Haberler

Uygarlıkların İzinde

Tarih: 27 Nisan 2006 Kaynak: Cumhuriyet Yazan: Oktay Ekinci
Kentin kurulduğu yer olan İçkale'deki kültür alanı çalışmaları kesintisiz sürüyor .

Diyarbakır'da Suriçi Sempozyumu
Geçen hafta Diyarbakır 'daydım... 'Yerel Gündem 21', 'Büyükşehir Belediyesi' ve 'Sur Belediyesi' nin AB'nin de desteğiyle gerçekleştirdikleri 'Uluslararası Suriçi Sempozyumu' na katıldım... Suriçi, kentin binlerce yıllık merkezi... Dünyada Çin Seddi'nden sonraki ayakta kalmış en uzun tarihsel duvar olan 5 kilometrelik 'sur' larla çevrili; geçmişe ait kültürel değerlerle birlikte hareketli ticaret yaşamını hâlâ sürdürüyor...

Ne var ki Türkiye'nin diğer kentlerinde de tarihsel dokuların başına gelen 'apartmanlaşma tahribatı' , Suriçi'nde de doruklarda... Buna, bölgedeki çatışma ortamından ve 'boşaltılmış köyler' den kaynaklanan son 15 yılın 'zorunlu göç ve işgal' süreci de eklenince, Anadolu ile Mezapotamya'nın kucaklaştığı coğrafyanın bu tarihsel başkenti, adeta 'çökme' sürecini yaşamaya başlamış...

Her yıl yinelenmesi tasarlanan sempozyum, işte bu sürecin durdurulması ve Diyarbakır'da 'Suriçi'nin de gözetildiği' bir kentleşmenin sağlanması için son yıllarda başlanılan kimi koruma çabalarının daha da ileri düzeylere ulaştırılmasını 'hedef' liyor. Tarihsel kent dokusunun, toplumsal refaha da katkıda bulunarak yaşatılmasına düşünsel katkılar sağlanması için de bu yılki teması 'Kültürel Miras ve Sürdürülebilir Kalkınma' olarak belirlenmiş...

Sürdürülebilir zenginlik
Nitekim Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir , 20 Nisan 2006 Perşembe günkü açılış konuşmasını da bu amaca ayırmıştı...

''Kentin tarihini belgeleyen yapı ve dokuların, aynı zamanda farklı kültürlerden kentlilerin 'anı' değerleri olduğu'' nu belirten Baydemir şunları vurguladı: ''Bu nedenle korunmaları da aynı farklılıktan kaynaklanan kültürel kimlik zenginliğini sürdürülebilir kılmayı sağlayacaktır...'' Sürdürülebilirliğin gerçekleştirilmesi içinse eski yapıların yeni binalar uğruna yıkılmamaları ve yaşama katılmaları gerektiğini söyleyen Sur Belediye Başkanı Abdullah Demirbaş da geçmiş senelerdeki duyarsız imar politikalarının sonucunu özetle şöyle tanımladı: ''Şimdi Suriçi'nde, geçmişin görkemiyle birlikte son yıllardaki yanlışların ortak ve uyumsuz görüntüleri var...''

Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı Abdullah Sevinç' in verdiği bilgilere göre, bu 'uyumsuz' görüntü 1960'lardan sonra gerçekleşti...

Suriçi'ndeki toplam 8500 yapıdan 1900'ünde 'eskiye ait' izler bulunmasına rağmen, 'tescilli' yapı sayısı sadece 256... Yani, yaklaşık 40 yılda binlerce tarihi bina yıkılarak betonarme ve kişiliksiz yapılara dönüştürüldü...

İşte böylesi bir katliamı durdurmak şöyle dursun, aynı zamanda 'SİT' olan tarihi dokuya hâlâ 6 katlı apartmanlar öngören 'koruma' (!) imar planı şimdi yeniden ele alınıyor. Yüksek yapı yasaklanırken, anıtsal yapıların çevrelerine de imar yasakları getirilerek tarihin 'görünür' ve 'etkin' kılınması hedefleniyor... Diyarbakırlı dostlara, bu hedefin, kent bütününde de gözetilmesi için, örneğin Darkapı 'nın karşısındaki devasa binalarla yaratılan 'dengesiz' liği durdurmak, 'Sur' un dışındaki alanlarda da 'tarihi kuşatan' yüksek ve yoğun yapılaşmadan vazgeçmek gerektiğini anımsatmak bize düşüyor...

