Haberler

Bursa'daki 'yapay afet'...

Tarih: 2 Mart 2006 Kaynak: Cumhuriyet Yazan: Oktay Ekinci
Bursa'da çöken apartmanlarda ''can kaybı'' olmaması, en büyük tesellimiz. Hatta aramızda şöyle düşünenler olduğunu da sezer gibiyiz: ''Keşke şu diğer beton yığınları da -can kaybı olmadan- bir bahaneyle yıkılıverse!..''

Büyük çöküşün hemen ardından, başta Bursa gazeteleri olmak üzere medyamızı kaplayan fotoğrafları mimarlık fakülteleri almalı, ''mimarlık ve şehircilik derslerinin temel belgeleri'' olarak değerlendirmeli.

Özellikle de helikopterden çekilmiş hava fotoğraflarını.

Çöküşten önce aynı açıdan çekilen bir fotoğraf olsaydı, ''aslı'' nda o da ders konusu olabilirdi: ''Bu denli dik bir yamaçta, üstelik kayalık olmayan bir zeminde yüksek katlı apartmanlar yapmak uğruna topoğrafyaya bu kadar müdahale etmek; dahası bunu imar planlarıyla, mühendislik hesaplarıyla ve mimari projelerle yapmak, gerçekten 'çağdaş şehircilik' midir?''

Bu soruyu soracak hocalar, eminiz ki öğrencilerin meraklı bakışları karşısında yanıtını da şöyle vereceklerdi: ''Hayır! Bunun adı planlama ya da şehircilik falan değil; imar rantı için kentle ve doğayla 'alay' etmektir.''

Ne var ki okullarda ''alay konusu'' olan bu gibi uygulamalar olağanüstü yüksek rantlar kazandırdığından kentlerimizi adeta ''tutsak'' aldılar.

Bursa'nın Uludağ Yamaçları' ndaki eski kent dokusunun, topoğrafyayla olan ''uyum'' unu göz ardı ederek, kültürel süreklilik için bundan esinlenmeyi akıllarına bile getirmeyen sözde ''modern planlama tutkunları'' tarihi kentin başına olmadık işler açtılar.

Nitekim yerle bir olan İntam'lara komşu konumdaki Baro Evleri ile altları boşalan Tezcan Apartmaları da benzer felakete önlem olarak mühürlendiler.

Felaketin planları!
Şimdi büyük çöküşten sonraki fotoğraflara baktığımızda şunu yüksek sesle sormak durumundayız: ''Tüm yönleriyle bilimi, tekniği ve kenti hiçe sayan bu yapıların, aynı zamanda Bursa'nın en pahalıya satılan süper lüks daireleri olmalarını da sağlayan 'imar düzeni' ne zaman sorgulanacak?''

Bu düzenin Bursa'daki imar planını 1970'lerde İmar ve İskân Bakanlığı onaylamış. Yamaçlarda öngördüğü yapılaşma ise ''6 kat'' mış! 1980'lerde imar yetkileri belediyelere geçince ''8 kat'' a çıkartılmış!..

Şimdi, aynı bakanlıktan gelen yetkililer de bu süreci tartışmak yerine olaya isim bulma peşindeler; ''Çökmelerin olduğu yamaçlar 'doğal afet alanı' değildir'' şeklinde rapor hazırlayarak devleti tazminattan kurtarmaya çalışıyorlar. Böylece ''felaketin planları'' nı 1970'lerde onaylayan ''bakanlık büyükleri'' ni de bir güzel kollamış oluyorlar.

Demek ki Bursa'daki ''dram'' ın hukuk dilindeki adı olsa olsa ''yapay afet'' şeklinde anılacak.

Şehircilik cambazlığı


Peki bu yapay afet nasıl yaratıldı?

Nasıl olacak; kentin mutena semti olan Çekirge 'de, inşaata müsait arazilerle yetinmeyip, özellikle ''ova manzaralı daha fazla sayıda daire'' elde etme ''hırs'' ıyla...

Bu hırs, sağlam olmayan zeminlere sahip -aslında- ''ağaçlandırılacak alan'' olması gereken Uludağ'ın bu dik yamaçlarında ''şehircilik cambazlığı'' na dönüşüyor.

Olabildiğince ''çok katlı'' apartmanların; olabildiğince ''fazla sayıda'' ve ''gevşek zemin'' e dikilebilmesi için de neredeyse binaların maliyetine yakın paralar harcanarak devasa istinat duvarları yapılıp, sözde ''inşaata müsait imarlı arsa'' lar(!) yaratılıyor.

İşte bu ''bilim dışı süreç'' in ve doğayı hiçe sayan mühendislik oyunları ile kentsel peyzajı asla ''umursamayan'' imar kararları sonucunda 'Osmanlı'nın ilk başkenti' , tarihe şimdi de betonarme imparatorluğunun ''yapay felaket kenti'' olarak geçiyor.
Takvim
<<Haziran 2011>>
Pzt Sal Çar Per Cum Cmt Paz
    1 2 3 4 5
6 7 8 9 10 11 12
13 14 15 16 17 18 19
20 21 22 23 24 25 26
27 28 29 30      
Haber Bölümleri
Haber Kategorileri
Yayınlanan haberlere günlük olarak yukarıdaki takvimden, haberlerin kategorilerine ise aşağıdaki listeden ulaşabilirsiniz.