200 yıllık suffa taşı denilen tamamı taş olan tarihi bir ev düşünün. Girişinde küçük bir misafir odası, avlunun içinde geniş bir bahçe, bahçenin içinde ise yıllara meydan okuyan üzümlerin ezildiği taştan yapılmış şırahaneler... Kuşkusuz şehir hayatının kargaşa ve yoğunluğuna uzak kalmak isteyenler için vazgeçilmez bir mekan.

Bahsettiğimiz yer Kayseri'nin Gesi ilçesinde yaşayan Ali Şafak'ın evi. Şafak, baba yadigarı olan yıllardır oturduğu evin tarihi eser olduğunu öğrenir. Ardından evinin tarihi eser olup olmadığını ispatlamak için yaklaşık 2 yıl Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü'nün yollarını aşındırır. Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu, en sonunda harekete geçerek, evin tarihi eser uzmanları tarafından incelenmesini ister. Evde santim santim ölçümler yapan uzmanlar, evin tarihi bir eser olduğuna dair 20 sayfalık bir rapor çıkarır. Bahçede yerlere döşenmiş taşlar bile tarihi eser olarak kabul edilir. Evin bazı odaları su almasına ve tamirat gerektirmesine rağmen, Şafak herhangi bir şey yapamaz; çünkü tarihi esere zarar vermekten ceza alabilir. Ayrıca, evin tarihi yapısına da zarar vermek istemez. Bunun üzerine kurul tarafından evin restorasyonu için 36 bin TL ödenek çıkarılır. Şimdi kanun kapsamında korumaya alınan taş evin bir yıl içinde restorasyonu yapılacak. Baba yadigarı olan bu evde çok fazla anısının olduğunu söyleyen Şafak, düğün, bayram gibi özel günlerde bu evde toplandıklarını dile getiriyor. Gözünün önünde evin eskimesine razı olmadığı için uğraştığını ifade eden Şafak, "Evin bu kadar kıymetli olduğunu öğrendikten sonra tek bir taşına bile bir şey olacak diye korkuyoruz." diyor.