Haberler

Siyasetçilerin Gözünden Kentlerimiz

Tarih: 10 Mayıs 2011 Yazan: Derya Yazman


"Ülkemizde fiziksel çevre konusunda neden iyi şeyler yapılamıyor?" sorusunun cevabı, 9 Mayıs günü Europa Nostra Türkiye'nin Pera Müzesi'nde gerçekleştirdiği paneldeydi. 3 lider partinin (AKP, CHP, MHP) temsilcilerinin katıldığı panelin konusu "Kültür Mirası ve Kentsel Gelişme" olmasına rağmen çok da bu tema üzerinde konuşulduğu söylenemez. Panele AKP'yi temsilen AB Eski Genel Sekreteri Büyükelçi Volkan Bozkır ve İstanbul Milletvekili İdris Güllüce, CHP'yi temsilen Prof.Dr. Binnaz Toprak, MHP'yi temsilen de Şehir Plancıları Odası İstanbul Şubesi Eski Başkanı Ahmet Turgut konuşmacı olarak katılırken, Vecdi Sayar da panel yöneticiliği yaptı. Diğer iki konuşmacı olan Prof.Dr. Doğan Kuban ve Prof.Dr. Zekai Görgülü mesleki kimlikleri ile panele katkıda bulundular.


Prof.Dr. Nuran Zeren Gülersoy açılış konuşmasını yaparken

Panelin açılış konuşmasını Europa Nostra Türkiye, Bizim Avrupa Derneği Başkanı Prof.Dr. Nuran Zeren Gülersoy yaptı. Gülersoy, 9 Mayıs Avrupa Günü'ne değinerek, Europa Nostra'nın kuruluş amacından ve hedeflerinden bahsetti. Kentlerin şekillenmesinde ve gelişiminde uzmanlardan ve bilim adamlarından çok politikacıların, milletvekillerin kararlarının daha etkin olduğunu vurgulayan Gülersoy, bu toplantının amacının bu konudaki farkındalığı yaratmak olduğunu söyledi.


Volkan Bozkır konuşurken

Panelin ilk konuşmacısı AKP'yi temsilen katılan Volkan Bozkır'dı. Bozkır, AB (Avrupa Birliği) politikaları ile Türkiye arasındaki ilişkilerden bahsederek, Türkiye'nin koruma konusunda AB ve UNESCO'nun temel ilkelerini paylaştığını söyledi. Türkiye'nin son zamanlarda koruma konusunda daha da bilinçlendiğini vurgulayan Bozkır, 2010 Avrupa Kültür Başkenti'nin görkemli etkinlikler ve projelerle kutlandığını söyledi. Bozkır, eğitim ve kültür konusunda Türkiye'nin tam olarak kendisini gösterememesinin nedeni olarak da, AB'de eğitim ve kültür konusunda mütesabatın olmayışını gösterdi.

"Mahalle Baskısı Yüzünden Çarpık Kentleşmeler Oldu"


İdris Güllüce konuşurken

Sözü yine AKP'yi temsilen katılan AKP İstanbul Milletvekili İdris Güllüce aldı. Güllüce, kültürel mirasımızı sahiplenmeyi çok geç farkettiğimizi söyledi. Kentlerin çarpıklaşmasında, kültürel değerlerin korunamayışının nedeninin, geçmişi ile barışık olmayan elit, seçkin kesim olduğunu öne sürdü. "Mahalle baskısı" denilen kavram yüzünden insanların geleneklerini yaşatamadığını, bu nedenle çarpık kentleşmelerin ortaya çıktığını savundu. Buna bir örnek olarak Şile Köyleri'ni verdi. "Mahalle baskısı yüzünden insanlar ahşap evlerini yıkıyor, yerine beton evler yapılıyor," dedi.

Konuşmasında sürekli mahalle baskısını vurgulayan Güllüce, köylülerimizin kültürel miraslarını farkettiklerini, koruduklarını söyledi. "Artık oya, ebru gibi el sanatları yapanlara gülünmeyecek," dedi. Bunları yapanlara ne zaman gülündüğünü de sormak gerekir sanırım. Güllüce, konuşmasını seçime yönelik yapmış oldukları beyannamede, kültür ve sanata yönelik politikalarını daha iyi açıkladıklarını, kültürün temelinde halkın olduğunu vurgulayarak bitirdi.

