Haberler

Başkentin Suyu Hem Kötü Hem de Pahalı

Tarih: 27 Haziran 2008 Kaynak: Cumhuriyet Yazan: Turhan Çakar
Kızılırmak Nehri üzerindeki Kesikköprü Barajından Ankara'ya getirilerek diğer barajlardan gelen sularla karıştırılıp musluklarımızdan akan şehir şebeke suyu üzerindeki tartışmalar giderek yoğunlaşmaktadır. Basından izlediğimiz kadarıyla, gerek Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı ve belediyenin diğer yetkilileri gerekse Sağlık Bakanı ile Çevre ve Orman Bakanı Ankara'da bugünlerde kullanılan suyun rahatlıkla içilebileceğini ve standartlara uygun olduğunu belirtmektedirler. Bir takım Tv kanalları ise Sayın Melih Gökçek'i ve Ankara şehir şebeke suyunu aklama yarışına girmişlerdir. Hatta bazı bilim insanları bile Ankara şehir şebeke suyunun standart kapsamında bulunduğunu belirtmekte, ancak, TS 266 Standardı kapsamındaki suların sınıflandırıldığına ve Ankara'da bugün kullandığımız suyun nasıl sınıf düştüğüne ve kalitesinin bozulduğuna değinmemektedirler. Oysa, bugün başkent Ankara'da kullanılan su, Kızılırmak suyu ile karıştırıldıktan sonra TS 266 Standardına göre sınıf düşmüştür. Bu savımıza açıklık getirmek üzere Türk Standardı olan TS 266 ­ İnsanî Tüketim Amaçlı Sular ile ASKİ'nin 2007, 2008 yıllarına ilişkin Su Analiz Raporları ile Hıfzıssıhha'nın 19 Haziran 2008 tarihli Su Analiz Raporunu karşılaştıralım.

Yukarıdaki tabloda klorür, sülfat, demir ve iletkenlik değerlerinin gösterildiği "İnsanî Tüketim Amaçlı Sular" adlı Türk Standardında ( TS 266 ) sular iki sınıfa ayrılmaktadır. Şöyle ki; Sınıf 1 ­ kaynak ( memba ) suları, Sınıf 2 ­ kaynak suları dışındaki insanî tüketim amaçlı sular. Sınıf 2 sular ise ; Tip 1 ­ işlem görmüş kaynak ( memba ) suları, Tip 2 ­ içme ve kullanma suları olmak üzere iki tiptir. Tablodan da görüldüğü gibi, Sınıf 1 ve Sınıf 2 Tip 1 sularda klorür miktarının en çok 30 miligram / litre, sülfat miktarının en çok 25 miligram / litre, demir miktarının en çok 50 mikrogram/Litre, iletkenlik değerinin ise en çok 650 ( _S/cm) olması gerekmektedir. Eğer, bu miktarlar aşılırsa; su, Sınıf 2 Tip 2 düzeyine düşer yani suyun kalitesi düşer ve kötüleşir. Bugün kullandığımız ve Kesikköprü Barajından gelen Kızılırmak suyu ile karıştırılıp başkente verilen suyun kalitesi düştü mü, düşmedi mi? Ya da başkentin suyu sınıf düştü mü, düşmedi mi ?! Düştüyse, ne kadar düştü? Bu soruların yanıtı aşağıda verilmektedir.

Başkentin Kullandığı Suyun Dünü, Bugünü ve Standarttaki Yeri
ASKİ'nin elimizde bulunan Kasım 2007, Aralık 2007, Şubat 2008 ve Haziran 2008 tarihli Analiz Raporları ile 19.06.2008 tarihli Sağlık Bakanlığı Refik Saydam Hıfzıssıhha Merkezi Başkanlığı'nın analiz raporlarında başkent suyunun litresindeki klorür, sülfat, arsenik, demir miktarları ile iletkenlik değeri aşağıda verilerek Türk Standardı olan İnsanî Tüketim Amaçlı Sular Standardı ( TS 266) ile karşılaştırılmıştır.

Tablolarda görüldüğü gibi İvedik Arıtma Tesisi'nden çıkan Ankara Şehir Şebeke Suyundaki klorür, sülfat, demir miktarları ile iletkenlik değerinin yükselmesi ile bu yönlerden başkentin suyu Sınıf 2 Tip 1'den Sınıf 2 Tip 2'ye düşmüştür. Ayrıca, ASKİ'nin 10.06.2008 tarihli analiz raporunda sodyum, potasyum, kalsiyum, magnezyum ve florürünün litredeki miktarları ile Hıfzıssıhha'nın 19.06.2008 tarihli analiz raporunda bakır, kurşun, krom ve siyanürün litredeki miktarlarının ASKİ'nin önceki ı(2007 yılı ile 2008 yılının ilk ayları ve daha önceki yıllar) analiz raporlarındaki değerlere göre arttığı görülmüştür. Açıkça görülmektedir ki Kızılırmak suyunun başkent suyundaki oranı arttıkça yukarıda belirttiğimiz maddeler ve kimyasal kirlilikler artmakta, suyun sınıfı ve kalitesi düşmekte, sağlık açısından risk derecesi ile birlikte fiyatı da artmaktadır.
Takvim
<<Temmuz 2011>>
Pzt Sal Çar Per Cum Cmt Paz
        1 2 3
4 5 6 7 8 9 10
11 12 13 14 15 16 17
18 19 20 21 22 23 24
25 26 27 28 29 30 31
Haber Bölümleri
Haber Kategorileri
Yayınlanan haberlere günlük olarak yukarıdaki takvimden, haberlerin kategorilerine ise aşağıdaki listeden ulaşabilirsiniz.