Haberler

Topkapı Sarayı ‘bütünleştiriliyor’

Tarih: 28 Aralık 2005 Kaynak: NTVMSNBC

Kültür ve Turizm Bakanı Atilla Koç, Saray’ın müze objelerinin sergilendiği bir bina görünümünden çıkıp, mimari özellikleri öne çıkan bir kültür varlığı olarak, hak ettiği önemi kazanacağını bildirdi.

Bakan Koç, İstanbul Valisi Muammer Güler ve Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş’ın da katılımıyla Topkapı Sarayı Mecidiye Köşkü’nde düzenlediği basın toplantısında, ‘Topkapı Sarayı Bütünleştirme ve Sur-u Sultani Kapsamında Düzenleme Projesi’ hakkında bilgi verdi.

Konuşmasına, son günlerde gazetelerde yer alan haberlere işaret ederek başlayan Koç, “İki gündür Topkapı Sarayı ile ilgili bazı gazetelerde haberler yer almaktadır. Bunlar arzu ettiğimiz haberler değildir ama doğru haberlerdir. Burada sorumlular aramak yerine, Topkapı Sarayı’nı hak ettiği ölçüler çerçevesinde ele almak istiyoruz” dedi.

Müzelerdeki idari sistemde yapılan değişiklikleri de anlatan Koç, bu çalışma sonunda 21 müzenin, yapılan yeni düzenlemelerle çağdaş bir yapıya kavuşturulduğunu söyledi.

Bakan Koç, aralarında Anadolu Medeniyetleri, Antalya, Aydın, Ayasofya, Topkapı Sarayı ve Arkeoloji müzelerinin de yer aldığı 21 müzede, müze başkanlıkları ihdas edildiğini ve idari yapının yeniden oluşturulduğunu dile getirerek, işleyiş hakkında bilgi verdi.

Alan Yönetimi
Ayrıca “alan yönetimi” adı altında yerel yöneticilerin ve bölge yaşayanlarının katılabileceği yeni bir sistem oluşturulduğunu dile getiren Koç, “Tüm bu uygulamalar sonucunda, dünyadaki çağdaş müzelerde kullanılan işletmelere benzer şekilde, ülkemizin önemli müzeleri çağdaş bir müzecilik anlayışıyla yeniden ele alınacaktır” diye konuştu.

“Müzelerin Özzeleştirilmesi Söz Konusu Değil”
Bir kısmı DÖSİM tarafından işletilen birimlerin yeniden oluşturulacak çağdaş işletmelerinin özel sektöre devrinin söz konusu olacağını vurgulayan Atilla Koç, şunları kaydetti: “Bazı basın-yayın organlarında ifade edildiği gibi müzelerin özelleştirilmesi hiçbir biçimde söz konusu değildir. Buradaki yöntemimiz, çağdaş dünyada uygulanan yöntemin bir benzerini ülkemize taşımaktır. Bu yolla sağlanacak gelir de yine müzelerimizde kullanılacaktır. Yapılan bu düzenlemelerle Topkapı Sarayı Müzesi, sadece içerik olarak değil, mekan olarak da dünyanın sayılı kültürel alanlarından biri olacaktır. Topkapı Sarayı, Sirkeci’den başlayarak Gülhane Parkı’nın arkasındaki Milli Eğitim Basımevi, Gülhane Hastaneleri ve Arkeoloji Müzesi ele alınacak. Topkapı Sarayı, sadece içerik olarak değil, mekan olarak da dünyanın sayılı merkezlerinden biri haline getirilecek.”

Milli Eğitim Basımevi’nin bulunduğu mekanın konservasyon merkezi olarak düzenleneceğini, araştırmalar için burada bir mekan hazırlanacağını ifade eden Koç, mevcut envanter kayıtlarının yeni bir programla bilgisayara geçirileceğini, ayrıca tüm eserlerin dijital fotoğraflarının envanter kayıtlarıyla birleştirileceğini bildirdi.

Bakan Koç, Saray’ın yapı birimlerinin depreme dayanıklı hale getirilmesi için çalışmalar yapılacağını da belirtti.

Projenin Amacı
“Topkapı Sarayı Bütünleştirme ve Sur-u Sultani Kapsamında Düzenleme Projesi”nin amacını da anlatan Kültür ve Turizm Bakanı Koç, “Bu projenin amacı; Osmanlı öncesinden şehrin önemli alanlarından biri olan ve Osmanlı döneminde bu önemi artarak idare merkezi hüviyetine bürünen Topkapı Sarayı ve çevresinin taşıdığı yüksek seviyedeki sanat, tarih, kültür, mimari ve sosyal değerlerini, toplumumuz açısından simgesel değerini ortaya çıkarmak, turizm açısından önemini vurgulamaktır. Topkapı Sarayı Müzesi, müze vasfının ötesinde taşıdığı özellikleri ile mekanlarında sergilenen müze objeleri kadar değerlidir” dedi.

