Haberler

Yurtdışında Türkiye’nin kıymetini anlıyoruz

Tarih: 22 Eylül 2008 Kaynak: Hürriyet Yazan: Meltem Kara
Yurtdışındaki projeleri müteahhitlik ve gayrimenkul geliştirme olarak incelemek gerektiğini söyleyen Garanti Koza Yönetim Kurulu Başkan Vekili Murat Binark, "Biz yurtdışında sadece müteahhitlik yapıyoruz. Bizi yurtdışına yönelten sebep ise, yurtdışında nispeten kolay iş alınması ve makul seviyedeki kár marjlarıdır. Bu iki unsur Türkiye’de böyle değil. Müteahhitlik işinde, yurtiçinde karlı iş almak zor, yapmak kolay; yurtdışında karlı iş almak kolay, yapmak zor. Esasında yurtdışına gittiğinizde Türkiye’nin kıymetini daha iyi anlıyoruz" dedi.

Yurtdışında risk daha az
Türkiye'de gerçekleştirilen projelerde büyük fırsatlar yakalanabileceği gibi büyük risklerin de alındığını kaydeden Canan Yapı Yönetim Kurulu Başkanı Necati Akyazıcı, "Türkiye’de gayrimenkul sektörü büyük fırsatları istikrarlı ve reel faizlerin düştüğü dönemlerde yakalıyor. Kriz dönemleri ise kazanımların bir anda yok olmasına yol açabiliyor. Yurtdışı projelerde kárlar daha sınırlı, fırsatlar daha az olmakla birlikte daha istikrarlı ve risk az" diye konuştu.

İstanbul’un projeleri yurtdışına taşınıyor
Gayrimenkul kuruluşları, uluslararası fuarlarda büyük beğeni gören, bir çok yarışmada Türkiye’ye ödüller kazandıran konut projelerinin benzerlerini şimdi, yurt dışına taşımaya hazırlanıyor. Türk firmaları, başta Avrupa ülkeleri olmak üzere, Ortadoğu, Rusya ve Türki Cumhuriyetler’de ortak konut projeler geliştirmek için çalışmalar yapıyor. Bunların başında da, Teknik Yapı, Garanti Koza, Aşçıoğlu, Güneri İnşaat, Dumankaya, Dap Yapı, Canan Yapı, Regnum ve KKG gibi gayrimenkul kuruluşları geliyor.

Teknik Yapı, Ataşehir ve Bahçeşehir’de gerçekleştirdiği Uphill Court projesinin yurt dışında da beğeniyle karşılanması üzerine, 3 bin konuttan oluşan bir benzerini Rusya’da uygulamaya koymak için çalışmalara ağırlık verdi. Ayrıca, geliştirdiği rezidans projelerini Ortadoğu ülkelerinde uygulamaya koymak için ortaklık görüşmelerini de sürdürüyor. Regnum, Bodrum’da hayata geçirdiği Bargylia projesi’nin İngiltere’de düzenlenen Bentley Rewards’da ’En İyi Proje’ ve ’En İyi Mimari Çizim’ ödüllerini kazanmasının ardından rotayı Avrupa’ya çeviren kuruluşlar arasında başı çekiyor. Bulgaristan’da Crystal Apartments ve Tulip Residence projelerini gerçekleştiren Regnum, İngiltere’de de Helion Palace projesini hayata geçirdi. Bu projelerde elde edilen başarı, grubun yeni projeler için kolları sıvamasına yol açtı.

Selenium projelerini dünya markası yapmak isteyen Aşçıoğlu İnşaat da, ilk uygulamayı gerçekleştirmek için Yunanistan’da düğmeye bastı. Şu anda terkedilmiş olan eski Atina Havaalanı’nın arazisi üzerinde yeni bir konut projesine başlayarak, Selenium zincirine ’Atina halkası’nı da ekleyecek. Bahreyn’de 94 villalık konut projesini hayata geçiren Garanti Koza da, Rusya, Türkmenistan, Kırgızistan, Gürcistan, Suudi Arabistan, Bahreyn, Romanya ve Bulgaristan’da yeni konut projeleri için görüşmelerini sürdürüyor. Güneri İnşaat, Libya ve Suudi Arabistan’a yönelirken, Dumankaya, Umman ve Dubai’den gelen teklifleri değerlendiriyor. Dap Yapı ve KKG İnşaat’ın da yurtdışı hedefleri bulunurken Canan Yapı da Almanya’da şehir merkezlerinde eski yapıların satın alınarak restore edilmesi veya yeni yerleşim bölgelerinde 10 milyon Euro’yu aşmayan proje üretmek istiyor.

