Haberler

Eko-Tek Kentler

Tarih: 23 Eylül 2008 Yazan: Aslı Canbal Özdemir

Fotoğraflar: Arkitera Mimarlık Merkezi

Gazi Üniversitesi Şehir ve Bölge Planlama Bölümü Güz Dönemi Açılış Etkinlikleri kapsamında düzenlenen “Uluslararası Ekolojik ve Teknolojik Kentler Konferansı” 19 Eylül 2008 tarihinde Gazi Üniversitesi Mühendislik Mimarlık Fakültesi Konferans Salonu'nda gerçekleşti. Üç oturumda farklı disiplinlerden gelen konuşmacılar tarafından toplam dokuz sunumun yapıldığı konferansta, “Ekolojik ve Teknolojik Kentler” farklı açılardan ele alındı. Ağırlıklı olarak öğrenciler ve akademisyenlerden oluşan izleyiciler, ilgiyle takip ettikleri oturumların ardından verilen tartışma aralarında konuşmacılara yönelttikleri sorularla etkinliğe katılım gösterdiler.

“Kentler Sorundur, Aynı Zamanda da Çözüm”
Konferansın ilk oturumunda, “Mevcut ve giderek artmakta olan ve tüm gezegeni ilgilendiren çevre krizi içinde, kentler doğanın ve anahtar kaynakların kirlenmesinin temel nedenidir. Temel sorun olmaları nedeniyle, aynı zamanda da çözümdürler. Nitekim, gezegende ikamet eden bu kadar insan için, kentler kurtuluş için en iyi şanstır,” diyerek konuşmasına başlayan Unitec Teknoloji Enstitüsü'nden Dr. Dushko Bogunovich, kentlerin bu önemli görevi yerine getirmeden önce, ilk olarak kentlerin ne olduğu hakkındaki algılayışın ve sonrasında kentlerin tasarım paradigmasının değişmesi gerektiğini, bu süreçte kentlerin görünüşünün de değişeceğini belirtti.

Kent düşüncesinin kendi içinde hatalı olmadığını, sorunun çağdaş kentlerin tasarım ve teknolojilerinden kaynaklandığını ve bunların tehlikeli şekilde eskimiş olduğunu dile getiren Bogunovich, günümüzde kentsel tasarımcıların çoğunun “gelenekçiler ve modernistler” şeklinde ayırdığı iki tasarım anlayışı çerçevesinde çalıştığını ve sürdürülebilirlik gündemini bir tehdit, tehlike veya içinden çıkılmaz bir güçlük olarak görme eğiliminde olduklarını belirtti.

Kentlerin tasarımında temel eksikliğin, ekoloji ve termodinamik kanunlarının yok sayılması olduğunu söyleyen Bogunovich, kenti bir ekosistem ve bir peyzaj, bununla beraber doğal süreçleri taklit eden ve bir anlamda kendi metobolizmasını büyük ve doğal olan ekosistemin taşıma kapasitesi içinde besleyen yapay bir ekosistem olarak kabul eden yeni bir tasarım anlayışına ihtiyacımız olduğunu belirtti.



Farklı bakış açılarına ve gündemlerine rağmen, plancıların, mimarların, peyzaj mimarlarının ve mühendislerin diğer perspektiflerin değerini ve ilintisini kabul etmenin ötesinde bir arada çalışmayı öğrenmek zorunda olduklarını belirten Bogunovich, paylaşmak ve kabul etmek zorunda oldukları konuları maddeledi:

“- Kentin ne olduğuna dair ortak bir algı (yapay bir ekosistem)
- Ekolojik bir bakış açısı ile kentin nasıl çalıştığı (kent metobolizması)
- Çevresel olarak sürdürülebilir olup olmadığını nasıl bileceğimiz (bilgi ve iletişim teknolojisini kullanarak kent metobolizmasını izlemek)
- 'Yeşil ve akıllı' olarak adlandırılan temel tasarım anlayışı”

Bogunovich kentlerin bütünsel yapısı (ya da bir bölümü) bir kez kurgulandıktan sonra, sürdürülebilir kent yaklaşımının bir parçası olarak bu dört tasarım dalının kendi ilgi başlıklarına yoğunlaşabileeceğini belirtti:

“- Mimarlar: Yeşil binalar
- Peyzaj mimarları: 'İşleyen' kentsel açık alanlar (sadece dekoratif ve rekreasyonel değil)
- Mühendisler: 'Yeşil altyapı' (kamu yararı sorumluluğunda olan yeşil altyapı)
- Plancılar: Mekansal gelişme stratejileri, kentsel metobolizmanın modellendirilmesi ve sürekli izlenmesi”

“Dünya yeşil kentlerle ilgili çözümlere ihtiyaç duymakta ve bunları satın almakta istekli bir durumdadır. Bu gelişen bir endüstridir, bu endüstrideki kazananlar büyük karlar elde etmektedir.” diyen Bogunovich, yeni fikirlerin öncelikle çevresel, bina ve inşaat teknolojilerini akıllı teknolojiyle birleştirmek üzerine odaklanması ve bunların tüm kentsel mekana yayılması için gerekli uygulamalara öncelik verilmesi gerektiğini belirtti.