Saray’ın mimari özelliklerinin kötü ve aşırı kullanımlar, mimarisinin idrakini engelleyen düzenlemeler, tarihte yerleştiği alanın parçalanarak yanlış fonksiyonlar ile kullanılmasına işaret eden Koç, bunların müzenin şehir silueti içindeki değerinin azalmasına yol açtığını kaydetti.

“Sirkeci'ye Kadar Olan Bölge Yeniden Düzenlenecek”
Koç, 19. yüzyılda demiryolu hattının geçirilmesiyle sarayın denizle ilişkisinin mekan olarak kesildiğine dikkat çekerek, hattın Sirkeci yönünde tekrar sur dışına çıkarak Sirkeci Garı’nda sonlanmasının Topkapı Sarayı’na en fazla zarar veren düzenlemelerden olduğunu söyledi.

Bakan Koç, “Ancak günümüzde MARMARAY projesinin geldiği nokta, Sirkeci Garı’nın eski işlevinin büyük bir bölümünü kaybedecek olması, bu bölgede yeniden düzenleme gereğini ortaya çıkarmıştır” dedi.

Sirkeci’ye kadar olan bölgenin yeniden düzenleneceğini de dile getiren Koç, “Proje ile Topkapı Sarayı, müze objelerinin sergilendiği bir bina görünümünden çıkıp, mimari özellikleri öne çıkan bir kültür varlığı olarak hak ettiği önemi kazanacak” diye konuştu.

“Topkapı’yı Değil Oradaki Hizmeti Özelleştiriyoruz”
Kültür ve Turizm Bakanı Atilla Koç, “Biz Ayasofya’yı da, Topkapı’yı da özelleştirmiyoruz, oradaki hizmeti özelleştiriyoruz” dedi.

‘Proje’nin Protokolü İmzalandı'
Bakan Koç, İstanbul Valisi Muammer Güler ve Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş’ın katılımıyla düzenlenen basın toplantısında, “Topkapı Sarayı Bütünleştirme ve Sur-u Sultani Kapsamında Düzenleme Projesi”nin protokolü de imzalandı.

Proje çerçevesinde Sirkeci’ye kadar olan bölgenin yeniden düzenleneceğine işaret eden Koç, “Sur-u Sultani” içinden geçen demiryolunun tarihi değeri nedeniyle bir hattının muhafaza edileceğini, Orient Ekspress gibi turlar için kullanılacağını söyledi.

Koç, demiryolu dışında Topkapı Sarayı’nın denizle bağlantısını kesen ikinci unsurun karayolu olduğunu ifade ederek, bu yolun Sarayburnu mevkiinde yeraltına alınmasının düşünüldüğünü bildirdi.

Planlamada, saraydan koparılan Darphane, askeri binalar ve devlet matbaası gibi binaların saraya katılacağını, Şevkiye Kasrı, İncili Köşk ve Yalı Köşkü gibi binaların restitüsyon kapsamında düşünüleceğini anlatan Koç, sarayın depolarında varolan sergilenebilecek eserlerin de “hangi düzende nasıl teşhir edileceği”konusunun planlanacağını ifade etti.

Bakan Koç, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Ulaşım Master Planı çerçevesinde saraya geliş-gidiş trafiği sahilde Ahırkapı’dan sonraki Balıkhane Kapısı veya Otluk Kapısı tarafından olmalı, Bab-ı Hümayun sadece yaya girişleri için kullanılmalıdır. Marmaray ile beraber boşalacak olan Sirkeci Garı ve demiryolu, eski gümrük binaları, Alay Köşkü, Aya İrini, Darphane binaları, terzihane binası, eski takımhane, askeriye, Milli Eğitim Bakanlığı’ndan intikal eden binalar ve ulaşım aksları, ‘saray derunu’ ve ‘saray birunu’ olarak yeniden değerlendirilip tariflenecektir.”