Marka değeri artıyor
Yurtdışında projeye başlayacak firmaların öncelikle söz konusu ülkenin hukuk ve mali sistemini, iş ve işçi piyasasının yanı sıra iklim şartlarını da bilmesi gerekiyor. Ayrıca yurtdışındaki müşteri kitlesi Türkiye’den farklı olduğu için firmaların kitlenin ihtiyaçlarını da iyi araştırması öneriliyor. Türkiye’nin ekonomik ve siyasi krizlerden çabuk etkilenmesi ve Türkiye’de bürokratik engellerle karışılaşılması yurtdışı projelere talebi artırıyor. Bunda da, yurtdışında gerçekleştirilen projelerde devlet desteği ve teşviğinin Türkiye’den daha fazla olması etkili oluyor. Yurtdışında malzeme ve işçi temininde sorun yaşanmasına rağmen Türk firmaları, marka değerini artırmak, istikrarlı bir ortamda az risk alarak büyümek için bu tür yatırımları tercih etmeye başladı.

Yurtdışında devlet desteği daha fazla
Teknik Yapı Başkanı Nazmi Durbakayım, Teknik Yapı’nın mutlaka yurtdışında proje yapmak gibi bir çabası olmadığını belirterek yurtdışında proje gerçekleştirme nedenlerini şöyle aktardı: Yurtdışındaki yatırımcılar çalışmalarımızı çok beğendiler. Yurtdışına açılmanın marka değeri açısından çok önemli olduğunun bilincindeyiz. Amacımız dünyada söz sahibi olan inşaat sektörünün sanayi kolunu konut alanında da geliştirmek. Ayrıca yurtdışında gerçekleştirilen projelerde devlet desteği ve teşviki yurtiçinden çok daha iyi. Proje gerçekleştirilirken önümüze sürekli bir değişiklik çıkmıyor."

Türkiye’deki bürokrasi yurtdışına yöneltiyor
"Ülkemizde işadamları müteşebbis ama bürokrasi çıkmazı bunaltıyor" diyen Aşçıoğlu İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı Yaşar Aşçıoğlu T ürkiye’de ve yurtdışında proje yapmanın farklarını şöyle anlatıyor: "Şu anda vaktimin yüzde 10’unu işlerimle, yüzde 90’ını ise bürokrasiyi çözmekle geçiriyorum. Vatandaşlarımızın güvenli ve modern teknolojiyle donatılmış yapılarda oturmasını sağlayacak müteahhitlerimize destek olmalılar. Bürokratlar son dönemde faaliyette bulunmakta olan yerli ve yabancı inşaat firmaları ile işbirliği içinde rahatça görüşmeli, seçilirken vaat ettikleri ülkemizi refaha kavuşturmanın yollarını birlikte çözmelidirler."

6 günde 1 kat çıkıyor inşaat süreleri yarı yarıya düşüyor
Gayrimenkul sektöründe yaşanan rekabet, sosyal donatılardan farklı mimarilere, peyzaj düzenlemelerinden, dairelerin özelliklerine kadar bir çok açıdan kendini gösteriyor. Saygınlık kazanmak isteyen inşaat firmaları da projelerini söz verdikleri tarihten önce teslim etmek için birbirleriyle yarışıyor. Bu da, gayrimenkul sektörünün alt sektörlerinde de rekabetin kızışmasına neden oluyor. Yılda yaklaşık 300 kule vincin satıldığı sektöre artık, yüksek hızlarla çalışan 200 metreden yukarı çıkan binaların inşaatında kullanılan kule vinçlerin yanı sıra villa ve dar alanlarda da çalışabilen vinçler sektöre sunuluyor. Böylece, eski teknolojiyle bir ayda yükselen bir kat, 6 günde çıkılarak inşaat süresi yarı yarıya azalıyor.