"'Seçkin' Kişiler Sayesinde Tarihi Değerler Günümüze Dek Geldi"


Prof.Dr. Binnaz Toprak konuşurken

CHP'yi temsilen katılan Prof.Dr. Binnaz Toprak, konuşmasına başlarken konuyla ilgili çok fazla bilgi sahibi olmamasına rağmen panele çağrıldığını, uzmanların yanında kendisinin sadece kentte yaşayan bir birey olarak görüşlerini paylaşmak istediğini vurguladı.

Toprak, konuşmasını İstanbul odaklı yaptı ve kentteki önemli sorunları madde madde sıralayarak dikkat çekti. İlk olarak "köprü" imajını hiç sevmediğini vurgulayan Toprak, İstanbul'un medeniyetlerin üst üste eklendiği bir kent olması nedeni ile farklı kültürleri barındırdığını ve coğrafik açıdan da olağanüstü bir konuma sahip olduğunu vurguladı. Bu kadar güzel bir kent olmasına rağmen bu kadar kötü restore edilen binalara ve yapılara da sahip bir kent olduğunu söyleyen Toprak, İdris Güllüce'ye hiç ve hiç katılmadığını söyledi. İdris Güllüce'nin söylemiş olduğu "seçkin kişiler" sayesinde tarihi eserlerin günümüze dek getirildiğini, onlar sayesinde korunabilmiş şeylerin günümüze taşındığını vurguladı. AKP'nin kültürel mirasa katkılarının olmadığını ifade eden Toprak, Başbakan'ın Yenikapı kazılarında çıkan tarihi eserlere "çanak çömlek" dediğini de hatırlattı.

Diğer bir örnek olarak Sümele Manastırı'nı gösteren Toprak, en son gidişinde ağlamaklı olduğunu söyleyerek, bir yapının bu kadar kötü nasıl restore edilebileceğini sordu. "Yapının taşları üzerine ytongları yapıştırmışlar ve girişte banyo fayansları döşemişler. Neyse ki "seçkinler" tarafından restorasyon durduruldu. Ama ne olacağı da meçhul." Restorasyon konusunda yapılan kötü çalışmalara örnek vermeye devam eden Toprak, surların yok olduğunu, ahşap evlerin yıkılarak yeniden yapıldığını söyledi.

Yenileme meselesinin, kültürel ve sosyal değerlere duyarlı olması gerektiğini de vurguladı. Bu durumun olmadığını Sulukule örneğinde görebildiğimizi, orada yaşayan Romanlar'ın resmen yerlerinden atıldığını ifade etti.

Binnaz Toprak, örnekleri içinde Beyoğlu Balık Pazarı'nın zevksiz ve estetikten yoksun olduğuna, Taksim Meydanı'ndaki ışıklandırmaların çok kötü olduğuna ve bu kötü ışıklandırmanın kalıcı olduğuna, kütüphanelerimizin işlevsiz ve yetersiz olduğuna, Sultanahmet Meydanı'na yapılması düşünülen ulaşım projesinin orası için hiç uygun olmadığına dikkat çekti. Daha sonra da AKP döneminde gerçekleşen ve düşünülen Galataport, Zeyport Projeleri'nin ne kadar kötü ve kentin silüetini bozacak, rant sağlayıcı projeler olduğuna değinerek, Haydarpaşa Garı'nın yanmasının da çok başarılı denilen 2010 Avrupa Kültür Başkenti çalışmalarına son noktayı koyduğunu söyledi.

"AB Meselesine Parti Olarak Onurlu Bir Birliktelik Olarak Bakıyoruz"


Ahmet Turgut konuşurken

MHP'yi temsilen katılan Ahmet Turgut, şehir plancı kimliğine sahip olması nedeniyle konuya direk somut olarak yaklaşarak, haritalar üzerinde ülkenin kaçınılmaz gerçeklerinden bahsetti. Nüfus, sanayi ve istihdam ilişkisini vurgulayan Turgut, ülkedeki bu konudaki dengesizliğin ortadan kalkması gerektiğini vurguladı.