Japon bahçesi gibi birçok bahçenin günümüzde hala devam ettiği halde, özel bir bahçe anlayışı olan Türk Bahçesi’nin başta Topkapı Sarayı olmak üzere tek bir numunesinin bulunmamasını da eleştiren Atilla Koç, “Hatta bu bahçenin ne olduğunun dahi bilinmemesi, en hafif tabiriyle utanılacak bir durumdur. Topkapı Sarayı, günümüzdeki parçalanmış halinden kurtularak bir bütün halinde bahçeleri, köşkleri, avluları ve gerçek sınırlarıyla algılanacak, dünyadaki emsalleriyle mimari üstünlüğü kıyaslanabilir hale gelecektir” dedi.

Büyükşehir'in Koordinasyonunda
Proje ile sarayın 2-3 saatte değil, tam gün, hatta 2 günde gezilebilecek hale getirileceğini de vurgulayan Koç, sarayın denizle ilişkisinin yeniden kurulacağını, turist otobüslerinin sarayın bahçesine girmesine engel olunarak tahribatın durdurulacağını anlattı. Bakan Koç, projenin uygulama yöntemi hakkında bilgi vererek, Kültür ve Turizm Bakanlığı, İstanbul Valiliği ve Büyükşehir Belediyesi’nin imzaladığı protokol çerçevesinde ortak bir proje olarak gerçekleştirileceğini, koordinasyonunun ise belediyenin belirleyeceği bir birim tarafından yürütüleceğini söyledi.

Koç, şunları kaydetti: “Topkapı Sarayı Müzesi kapalı devre TV sistemi, hırsız alarm sistemi, yangın algılama ve söndürme sistemlerinin yapılmasına ilişkin yaklaşık maliyet hesabı da belirlenmiş olup, söz konusu işin yapımı için gerekli ödenek de bakanlığımız Döner Sermaye Merkez Müdürlüğü’nden karşılanacaktır.”

Saraydaki depoların durumlarına da değinen Koç, her girilen depoda durumun daha da kötü olduğunun görüldüğünü, bunun milli bir mesele olduğunu bildirdi.

“Endişeye Mahal Yok”
Daha sonra basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Kültür ve Turizm Bakanı Atilla Koç, proje kapsamında özel sektörün durumuna ilişkin bir soru üzerine, yeni çıkarılan kanun ve yönetmeliklerle özel sektör ile işbirliğine imkan veren teşviklerin geldiğini anlatarak, işletme anlayışında herkesten faydalanabileceklerini söyledi. “Bu konuda endişelerin bulunduğunun” hatırlatılması üzerine de Koç, şöyle konuştu: “Bu tabir, Anadolu tabiri olduğu için söyleyeyim; Öküzün altında buzağı aramanın alemi yok. Ben bu memleketin en milliyetçisi kadar milliyetçiyim, en dindarı kadar dindarım. Ama lafı yanlış anlamak isterseniz anlarsınız. Benim tepeden çekilen resimlerle çok uyuduğum da söylendi. Ama ben hiç uyumadım. Biz Ayasofya’yı da, Topkapı’yı da özelleştirmiyoruz, oradaki hizmeti özelleştiriyoruz. Hem Anayasa açısından bu mümkün değil. Anayasa açısından mümkün olsa bile bu yapıların, bu gibi özelleştirmelerinin yapılması fiilen de mümkün değil. Fiilen mümkün olmayan şeyi de ben nasıl yapabilirim. Endişeye mahal yoktur.”

“Güvenlik sistemlerinin ne zaman yenileceği” sorusu üzerine Koç, ihale sistemi ve ihale şartlarına işaret ederek, bilgisayar teknolojisinin son yıllarda gelişme kaydetmesine rağmen, daha önceki sistemlerle yeni sistemin uyarlamasının zor olduğunu bildirdi.

“Altı Kaval, Üstü Şişhane”
Bakan Koç, şunları kaydetti: “Ama bizim meselemiz hem çağdaş tekniği getirme, hem de elimizdekilerden faydalanabilir miyiz bunu inceliyoruz. Bir yerden başladık. Çok güzel, İstanbul’a ait bir tabir vardır, çok da severim; ‘Altı kaval, üstü Şişhane’. Turist arabalarının, son model otobüslerin sarayın içine kadar girdiği hiçbir yerde görülmüş müdür? Dünyanın hangi tarihi sarayında görülmüştür? Ama böyle bir durumda yapacağımız koruma sistemlerine ne kadar güvenebiliriz. Hakikaten meseleyi büyük aldık. Artık küçük alınamayacak kadar yük ağırlaştı. Bir bakıyorsunuz; 8. depoya gittiğiniz zaman ilk 7’sinden daha berbat. Bir arkadaşımız söyledi; ‘Arkeoloji Müzesi’nin bir kısmı kapalı’ diye. Bundan üzünç payı alıyorum kendime. Ben ortaya çıkardım. Ben de tesadüfen çıkardım. Bir gün ziyarete gelmiştim. ‘Burası kapalı’ dediler. Ne kadardır? ’15 yıldır’ dediler.”

