İmaj: Bilgisayar oyunu "Sim City"den perspektif
Kaynak: www.simcity-zone.de
Yüksek teknolojinin ürünü gökdelenler, geniş otobanlar ve bu iki önemli bileşenle, dünyanın her yerinde ortaya çıkan birbirine benzer şehirler... Gautam Bhatia, “HindustanTimes” da çıkan yazısında Hindistan’ın yeni yüzünü betimliyor, Hindistan ve Çin örnekleri üzerinden “benzer” şehirleri irdeliyor:
“Gözünüzde canlandırın. Çitlerle çevrilmiş bir dönüm arazi içinde kiremit çatılı, iki araba garajlı, biçilmiş çimlere bakan evler. Bu evler, New Jersey’nin banliyölerindeki büyük çiftlik evleri mi? Hayır. Bu evler, Bangalore’un banliyölerindeki özel bir konut grubu. Amerikan çizgisinin bir uzantısı olan evler, broşürlerinde söz verildiği gibi inşa edildi. Arabamla çevresinde turlarken, kavurucu Bangalore güneşinde bu yeni yapılaşmanın ne kadar uyumsuz durduğunu hayal etmeye çalışıyorum. Hemen hemen bütün Hindistan’da yaygın olarak görülen bu yaklaşım, ülkenin kentleşme sorununa verilen bir Amerikan cevabı.
Delhi’nin güneyinden Gurgaon’a doğru giderken, işçi sınıfına ait Rajasthani’nin tuğla yığınları, höyükler ve çamurdan barakalarının arkasında, Amerikalı mühendislerin Güney Kore teknolojisiyle tasarladığı 15-20 katlı gökdelenleri yükseliyor. “Küreselleşen” mimarlığın tekrar eden “damga”ları olan bu yapılar; Londra, Dubai ya da Hong Kong fark etmez, herhangi bir yerde konumlandırılabiliyor. Geleneksel yapım tekniklerinin 3 ile 8 katı daha masraflı olan bu yapım teknikleri kullanılırken, bazıları pahalı elektronik teknolojileri de barındırıyor.
Devasa cam cephenin etkileyiciliği, yapının daha az görülen ekonomik yönünü, verimliliğini ve işlevselliğini saklarken, kültürel küreselleşme, Hindistan’a, ülkeye yabancı çeşitli uluslararası imajlar yerleştirmeye devam ediyor.
Rajasthani Bahçeleri - Mughal Kemerleri
Eski Hindistan’ın fotoğrafı giderek silinirken, aslında hala inkar edilemez çekiciliğini koruyor. Rajasthani bahçeleri, Mughal kemerleri, koloni bungalovları, vb. birçok mimari “nostalji” bugün Hindistan turizminin temel taşlarını oluşturuyor, broşür ve posterlerle ülkeye davet ediyor. Buna karşılık, yeni Hindistan’ın tamamlanmamış portresinin yaratıcıları, eser çalma ve mahkeme yolunda ilerliyor.
Dünyanın herhangi bir yerinde tamamlanan “mükemmel portre”, dünyanın her yerinde satılmaya başlıyor. Biz ise sadece, bu pahalı, çekici alışveriş aleminin müşterileriyiz. Formül basit: Amerikan otobanı Mumbai ve Pune arasına yerleştirilir. Bangalore’a New Jersey’nin banliyölerinden, Gurgaon’a California’nın konut bloklarından kopyalanır. Güney Kore’nin ray teknolojisi, Alman taşıtları satın alınır ve mümkünse bir İspanyol mimardan birinci sınıf bir havaalanı tasarlaması istenir. Hareketlilik olduğu muhakkak gözlemlenmeli. Tabi bu uluslararası karışımın neticesinin başarısız olması çok kötü olur. Unutmamalı ki bugün, kendi geleceğini yaratır.
Tamamen “yüzsüz” olan bu mimari trend, küreselleşen bir fenomen halini aldı. Çin’de olan bitenle kıyaslayınca, Hindistan’ın yeni binaları sadece küçük bir yanılgıdan ibaret. Çin Devleti, komünist politik görüşüne ve ekonomisine rağmen, basında şehirlerinin modern yüzü ile yer alıyor.
Şangay
Şangay şehir merkezi bugün, Dünya’nın ünlü mimarlarının “tasarım oyuncağı” haline geldi. İngiltere’den Zaha Hadid, Hollanda’dan Rem Koolhaas, New York’tan SOM, Fransa’dan Paul Andrew, akla ilk gelen ünlü isimlerden sadece birkaçı. Mimarlar, mesleki deneyimlerini ard arda inşa edilen müzeler, ofis blokları, bankalar, oteller, vb. binalarla artırırken, Shangai şehir merkezinde yer alan konut bölgeleri zarar gördü, Pekin’deki tuğla yapılar ise yok oldu. En büyük ölçekli yıkım, batı kıyısındaki şehirleri birbirine bağlayan 1000 millik otobanın yapımı sırasında yaşandı. Hiçbir direniş ile karşılaşmadan birçok köyün yeri değiştirildi, kasabalar su altında kaldı ama konu ile ilgili bir tek dava açılmadı, kimse hakkını aramadı. Değişimi anlatan görseller o kadar baştan çıkarıcıydı ki, bu Amerikan tarzının ve ölçeğinin getireceği trajik sonuçlar zar zor hissediliyordu. Çin, bu etkileyici portrenin şehir merkezinden yavaş yavaş kırsal kesime de etki edeceğini umuyordu.
Bu istekler, ülkedeki tarihi şehirlerin, batılı mimarlarının “şov”larının bir parçası haline dönüşmesine neden olurken, Hintli yöneticilerin Çin’deki tabloyu görüp ders çıkartmaları gerekiyor.
Oysa ki şu anda, Çin’de olup bitenler özellikle güney komşuları tarafından özenilerek hatta kıskançlıkla izleniyor, gösterişli binaların Çin’in imajına ve ekonomisine büyük katkısı olduğu düşünülüyor.”
Bütün yorumları forumda okuyun!Bütün yorumları forumda okuyun!