Turgut, AB konusundaki görüşlerini şu şekilde ifade etti: "AB meselesine parti olarak 'onurlu bir birliktelik' olarak bakıyoruz. Kültürel miras ve kentsel gelişmeyle ilgili olarak yabancı sermayenin yatırımlarının içeriği konusunda sorunlar söz konusu. O nedenle yönetenlerin onurlu birlikteliği ve birliktelikle ilgili yol haritasında önemli sorunların olduğunu düşünüyorum," dedi.

Kentsel sorunların karşısında belediyeler, yerel yönetimler çıkıyor. İyi iş yapanların az olduğu söylemek durumundayım. Kentsel kalite, kaçak yapılaşma ve kentsel gelişme sorunları ile hepimiz karşı karşıyayız. Partisinin yerel yönetim politikalarından bahseden Turgut, İçişleri ve Maliye Bakanı'na çağrı yaparak, belediyelerin borçlarının olduğunun ve çalışanların işlerini etik olarak yapmaları gerektiğinin altını çizdi.

Ahmet Turgut daha sonra, uygulanan proje çalışmalarından örnekler vererek eleştirilerde bulundu. Bunlardan ilki Fener-Balat-Ayvansaray Projesi'ydi. Bu uygulamanın doğru olmadığını, 5366 sayılı kanun ile yapılan uygulamaların tam bir "çadır tiyatrosu" olduğunu söyledi. "Sulukule konusunda belediye başkanına mafya gibi bina yıkıyorsunuz, dedim. Bazı partilere ait meclis üyelerinin Sulukule'den hangi parselleri aldığını da açıklasınlar. Bunun altında kentsel rant yatıyor," diyerek görüşlerini açıkladı.

Ataköy Sahili - TOKİ meselesine dikkat çeken Turgut, "Ataköy Sahili'ni İstanbullu'dan alan, bunun için koruma kurulu kuran ve bu kurulda bu dosyaya şerh koyanların alnından öpüyorum, imzalayanların da diplomalarını Taksim'de yakmalarını söylüyorum," dedi.

"Emlak vergilerinden %10'un toplanması konusunda destek olduk ama bu %10'lar nereye harcanıyor, İstanbul valimiz bunların cevabını versinler. Ben paramı helal etmiyorum, İstanbullular da helal etmesin. Hesap vermek zorundalar." diyen Turgut, Kartal Kentsel Dönüşüm Projesi, Haliç Metro Geçişi, HaydarpaşaPort, Galataport, Zeyport projelerinden de bahsederek, port projeleri için kıyı kanunun değiştirildiğini vurguladı. Ayrıca Turgut, Zeyport'un sahibinin kim olduğunun Wikileaks'te bile çıktığını söylerek, atıfta bulundu.

"'Çanak çömlek' olarak gündeme gelen Marmaray Projesi için çok çaba sarfettim. Bu projenin halen daha gerçekleşememesinin nedeni iktidardır ve bu gecikmeler nedeni ile bizim paralarımızla firmalara faiz ödeniyor," dedi.

Son olarak başa geçen herkesin kente bir simge yapmak istediğini söyleyerek, kendileri başa geçerlerse bu simgeleri tek tek yıkacaklarının sözünü verdi.

Konuşmaların ardından ikinci tura geçilerek, Volkan Bozkır'a ve İdris Güllüce'ye tekrar söz verildi. Bozkır, Turgut'un "onurlu birliktelik" lafını eleştirerek, kendilerini rencide edici bir laf olduğunu savundu. İdris Güllüce de Binnaz Toprak'a yönelik olarak, seçkin kişiler konusunda onu demek istemediğini, birilerinin onu ön plana itmesine kanmaması gerektiğini söyledi. Bunun üzerine söz alan Toprak, hiçbir şeye kanmadığını, demagoji yapılmaması gerektiğini ve "seçkin kişiler" konusunda kendisinin ne demek istediğini dinleyiciler tarafından çok iyi anlaşıldığını vurguladı.

