi iyi tahlil etmeden şehirden kopmayı tercih edenler hayal kırıklığı yaşar. Adrenalin seviyesinin düşmesi kolay değil en başta.

Buzdolabı yerine sepet kullanılıyor
Siz artık yılın çoğunu Çamtepe'de geçiriyorsunuz. Doğayla iç içe yaşamak güzel mi?
Neredeyse 12 ay diyebilirim. İkametgahım burada. Burada oyumu kullanıyorum. Ancak Buğday'ın işleri için İstanbul ve Ankara'ya seyahatlerim oluyor tabii. Tamamen doğanın içinde olmasam da kısıtlı bir yaşamım var. Daha az insan, daha doğal sınırlarda bir yaşam. Günde altı yedi kilometrelik bir yürüyüş rotam var. Araba kullanmıyorum ve her yere yürüyerek ulaşıyorum. Çamtepe binasının elektriği de tek bir güneş pili panelinden karşılanıyor, bu nedenle elektrik kullanımımız da kısıtlı. Buzdolabı yok örneğin. Aslında İstanbul'da yaşarken de yoktu. Onun yerine geleneksel çözümler var. Küp, sepet gibi.

Türkiye'de ekolojik yaşamın en kararlı temsilcilerinden Victor Ananias'ın ani vefatından sonra Buğday'ın geleceği hakkında bir plan yapıldı mı?
Buğday'da plan yapılmaz. Uzun dönemli stratejilerin hiçbiri bugüne kadar çalışmadı Buğday'da. Yaşamın kendisi gibi önümüze çıkan nasipleri en iyi şekilde dönüştürmek için uğraşırız, bu uğraşlarımız da sorumlulukla yapıldığı için bizim planımız programımız oluverir. Buğday kurmadan önce ekolojik pazar yerleri yoktu. Şimdi, 'Biz bu işi bırakıyoruz,' diyebilir miyiz? Buğday'ın Victor'un gidişinden önce ve sonra diye iki dönemi olacak bu kesin. Şu anda ciddi bir dönüşüm yaşanıyor. Victor hayattayken hep, 'Ben ölürsem insanlar belki ne yapmaya çalıştığımı daha iyi anlarlar ve daha çok sorumluluk alırlar,' derdi. Onun gidişiyle bir uyanış oldu sanki. Sadece çok yakınındakilerde değil, daha uzak bir çemberde, hatta onunla hiç tanışmamış olanlarda bile. Şimdi iş bölümleri oluyor. Yeni arkadaşlarımız katılıyor aramıza. Daha yaşamsal birliktelikler oluşuyor. Örneğin Çamtepe'ye yerleşme planları yapanlar var aramızda. Altyapısını yine Victor'un oluşturduğu kampanyalar başlayacak. Yeni kurumsal örgütlenmeler de olabilir. Victor'un yaşamını anlatan araçlar üzerinde de çalışıyoruz. Çünkü o, bizzat yaşamıyla birçoğumuza ilham vermişti.

Atölye çalışmaları
* Farkındalık ve yürekten iletişim birlikteliği (29 Nisan-1 Mayıs)
* Masal anlatıcılığı eğitimi (6-8 Mayıs)
* Çocuğumuzla birlikte büyümek (1-8 Haziran)
* Yaşama boş bir zihinle bakmakboşluğun bereketi (11-15 Haziran)
* Annedeki çocuk, çocuktaki çocuk (18-21 Haziran)
* Mutfakta zen (24-26 Haziran)
* Yaşam okulu (1-7 Temmuz)
* Gelenekten sanata keçe atölyesi (15-17 Temmuz)
* Storytelling training (22-24 Temmuz)
* Doğa gözlem okulu (29-31 Temmuz)
* Anlatım dili olarak fotoğraf (2-6 Ağustos)
* Ekolojik tatil ve zeytin atölyesi (25-27 Kasım)
* Ekolojik tatil ve zeytin atölyesi (9-11 Aralık)
* Ekolojik tatil ve zeytin atölyesi (16-18 Aralık) (Bilgi için: http://camtepe.org)

Bayındır çiçek açtı
İzmir'in Bayındır ilçesi, dün başlayan 14. Çiçek Festivali'nde doğaseverlerle çiçek üreticilerini bir kez daha buluşturdu. İlçedeki 8 bin dönümlük alanda, 250 işletme, 600 farklı türde yılda toplam 100 milyon çiçek üretiliyor. Bahar aylarını uluslararası nitelikteki çiçek festivaliyle karşılayan Bayındır'da 25 Nisan'a kadar sürecek etkinlikte çiçek şovları, uçurtma şenlikleri yapılacak. Bu akşam ve yarın akşam Rafet El Roman konser verecek.

Takvim
<<Haziran 2011>>
Pzt Sal Çar Per Cum Cmt Paz
    1 2 3 4 5
6 7 8 9 10 11 12
13 14 15 16 17 18 19
20 21 22 23 24 25 26
27 28 29 30      
Haber Bölümleri
Haber Kategorileri
Yayınlanan haberlere günlük olarak yukarıdaki takvimden, haberlerin kategorilerine ise aşağıdaki listeden ulaşabilirsiniz.