Haberler

Sömürgeciliğe direniş günü

Tarih: 5 Haziran 2008 Kaynak: Cumhuriyet Yazan: Oktay Ekinci
Bugün ve hafta boyunca “Dünya Çevre Günü” kutlanacak. Sayısız etkinlikte ve medyada “çevrenin korunması” sözleri, kim bilir kaç bininci kez verilecek.

Doğayı ve kültürü yok etmekte yarışan büyükler, çocuklarının çevreci yetişmelerini isteyecekler. Aynı çocukların, büyüklere “çevreci olun” çağrılarını da “sırıtarak” alkışlayacaklar.

Talana ve yağmaya siyasal önderlik edenler, çevrenin önemini ve verdikleri değeri yine yüzleri kızarmadan anlatacaklar. Dağdaki ormanları taş ocaklarına; kıyıdaki ormanları da otellere arsa olarak dağıtmalarını bile çevreciliklerinin göstergesi ilan edebilecekler.

Hele yeşil alanları imara açmada rekorlar kıran; dünyanın sorguladığı ölümcül enerji yatırımlarını dayatan; Kyoto’yu imzalamak için bile “baş kirletici” ABD’nin yumuşamasını bekleyen; kentlerin en değerli yaşam alanlarını mimarlık ve şehircilik yoksunu TOKİ bloklarıyla dolduran; eşsiz peyzajlara rant kulelerini diken; tarım topraklarını sömürgeci sanayiye arsa olarak dağıtan; su havzalarındaki kaçak kentleşmeyi yasal güvencelere bağlayan; kentsel dönüşüm adına, “yaşamı karartıcı” kültür ve insanlık düşmanı rant projelerini başlatan; sit kararlarını engellemek için en “kurnaz” bürokratik engelleri yaratan; antik kentlerin barajlarda boğulmalarına, arkeolojik alanların otel arazilerine dönüşmelerine önderlik eden; yeni “sivil”(!) anayasalarını bile ormanları 2B işgalcilerine pazarlayacak şekilde tasarlayan ve daha saymakla bitmez çevre kıyımına “demokrasi” adına karar ve onay verenler yok mu?

Onlar da kim bilir kaç bin kopartılmış çiçekle bezenmiş kürsülere çıkıp; en sevecen hallerini takınarak şu ünlü Afrika atasözünü yineleyecekler: “Dünya bize atalarımızdan miras kalmadı; biz onu çocuklarımızdan ödünç aldık!..”

O çocuklar sizi tanısalardı, acaba verirler miydi?

Kutladıklarını gizliyorlar
Peki, her yönüyle artık “çekilmez” olan bütün bu “kandırmaca söylemler” arasında, 5 Haziran’ın neden dünya çevre günü olarak kutlandığı açıklanıyor mu?

Birleşmiş Milletler’in (BM) 36 yıl önce Stockholm’de toplanan ilk “Dünya Çevre ve Kalkınma Konferansı”nın son gününde (5 Haziran 1972) kabul ve ilan edilen “Dünya Çevre Bildirgesi”nde neler söylendiği anımsanıyor mu?

Her 5 Haziran’da “kutlanan” kazanımın, işte bu bildirgedeki “temel uyarılar”ın, insanlığın ortak dileği olduğu anımsatılıyor mu?

Yanıtın, kocaman bir “hayır” olmasının nedeni; eğer anımsanır ve anımsatılırsa, o sırıtan sözde “çevreci” yüzlerin daha da kızaracak olmasıdır. Çünkü insanlık, daha o yıllardan, şimdiki talan ve sahtekârlıkların farkına varmış olmalı ki bakın hangi çağrıda bulunuyordu:

“İnsan yerleşimleri ve kentleşmenin, çevre üzerindeki olumsuz etkilerini kaldıracak ve herkes için azami sosyal, ekonomik ve çevresel yarar sağlayacak biçimde planlama yapılmalıdır. Bu bağlamda, sömürgeci ve ırkçı bir yaklaşımla hazırlanmış projeler terk edilmelidir.” (md.15)

Söyler misiniz; “herkes” yerine sadece “ayrıcalıklı yatırımcıları kayıran” planlama yapanlar, bu bildirgeyi nasıl kutlayabilirler?

İstanbul’daki imar şımarığı Dubai Kuleleri ya da İznik gölü kenarındaki ABD’li hukuk dışı Cargill fabrikası gibi “sömürgeci” projelere adeta sevdalanmışçasına destek verenler; hele Sulukule gibi bin yıllık bir kültürel zenginliğin üzerine adeta “ırkçı hezeyanlar”la çullananlar, aynı bildirgeyi nasıl yüksek sesle okuyabilirler? 

Yeniden ilan ediyoruz 
Evet... Bugün 5 Haziran ve tüm insanlık gibi biz de 1972 Dünya Çevre Bildirgesi’ndeki “uluslararası devrim” kabul edilen ilkelerin tüm ülkelerce onaylanmasını kutluyoruz.

İnsanlığın “ortak gelecek” için kabul ettiği; ancak çevre düşmanlarının asla anımsanmasını istemedikleri bildirgenin “unutulan” maddelerini yeniden ilan edelim mi?

İşte, bugünkü sömürgeci talan politikaları için en “sakıncalı” olan maddelerdeki kimi vurgulamalar:

“Özgürlük, eşitlik ve kaliteli bir çevrede onurlu ve yeterli yaşam şartlarında yaşamak temel insan hakkıdır.” (md.1’den)

“Tehlikedeki doğal hayatı ve habitatını korumak ve akıllıca yönetmek insanın özel bir sorumluluğudur.” (md.4’ten)

“Devletler, insan sağlığına ve deniz yaşamına zarar veren deniz kirliliğine karşı tüm önlemleri alacaklardır.” (md.7’den)

“Fiyat politikalarında ekonomik faktörler kadar ekolojik süreçler de göz önünde bulundurulmalıdır.” (md. 10’dan)

“Tüm devletlerin çevre politikaları herkes için daha kaliteli yaşam koşulları hedefine engel olmamalıdır.” (md.11’den)

“Kalkınma planlarındaki çevre koruma planlarına aykırı uyumsuzluklar yok edilmelidir. ” (md. 14’ten)

“İnsan yerleşimlerinde herkes için planlama yapılmalı; sömürgeci ve ırkçı projeler terk edilmelidir.” (md.15’ten)

“Bilim ve teknoloji, ekonomik ve sosyal kalkınmaya katkı ve insanlığın ortak yararı yönünde kullanılmalıdır.” (md.18’den)

“Medya, çevrenin bozulmasına değil, korunmasına hizmet edecek biçimde yayın yapmalıdır.” (md.19’dan)

“Ülkeler egemenlik haklarıyla kaynaklarını kullanır ve çevre politikalarını tespit ederler; ancak, komşu ülkelerin çevresine zarar vermeme sorumluluğunu da taşırlar.” (md.21’den)

“İnsan ve çevresi nükleer silahların ve diğer toplu imha araçlarının etkisinden korunmalıdır. Devletler bu silahların tamamen yok edilmesi için süratle gerekli antlaşmaları yapmalıdırlar...” (md. 26’dan)
Takvim
<<Mayıs 2011>>
Pzt Sal Çar Per Cum Cmt Paz
            1
2 3 4 5 6 7 8
9 10 11 12 13 14 15
16 17 18 19 20 21 22
23 24 25 26 27 28 29
30 31          
Haber Bölümleri
Haber Kategorileri
Yayınlanan haberlere günlük olarak yukarıdaki takvimden, haberlerin kategorilerine ise aşağıdaki listeden ulaşabilirsiniz.