Bir gazetecinin “Siz ‘Anadolu tabiriyle öküz altında buzağı aramayın’ dediniz, ama bize Topkapı Sarayı’nı öküz olarak gösterdiler,meğer buzağı depolardaymış” şeklindeki sözleri üzerine Bakan Koç, “Latife latif gerekmiyor. Bu öküz değil ki, inek. Arayabilirsiniz yani. Ben size öküzün altında aramayın dedim ...” diye konuştu.

“İşlem Yapmayacağım Demek Değil”
“Depolardaki sorumluları aramayacak mısınız? Çıkan haberlerden sonra fotoğrafları basına veren uzman avına çıkıldı” denmesi üzerine de Koç, şunları söyledi: “Bir gazeteci ile bir yönetici ve politikacının farkı vardır. Bir yönetici olarak tedbirli davranmak ve kendi bürokratını suçlarken de çok hassas davranmak gerekli. Politikacı olunca daha da hassas davranmak gerekli. ‘Sorumluları aramayacağım’ demek ‘işlem yapmayacağım’ demek değil. Ben bazı meseleleri biliyorum ki, eğer suç umumiyse suç olma vasfını kaybediyor. Burada görülen hadise çirkin, utandıracak vaziyette, ama gerçek.”

Bakan Koç, “umumi suç mu var?” sorusu üzerine ise “Herkes kendisini müdafaa ediyor. Hukuki olarak yapılması gerekeni yaparım, ama benim işim daha önemli. Bu eserlerin tekrar ihyası, eserlerin düzenlenmesi ...” dedi.

Olaylara ilişkin müfettiş gönderildiğini dile getiren Koç, “Av meselesine gelince. Bir insan suç işlerken yakalanırsa reaksiyon gösterir. Bu insani bir şey” diye konuştu. “Fotoğrafları veren mi, bu hale getiren mi suçlu?” sorusunu da Atilla Koç, “Bu yayınları yapanlara teşekkür ettim. Bırakın da bu suçları işleyenler de sizi suçlu ilan etsinler. Bu kadar da şövalye olun” şeklinde yanıtladı.

Topkapı Sarayı’nın atölyelerini ihya edeceklerini de vurgulayan Koç, gerekirse Dolmabahçe Sarayı’nın atölyelerinden yararlanabileceklerini söyledi. “Proje kapsamında saraya ne kadar para göndereceksiniz?” sorusu üzerine de Koç, “Yeterince paramız var. Yeterince gönderdik” dedi.

Üniversite Öğrencilerine İş Sözü
Bu arada, toplantıya katılan İstanbul Üniversitesi öğrencileri, koruma ve onarım konusunda eğitim aldıklarını anlatarak, Bakan Koç’tan kendilerine iş alanı açmalarını istediler. Koç, öğrencilere bu konuda iş sözü verdi.

Çıkışta depo sorumlularıyla da sohbet eden Bakan Koç, şöyle konuştu: “Hepimiz beraat etsek ... Ama buradaki bu durum beni vicdanen beraat ettirmiyorsa, ben o beraattan yana olmam. Türkiye’nin yalnız burası değil ki, Ani harabelerine de yıllardır bir şey yapılmamış. Gazetecilerin haberleri bizi ateşledi, ama biz bunun altyapısını hazırlamıştık. Siz benim bürokratımsınız. Siz de müzelerin bu durumda olmasından üzüntü duyuyorsunuz.”

“Nasrettin Hoca’nın Kazanı Gibi Oldu”
Kültür ve Turizm Bakanı Atilla Koç, alarm sistemlerinin de yeterli olmadığını belirterek, “Bakıyorsunuz ’8 eşya çalındı’ deniyor. Ondan sonra 9 eşya geri geliyor. Daha bir hafta önce ... Nasıl oluyor bu? Nasrettin Hoca’nın kazanı gibi oldu” dedi.

Takvim
<<Haziran 2011>>
Pzt Sal Çar Per Cum Cmt Paz
    1 2 3 4 5
6 7 8 9 10 11 12
13 14 15 16 17 18 19
20 21 22 23 24 25 26
27 28 29 30      
Haber Bölümleri
Haber Kategorileri
Yayınlanan haberlere günlük olarak yukarıdaki takvimden, haberlerin kategorilerine ise aşağıdaki listeden ulaşabilirsiniz.