Yüksek teknoloji gerekiyor
Alman Manitowoc Crane Group bünyesindeki Potain markalı kule vinçlerin Türkiye’deki satış ve pazarlama faaliyetlerini yürüten Tekno İnşaat Makinaları’nın Yönetim Kurulu Başkanı Altay Coşkunoğlu yeni kule vinçler hakkında şu bilgileri verdi: "İstanbul’da bundan sonra 200 metreden yüksek binaların inşası hız kazanacak. Yukarı doğru giden binalar, kule vinçlerin donanımını da zorluyor. Artık apartman binası yapacak vinçler yerine, yüksek teknolojili vinçlere ihtiyaç doğuyor. Kule vinçlerde LVF sistemiyle 250-300 metreler son derece başarılı. 300 metrenin üzerine çıkıldığında LCC sistemi faaliyete giriyor. Bu teknolojiyi vinçlere ilk uygulayan da Potain markası oldu. Özellikle yüksek projelerde "6 günde 1 kat" slogan haline geldi. Selenium Twins ve Avrupa Konutları TEM gibi projelerde bu hız yakalandı."

Kiralama 5 bin Euro
Şu anda 48 adet kiralanabilir vince sahip olduğunu aktaran Coşkunoğlu şunları söyledi: "Bu rakamı 2009’da ikiye katlamak istiyoruz. Çünkü, kriz dönemlerinde kiralamaya olan talep üçe katlanıyor. Belirsizlik nedeniyle müteahhitler kule vinç almak yerine kiralayarak projeyi bitiriyor. İnşası 8 ayı aşan projelerde ise satın almayı öneriyoruz. Kule vincin aylık kiraları yükseklik ve kapasiteye göre KDV ve sigorta hariç 5 bin Euro’dan başlayıp 12 bin Euro’ya kadar çıkıyor. Satış fiyatları ise 150 bin Euro ile 500 bin Euro arasında değişiyor."

Villa ve dar alana çözüm
Artık villa gibi müstakil konutlarda ve dar alanlarda da kule vinç kullanımının başlayacağını kaydeden Tekno İnşaat Makinaları Yönetim Kurulu Üyesi Sinan Türeyen ise şöyle konuştu: "Potain’in IGO serisi villa ve müstakil konutlarda kullanılacak. Kolay kurulup sökülebilen bu vinçleri gün içinde bir kaç mahalleye götürüp, kurup sökmek 3-4 villaya hizmet vermek mümkün. Bu vinç uzaktan kumandayla yönlendiriliyor. Ayrıca İstanbul’daki arsa sıkıntısı nedeniyle dar alanlarda proje gerçekleştiriliyor. Levent gibi dar parsellerin olduğu yerlerde, normal kule vinçler kullanılamıyor. Vinç dönerken yan binalara çarpıyor. Yakında dar alanlarda kullanılan vinçleri de sektöre sunacağız."

Sektör yüzde 50 daraldı
2004’ten önce Türkiye’de yılda 50 kule vinç satıldığını belirten Altay Coşkunoğlu şu bilgileri verdi: "Yaşanan talep artışı, satışları yılda 600 adete kadar çıkarttı. Talep patlaması öngörülemediği için sektör hazırlıksız yakalandı. Bu durum, küçük firmaların sektöre girmesine yol açtı. Daralmanın etkisiyle firmalar, yatırımlarını askıya alınca sektörde 2007’ye göre yüzde 50’lik bir daralma yaşanıyor. Şu anda kule vinç sektörünün büyüklüğü 70 milyon Euro’ya ulaşıyor."

Yurtdışına da kule vinç gönderiyoruz
Türk müteahhitlerin çalıştığı her ülkeye kule vinç gönderdiklerini ifade eden Altay Coşkunoğlu, "Ağırlıklı olarak Kuzey Afrika, Ortadoğu ve eski Sovyetler Birliği ülkelerinde faaliyet gösteriyoruz. Şu anda iki teknik ekibimiz iki ayrı ülkede çalışıyor. Ukrayna, Kazakistan, Türkmenistan, Kırgızistan, Azerbaycan’da yer alıyoruz. Pakistan ve İran’da da satış sonrası hizmetleri yürütmeye başladık. Kule vinçlerimiz Moskova’nın en yüksek binalarını da inşa etmeye başladı" dedi.
Takvim
<<Temmuz 2011>>
Pzt Sal Çar Per Cum Cmt Paz
        1 2 3
4 5 6 7 8 9 10
11 12 13 14 15 16 17
18 19 20 21 22 23 24
25 26 27 28 29 30 31
Haber Bölümleri
Haber Kategorileri
Yayınlanan haberlere günlük olarak yukarıdaki takvimden, haberlerin kategorilerine ise aşağıdaki listeden ulaşabilirsiniz.