“İşlevsel ve pratik sürdürülebilir kentleşme teknolojinin ve ekolojinin mutlu birlikteliklerinden oluşmaktadır, bu da peyzaj kentleşmesinin ve eko-tek tasarımlarının kombinasyonuyla başarılmaktadır,” diyen Bogunovich, geleceğin sürdürebilir kentinin görselleştirilmesinde en iyi yolun eko-tek peyzajın düşünülmesi olduğunu söyleyerek sunumunu tamamladı.



Kent Planlamasında Karma Kullanım
İlk oturumun ikinci konuşmacısı Prof.Dr. Şule Karaaslan “Enerji Etkin Planlama ve Eko-Kent” başlıklı sunumuna ekolojik ve teknolojik kentlerin oluşturulmasında günümüz koşullarının değerlendirilmesi ve planlamanın önemini vurgulayarak başladı. Sadece bir tane eko-tek bina yapmaktan öte, bir bölgenin tamamının planlaması için değerlendirilecek kriterlerin çok daha çeşitli olduğunu belirten Karaaslan, kentsel seviyede prototipin oluşturulmasının önemli bir konu olduğunu ancak yeterli olmadığını, çünkü kentlerin sadece yerleşim alanlarından oluşmadığını söyledi.

Karma kullanımın ulaşım verimliliğinde önemine değinen Karaaslan, ticaret ve konut fonksiyonlarının bir arada planlanmasıyla elde edilecek enerji tasarrufunu örnek gösterdi. Planlamada oluşturulacak doğal alanların rekreasyon fonksiyonu dışında havalandırma kanalları olarak da işlevinin bulunduğunu belirten Karaaslan, planlamada bu konuya da dikkat edilmesi gerektiğini vurguladı.

Planlamada her birimin kendi kendine yetmesi gerektiğini belirten Karaaslan, konuşmasına LEED Standartları'nın öneminine değinerek devam etti. Eko-Tek kentler için anahtar kelimenin “yeşil ve akıllı” olduğunu, ancak buna ulaşmak için farklı yollar bulunduğunu söyleyen Karaaslan, ölçekler arası ilişkinin önemini ve şu anki mevzuatta yer alan yukarıdan aşağıya ölçekte planlama sisteminin mutlaka değişmesi gerektiğini belirterek konuşmasını tamamladı.

İlk oturumun üçüncü konuşmacısı Greenpeace Akdeniz Genel Koordinatörü Dr. Uygar Özesmi, “Enerji [D]evrimi ile Kendine Yeten Kentler” başlıklı konuşmasında geleceğin kentlerinin nasıl olması gerektiğine değindi. Mevcut teknolojiyle kendine yeten kentler oluşturulmasının mümkün olduğunu belirten Özesmi, “Yeter ki bunun için gerekli politikalar üretilsin,” dedi. Konuşmasına mevcut teknolojinin kendine yeten kentler oluşturulmasında kullanımıma örnekler vererek devam eden Özesmi, bütüncül planlamanın yanında bireylerin çevre duyarlılığının da sürdürülebilir çevre için önemli olduğunu, verdiği çeşitli örneklerle vurguladı. Özesmi konuşmasını, değindiği bütün konuların ötesinde insanlığın dünya üzerinde hızla büyümesinin bir an önce dizginlenmesi gerektiğini söyleyerek bitirdi.

İlk oturumun son konuşmacısı Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi'nden Yrd.Doç.Dr. A. Erdem Erbaş “Yeni Konut Gelişme Alanlarında Yerel Enerji Planlaması” başıklı sunumunda bu alanda yaptığı çalışmaları aktardı.

Çeşitli kentlerden verilen örneklerle devam eden ikinci ve üçüncü oturumlarda, Kerstin Akerwall'un sunumunda Malmö, Markku Siiskonen'in sunumunda Viikki-Helsinki, Şule Nişancıoğlu'nun sunumunda Londra Haringey Belediyesi, Arş.Gör.Dr. Özge Ercoşkun'un sunumunda Ankara-Güdül örnekleri incelendi. Konferasın son konuşmacısı Dr. Nuran Talu'nun “Katılımcı Çevre Planlaması için Bir Yöntem: YEÇEP (Yerel Çevre Eylem Planları)” başlıklı sunumuyla sonlanan konferansın ardından konuşmacılara Gazi Üniversitesi tarafından katılım sertifikaları verildi.
Takvim
<<Temmuz 2011>>
Pzt Sal Çar Per Cum Cmt Paz
        1 2 3
4 5 6 7 8 9 10
11 12 13 14 15 16 17
18 19 20 21 22 23 24
25 26 27 28 29 30 31
Haber Bölümleri
Haber Kategorileri
Yayınlanan haberlere günlük olarak yukarıdaki takvimden, haberlerin kategorilerine ise aşağıdaki listeden ulaşabilirsiniz.