Yabancı katılımcılar
Sempozyumun yabancı konuklarından Kahire Üniversitesi'nde Prof. Martina Rıeker , Güney Akdeniz ülkelerindeki gözlemlerine dayanarak dedi ki; ''Korumak için teknik çabalar önemli; ama yetmiyor. Başarılı sonuçlar alınabilmesi için siyasi kararlılık ile korumayı önemseyen ekonomi politikalar da gerekli...'' Bu sözleriyle bir anlamda ülkemizdeki en önemli sorunu da özetlemiş olan Rıeker'in, çözüme giden yolda 'Dünya Bankası Raporları' ndan yararlanılması gerektiğini belirtmesi ise sanki bir 'çelişki' gibiydi. Çünkü Türkiye'deki 'ranta dayalı ekonomi' ve bunun yarattığı tarihsel mirasa duyarsız imar politikaları da Dünya Bankası'na bağımlı tutumların ürünü değil miydi?

Bu çelişkiye dikkat çeken sorumuzu 'çekimser' bir söylemle yanıtlayan ABD'li profesörün 'tarafsız' tavrına karşın, İtalyan uzman Paolo Daher 'in sergilediği 'taraflı' bilim insanı kişiliği daha güven vericiydi. Tarihsel ve kültürel değerlerin yaşatılmasında 'inşaat rantları' ndan vazgeçen insanları, devletin desteklemesi gerektiğini belirten Daher, ülkesinden şu örnekleri sıraladı: 'İtalya'da restore edilen evin sahibinden vergi alınmaz; elektrik-su tarifesi bile indirimlidir...'

Yabancı katılımcılardan Filistinli genç mimar ve plancı Iyad Issa 'nın anlattıkları ise hüzünlü, ama ders vericiydi. 'Siyasi konuşmamak' için kendini zor tutarak 'savaş ortamından arta kalan zamanlarda tarihi kentlerini koruma projelerini geliştirebildikleri' ni söyleyen Issa, tüm zorluklara rağmen kurulan ve etkinlik gösteren 'Filistin Mimari Koruma Merkezi 'nin özverili çabalarını anlattı...

'İçkale' projesi ilerliyor
İşte böylesi konukların da katılımıyla Diyarbakır'ın geçmişini 'kurtarmak' isteyenleri bir araya getiren sempozyum sürerken, geçen yıl başlanan 'İçkale Projesi' nin son durumunu da inceledik.

Suriçi'ndeki, Dicle 'ye bakan kayalıkların üzerinde yer alan İçkale, Diyarbakır'ın ilk kurulduğu yer ve kentin her dönemde yönetim merkezi olmuş...

İçkale, önceki yıla kadar cezaevi alanı ve jandarma bölgesiyken, Genelkurmay Başkanlığı'nın onayı ile boşaltılarak kentin kültür ve turizm yaşamına katılmak üzere 'Kültür ve Turizm Bakanlığı'na teslim' edilmişti...

Buna yönelik hazırlanan projeyi İl Kültür ve Turizm İl Müdürü Songül Göksu şöyle özetliyor:

''Buradaki Virantepe höyüğünde Artuklu Sarayı bulunuyor. Eski cezaevi binasının kongre merkezi, Saint George Kilisesi'nin sanat galerisi, diğer 6 tarihi binanın arkeoloji müzesi olması ve bahçesinin de taş eserlerin teşhir alanı olarak düzenlenmesi hedefleniyor. Eski garnizon komutanlığı binasına da müze kafeteryası işlevi verildi...''

Yine İçkale'deki özgün Diyarbakır mimarisini yansıtan Meryem-i Zal Kilisesi müştemilat binasına da kültür ve turizm il müdürlüğü taşınacakmış. Songül Hanım'a ''Doğrusu çoktan hak etmişsini z'' diyorum. Çünkü, yedi ay öncesine kadar moloz yığınlarından ve sayısız eklenti yapıdan 'görünemeyecek' durumda olan tarihsel peyzaj artık tümüyle 'gözler önünde' ...

Evet... Diyarbakır tarihiyle buluşabilmenin arayışı ve heyecanı içinde... Bunun da 'sürdürülebilir' kılınması için şu uygarlık yoksunu 'çatışma' ortamından kurtulup bir an önce 'barış' günlerine kavuşması gerekiyor...
Takvim
<<Haziran 2011>>
Pzt Sal Çar Per Cum Cmt Paz
    1 2 3 4 5
6 7 8 9 10 11 12
13 14 15 16 17 18 19
20 21 22 23 24 25 26
27 28 29 30      
Haber Bölümleri
Haber Kategorileri
Yayınlanan haberlere günlük olarak yukarıdaki takvimden, haberlerin kategorilerine ise aşağıdaki listeden ulaşabilirsiniz.