"Her Üç Partinin Beyannamesi Tehlikeli Bir Popülizmin Baskısı Altında"


Prof.Dr. Zekai Görgülü konuşurken

Panelde konuşmacıların ardından tüm bu konuşulanları yorumlamak ve fikirlerini beyan etmek üzere ilk olarak Prof.Dr. Zekai Görgülü söz aldı. Görgülü, bu 3 partinin beyannamelerine baktığını, bu panelde konuşulanlar ile beyannamelerinin örtüşmediğini söylerek, katılımcılara "Burada konuşulanlar sizin kişisel fikirleriniz mi yoksa partinizin fikirleri mi?" sorusunu yöneltti.

İdris Güllüce'nin milletvekili kimliğinden öte uzun yıllar yerel yönetimde görev alması nedeniyle, mahalle baskısı gibi konuları konuşmak yerine neden deneyimlerini paylaşmadığını merak ettiğini söyleyen Görgülü, diğer iki partinin mensuplarına da eleştirilerde bulundu. Binnaz Toprak'ın restorasyon konusunda bu kadar derinlere inmemesi gerektiğini, Ahmet Turgut'un da temel konuya girdiğini fakat "Popülizme düşüyor muyuz, düşmüyor muyuz?" konusunu kafalarda oluşturduğunu ifade etti.

Görgülü bu panelde, konuşmacılardan temaya yönelik bir şey duyamadığını, her üç partinin beyannamesinin de tehlikeli bir popülizmin baskısı altında olduğunu vurguladı. Popülizmin siyasette olabileceğinin fakat bunun sınırlarının iyi bir şekilde çizilmesi gerektiğini söyleyen Görgülü, bundan sonrası için planlı ve sürdürülebilir bir yaklaşım mı, yoksa projeci bir yaklaşım mı benimseneceğini sorguladı.

Türkiye bu son zamanlarda yaşananları, herkesin kendi imar hakkını istediği gibi aldığı ve istediğini yaptığı bir dönemi, daha önce hiç bu kadar yaşamadığını belirtti. Şu an Türkiye'de üç grubun olduğunu ifade eden Görgülü, bu grupları şu şekilde tanımladı: 1) Sürekli "hayır" deyip de "Acaba yeniliklerden geri kalır mıyız?" diye şüphe duyanlar, 2) Kayıtsız şartsız her şeye hep "evet" diyenler, 3) Eleştirel yaklaşanlar: Daima daha iyiyi bulmak adına arayış içinde olanlar. Görgülü, kendilerinin bu üçüncü grup içinde olduğunu ve herkesin de bu grup içinde olması gerektiğini söylerek sözlerini tamamladı.

"Kültür Parayla Korunur, Parayla Kazanılmaz"


Prof.Dr. Doğan Kuban konuşurken

Panelin son konuşmacısı olan Prof.Dr. Doğan Kuban sözlerine "Ben de 3. gruptanım," diyerek başladı. İstanbul'un korunması konusunda kendisinin çok çaba sarfettiğini ama İstanbul'un artık yok olduğunu vurgulayan Kuban, koruma işinin particilerin işi olmadığını, halkın elinde olduğunu söyledi. Avrupa kentlerinin geçmişlerini halen koruduklarını anlatan Kuban, İstanbul'da da bu durumun olabileceğini ama maalesef korumayı "irade" işi olarak görmediğimiz için kentin yok edildiğini ifade etti.

İdris Güllüce'ye gönderme yaparak, kültürün sadece müzik, sanat olmadığını vurgulayan Kuban, fiziksel çevrenin asıl kültürümüz olduğunu söyledi. Kültürün parayla kazanılmadığının, parayla korunması gerektiğinin de altını çizdi ve seçkinler sayesinde her şeyi öğrendiklerini de vurguladı.

Kuban sözlerini, her şeyi kurtaracak olanın uzmanlar ve bilim adamları olduğunu söyleyerek tamamladı.

Takvim
<<Haziran 2011>>
Pzt Sal Çar Per Cum Cmt Paz
    1 2 3 4 5
6 7 8 9 10 11 12
13 14 15 16 17 18 19
20 21 22 23 24 25 26
27 28 29 30      
Haber Bölümleri
Haber Kategorileri
Yayınlanan haberlere günlük olarak yukarıdaki takvimden, haberlerin kategorilerine ise aşağıdaki listeden ulaşabilirsiniz.