WWF Türkiye'den gelen açıklama şöyle;
Fukuşima nükleer santralindeki patlamaların ardından pek çok ülke nükleer enerji planlarını yeniden sorgulamaya başladı. Almanya ve İsviçre nükleer santrallerini kapatacaklarını açıklarken, Avrupa'daki birçok ülke ortak bir bildiriyle enerji ihtiyacını rüzgar, güneş, jeotermal gibi yenilenebilir enerji kaynaklarından sağlamayı ve enerji verimliliğini devreye sokmayı amaçladığını belirtti.
Avrupa nükleer enerjiye sırtını çevirmişken Türkiye'nin Mersin Akkuyu ve Sinop'ta kurulması planlanan nükleer enerji santrallerinden vazgeçmemesi ve 2020'ye kadar en az iki tane daha santralin kurulacak olması endişeleri artırmaktadır.
WWF-Türkiye, yaşamı tehdit eden nükleer enerjiye karşı barışçıl bir direniş ortaya koyan Greenpeace Akdeniz ile buluştu. WWF-Türkiye Genel Müdürü Tolga Baştak "Toplumsal refah ve sürdürülebilir kalkınmanın ön koşulu sosyal, çevresel ve ekonomik politikaların birbiriyle uyumlu olmasıdır. Nükleer enerjiyi küresel iklim değişikliğine bir çözüm, Türkiye'nin enerji açığını kapatacak bir model olarak görenler ne yazık ki riski küçümsüyor. Nükleer santraller hiçbir doğal afet olmasa bile, özellikle atık sorunu nedeniyle, ne geçmişte çözüm oluşturmuş ne de gelecekte çözüm oluşturacaktır", dedi.
WWF'in Şubat 2011'de yayımladığı Enerji Raporu*'nda nükleer enerjiden "etik olmayan ve pahalı" bir seçenek olarak bahsedildiğini belirten Baştak şöyle devam etti: "Doğru teknolojileri uyguladığımız takdirde 2050 yılına kadar küresel enerji talebinin % 100'ü yenilenebilir enerjiden elde edilebilir. Türkiye için de çözüm nükleerde değil, güneş, rüzgâr ve jeotermal gibi temiz enerji kaynakları ve enerji verimliliğinin planlı bir biçimde hayata geçirilmesindedir. "